“Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş olan  mübarek Ramazan ayının şahsımız, ailemiz, Uşak’ımız, memleketimiz ve bütün İslam alemi için rahmet mağfiret  ve dünya ahiret sıkıntılarından kurtulmaya vesile olsun. Cenab-ı Hakk inşallah bu Ramazan’ı bizim için maddi ve manevi arınmaya, temizlenmeye, olgunlaşmaya, kemale ulaşmaya fırsat eylesin” diyen Müftü Güzel Ramazan ayının her şeyden önce Kur’an ayı olduğunu  Ramazan’ı gerçek manada ihya etmek isteyen Müslümanların öncelikle yapacakları işin Kur’an’ı, hayatlarına , duygularına, düşüncelerine, gönüllerine, akıllarına, hafızalarına, İnanç olarak, ibadet olarak, ahlak olarak indirmek  olması gerektiğini söyledi. Müftü Güzel; “Bir nizam bir hayat ve yaşam biçimi olarak bir medeniyet olarak uygulanan yaşanan ve yaşatan bir nizamın temsilcileri olarak Kur’an’ın hayattaki temsilcileri ve tatbikçileri rolünü Müslümanların hakkiyle üstlenmeleri gerekiyor.” Dedi.

“RAMAZAN  KUR’AN AYI OLDUĞU KADAR  İLİM, HİKMET  VE MAĞFİRET AYIDIR”

Ramazan’ın  Kur’an ayı olduğu kadar  ilim, hikmet, mağfiret ayı olduğunun da altını çizen Müftü Güzel; “Kur’an’ı Kerim’in onlara hayat verecek reçetelerini bizzat tatbik ederek insanlara numune-i intisal olabilecek  bir hayata yaşamaları adına Kur’an Müslümanlara görev, vazife ve sorumluluk yüklemektedir. Kur’an’ı Kerim’in okunması anlanması ve yaşanması noktasında sorumluluğumuz kadar okutulup, anlatılıp, yaşatılması adına da bir vazife bizleri beklemektedir. Ümmetin en hayırla olmanın yolunun Kur’an’ın taallüm etmek, okumak, anlamak, yaşamak, anlatıp yaşatmak görevini hakkıyla yerine getirmek olduğuna göre ümmetin en hayırlısı olma noktasında sorumluluk yüklenmemiz  vazgeçilmez  görevlerimizdendir. İnşallah bu Ramazan vesilesiyle biz Kur’an’ı hayatımıza ve bütün hayata inzal eden bir anlayışı bir görevi bir vazifeyi icra etmiş oluruz. “ şeklinde konuştu.

“RAMAZAN BİR MEKTEPTİR, BU MEKTEBİN TEMEL KAYNAK KİTABI KUR’AN VE ONU AÇIKLAYAN RASULALLAH’IN SÜNNETİDİR”

Kur’an’ı Kerim’i  Allah’ın kelamı, dünyada  ve  ahirette saadete ulaştırmak için rahmet, bereket,  ve mağfiret vesilesi olarak nitelendiren Müftü Güzel Kur’an’ın bir hayat nizamın olduğunun Ramazan ayında daha çok anlatılması ve bu bilincin kazandırılması için bu ayın bir fırsat olarak değerlendirilmesini gerektiğine değindi. Müftü Güzel konuyla ilgili olarak şunları söyledi; “ Öncelikli olarak şunu ifade edelim Ramazan bir mekteptir, bu mektebin temel kaynak kitabı Kur’an ve onu açıklayan Rasulallah’ın sünnetidir. Müslümanların  Ramazan’ı bu bakış açısıyla anlamaları gerekir. Bunun yanında Ramazan mektebinin terbiye eğitim metodu olarak oruç, onları takva sahibi kılmak adına emredilmiştir. Canab-ı Hakk’ın cennete hazır hale getirmek adına kullarına ikramı olan ve terbiye metodu olan, ıslah, kemal ve olgunlaşma vasıtası olarak kullarına ikramı olan orucu Müslümanların iyi anlaması gerekir. Oruç kullara bir imsak ve iftar bilinci vermektedir. İmsak kişinin duyusunu, düşüncesini, iradesini Allah’a göre programlamasının adıdır. İftar da Cenab-ı Hakk’ın meşru çerçevede nimetlerinde istifade edebilmenin onunla ihtiva edebilmenin şuğurunun yansımasıdır. Bu nedenle orucu Müslümanlar olarak gerçek manada anlamak zorundayız.”

“ RAMAZAN AYNI ZAMANDA İNFAK AYIDIR”

Müftü Güzel konuşmasının devamında Ramazan ayının güzelliklerini şu şeklide anlattı; “ Ramazan aynı zamanda infak ayıdır. Sadaka- ı fıtrımızla, zekatlarımızla, fidyelerimizle durumu iyi olan kardeşlerimizin kendilerinin bedeni ibadetlerin olan orucu gerçekleştirdikleri gibi mali ibadetleri olan bu ibadetleri de bizzat hayatlarına deruhte etmeliler. Yeryüzü coğrafyasındaki mazlum, ihtiyaç  sahibi kardeşlerimize yıllarca imdat etmiş onların yanında olmuş ve bütün yaralarını sarmış necip milletimizin bu infak bilincini de elbette hakkıyla anlayıp bütün ihtiyaç sahiplerine en yakınlarından başlayarak imdat eyleyeceklerine inanıyor ve şimdiden yaptıkları, yapacakları hayır ve hasenatların  Cenab’ı Hakk katında kabul olmasını diliyorum. Bu konuda özellikle vurgulamak istediğimiz bir husus var. Zekat fakirin Müslüman’ın malındaki hakkıdır. Bunun vermemek fakirin hakkını gasp etmektir. Zekat bir Müslüman’ın en cimrisinin bile verdiği hayrın adıdır. Aslı olan infaktır “ Sana neyi infak edeceğini soruyorlar, ihtiyacın dışındaki tümünü” diyen Rabbimize Müslümanlar kulak vererek infakı hayatlarında bir medeniyet olarak yaşamak durumundalar.

“RAMAZAN KARDEŞLİK AYIDIR”

Ramazan ayı arınma, temizlenme, kemale ulaşma ayı olmanın ötesinde kardeşlik ayıdır. Oruçlu olan kardeşlerimizin sofralarını diğer kardeşlerimize açarak iftar sofralarında kardeşliği en güzel şekilde yaşadıkları gibi elbette sadaka-ı fıtırlarıyla, zekatlarıyla, diğer hayır hasenatlarıyla fakir, mağdur, muhtaç kardeşlerine yardımına koştukları gibi camide fakir zengin, geç  ihtiyar, kadın erkek kardeşliğin her çeşidini yaşayarak Müslümanlar vahdeti hayatlarında gerçekleştirmenin ümmet olma bilincini bizzat yaşamanın huzurunu yaşamaktadırlar.

“RAMAZAN HATALARI TERK ETME, PİŞMAN OLMA ONLARDAN VAZGEÇİP BİR DAHA O HATALARA DÖNMEME AYIDIR”

Ramazan ayın aynı zamanda tövbe istiğfar ayıdır. Yani hatalarla yüzleşme, hataları terk etme, pişman olma onlardan vazgeçip bir daha o hatalara dönmeme ayıdır. Dahası Ramazan ayı bu tövbe bilinciyle öncelikli olarak her insanın hata edebileceği anlayışının kendilerinde bulundurarak hata edebileceği endişesi ile her an dikkatli olmak zorunda. Maden insanoğlu hata edebiliyorsa hata edenleri bağışlayabilme, hata ettiğinde de o hatayı birilerine yıkmayı değil hatalarıyla yüzleşip pişman olup ondan vazgeçme ve bir daha yapmamak üzere Allah ile yeniden sözleşmesini tazeleme ayıdır Ramazan.  Tövbenin ötesinde gerek Allah ile olan ilişkilerinde gerek kullarla olan münasebetlerini aileleriyle olan irtibatlarını yeniden inşa etme, imar etme, tamir etme, ıslah etme adına  Ramazan bir imkan bir fırsat olarak iyi değerlendirilmelidir.

“RAMAZAN ISLAH AYIDIR”

Ramazan ayı aynı zamanda ıslah ayıdır. Kişini kendisini, ailesini, cemiyetini, milletini, ümmetini ıslah etme ve kötülüklerden alıkoyma adına da Ramazan’ın iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim tebliğlerimizle, irşadlarımızla, vaazlarımızla, okunun mukabelelerimiz ve meallarimezle her çeşit sohbetlerimizle  zaten he çeşit ilmi, ahlaki bir edeplenmeyi, terbiye olmayı ve kendimizi ıslah etmeyi gerçekleştirmemiz söz konusudur.

“RAMAZAN MUHASEBE VE MURAKABE AYIDIR”

Ramazan ayı muhasebe ve murakabe ayadır, dolayısıyla bu zamana kadar yaşadığımız hayatın muhasebesini yapıp yaşadığımız hayatı kar zarar olarak çıkarıp bundan sonraki hayatımızı ona göre planlama, programlamaya dönük hayata yeni bir bakış yeni bir tazeleniş, hayatı yeniden planlayıp programlayarak kâra çevirmenin gayretine donanma mevsimidir. Bu noktada “Herkes yarın için ne yaptığına bir baksın, ey iman edenler müttakilerden olun, müttakilerden olduğunuzun ispatı yarın ne hazırladığınıza bir bakmak, muhasebe yapmaktır, müttaki oldunuz mu?” diyen Rabbimizin bu emrine uyarak hayatımızın muhasebesini, murakebesini yapmalıyız. Ferdi muhasebe ve murakebe yaptığımız kadar, cemiyet olarak, ümmet olarak muhasebe ve murakebe yapmaya şu zaman diliminde muhtacız ve çok ihtiyaç duymaktayız.

“RAMAZAN BİR ARAYA GELİP YENİDEN ÜMMET OLMA AYIDIR”

Ramazan bize yeryüzü coğrafyasındaki işlenen bunca cinayeti, işlenen bunca fecaatı, yetim kalan yavrularımızı, İslam yurdundaki kan ve gözyaşının bir muhasebesini yaparak Müslümanlara cihat sorumluluğunu ve onlarla mücadele etme adına vahdet bilincini, yeniden kardeşlik şuurunu , bir araya gelip yeniden ümmet olma ruhunu yaşatmalıdır. Ben elbette Ramazan- Şerif’in aynı zamanda bir kadirle takdir mevsimi olduğunu, Cenab-ı Hakk’tan ne kadar takdir görüp görmediğimizin de bir muhasebesinin yapılmasının gerektiği bir zaman dilimi olduğunu hatırlattıktan sonra aslında ahiret bayramına kavuşup kavuşamamanın provasının yapıldığı, fıtrat bayramı, kulluk bayramına nail olabilme adına görev, sorumluluk  ve vazifemizi yapıp bayramı hak etmek. Gerçek bayramı hak etmek adına da  Ramazan bize muhasebe olarak, duygu düşünce olarak, irade olarak , Kur’an ve sünnetten aldığımız yeni bir hayat modelinde hayatımızı yeni bir enerji ve dinamizm ortaya koymalıdır. Bu  noktada söyleyeceğimiz son söz belki de şudur;  “Doğrudan doğruya Kur’an’dan alarak ilhamı, asrın  idrakine söyletmeliyiz İslam’ı”  şuuruyla bir Ramazan geçirilmesini tüm halkımıza ve Ümmet-i Muhammed’e diliyor hepsinin sağlık sıhhat ve afiyet içerisinde Kadir’e kavuşup bayrama ulaşmalarını niyaz ediyorum. Sevgi sayı ve hürmet ve muhabbetlerimi ifade ediyorum.”

Editör: TE Bilişim