Göçmenlere kimlik kartı verilmediği zaman sağlık sistemine kayıtlı olmadıkları için herhangi bir sağlık kurumunda muayene olamıyorlar. Muhtaç durumda olan göçmenlere verilen aylık 300 liralık yardımdan da faydalanamayan Afganlar çareyi Avrupa’ya ya da başka illere gitmekte buluyor.

Afganların Uşak’ı terk etmesi Uşak sanayisini de etkilediği  bir çok işverenin Afganların kurdukları dernekleri arayarak kendilerinden işçi istediği ifade ediliyor.

Afganlar neden Uşak’a Geliyorlar?

Uşak Üniversitesi Dr.Öğr. Üyesi Hasan Güler’in Afganlı Göçmenlerin Göç Süreçleri ve İşçilik Deneyimleri: Uşak İli Örneği  isimli makalesinde Uşak’ta yaşayan Afganların sanıldığı gibi ülkelerindeki savaş değil ekonomik nedenlerden dolayı Türkiye’ye ve Uşak’a geldiği belirtiliyor. Makalede Afganların nihai varış noktası olarak Batı Avrupa’yı belirlemesi ekonomik nedenlere göç ettiklerinin en önemli göstergesi olduğu belirtiliyor. Makalede Afganların Uşak’taki durumu şu şekilde anlatılıyor; “ Şartlı mülteci statüsünde Uşak sınırları içinde yaşamak zorunluluğu, emek piyasası içinde vasıf gerektirmeyen ve genelde yerli nüfusun çalışmadığı alanlarda istihdam edilmelerinin önünü açmıştır. İşgücü piyasasında, oldukça kırılgan ve sömürüye açık çalışma koşulları altında kendilerine yer bulmaya çalışan Afganlı göçmenler emek piyasasında ikili bir işlevi yerine getirmektedirler. Birincisi, yerli nüfusun ve sonradan gelen göçmenlerin zamanla vasıf gerektiren işlerde yoğunlaşmasıyla, vasıfsız emek arzını karşılamaları; ikincisi ise, diğer göçmen gruplarla birlikte emek arzı fazlalığı yaratarak ücretleri baskılama araçlarından biri olan “yedek işgücü ordusu”na dönüşmeleridir.”

“Uşak, Açık Hava Cezaevi”

Makalesinde İşgücü piyasasında düşük ücretler ve zor koşullar altında çalışmak zorunda kalan Afganlıların gündelik hayatın diğer alanlarında da birçok olumsuzlukla baş etmek zorunda kaldıklarına değinen Güler devamında şu ifadeleri kullandı; “Uşak sınırları dışında başka bir ilde yaşam kurmaya olanak vermeyen yasal kısıtlar, özellikle Afganlı gençlerinin tabiri ile “açık hava cezaevine” benzer bir sıkışmışlık hissine sebep olmaktadır. Bunun yanında ülke genelinde Suriyeli göçmenler hakkında basında yaygınlaşan olumsuz göçmen imajı ve en ufak bir olayda toplumsal öfkenin nesnesi haline gelmeleri, Uşak’ta yaşayan diğer göçmen topluluklarla birlikte Afganlıların yaşamını zorlaştıran nedenlerin başında gelmektedir. Bu tür olumsuzluklarla baş etme stratejisi olarak devreye grup içi dayanışma girmektedir. Dayanışma zorunluluğu Uşak’ta yaşayan Afganlı göçmenlerin kendi aralarındaki dini ve etnik ayrımları önemsizleştirmiştir. Ayrıca Uşak kamusalında kalabalık gruplar halinde dolaşarak grup asabiyetini güçlü kılmaya çalışmaktadırlar. Kent mekânında yerli nüfusun etkisinden uzak alternatif sosyalleşme alanları oluşturarak kendi ihtiyaçları doğrultusunda kenti yaşanılır kılmaya çalışmaktadırlar. Son olarak, Türkiye’nin etkili bir göç politikasının olmayışı ve muğlaklıklar üzerinden geliştirdiği palyatif çözüm arayışları göçmenlerin yaşamını daha da zorlaştırmaktadır.”

HABER / BAYRAM ALİ KELEŞ

Editör: Zülal Karadedeli