Çetin, hemşirelik mesleğini bir yıl yaptıktan sonra resme daha fazla vakit ayırmak için bu mesleği bıraktı. Resim yapmak için  herhangi bir eğitim almayan Çetin; “ Birinin bana bir şeyler öğretmesi, hele ki bu konularda…  O yüzden internet sayfalarından veya internete yüklenen videoları izleyerek bir şekilde böyle resim yapmayı öğrendim ki şu an eğitim alan kişilerle aynı seviyedeyim. Yeri geliyor onlardan da iyi olabiliyorum. Tabi , eğitim aldıkları için onların benden daha iyi oldukları yerler olabiliyor. Şu anda geldiğim aşamada öğrendiğim tekniklerde kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum.” Dedi.

Resim dışında bazı sanat dallarıyla da uğraşan Çetin konuyla ilgili olarak şunları söyledi; “Ücretli yada ücretsiz portre çizimleri yapıyorum, hat sanatıyla uğraşıyorum.  Uşak’ın Eşme ilçesi Elvanlar Mahallesi yukarı camiinde daha önceden yapılmış süslemelerin üzerinden geçip canlandırdım.”

“DERS KİTAPLARININ KENARLIKLARINDAKİ BOŞLUKLARA ÇÖP ADAM ÇİZEREK BAŞLADIM”

Çetin, resim yapmaya ne  zaman başladığını kendi kendini nasıl yetiştirdiğini şu cümlelerle anlattı; “İnternetten bir video izliyorum, ufak bir çizim de olsa gördüğüm bir not kağıdına veya bir peçeteye çiziyorum. Beni rahatlatıyor, güzel bir duygu. Çizim yapmaya karakalem ile başladım başka teknikler denedim ama en iyisinin bu olduğunu düşündüm ve bu yönde ilerlemeye çalıştım.  Ben bunu 9 yaşından beri yapıyorum. Ders kitaplarının kenarlıklarındaki boşluklara çöp adam çizerek başladım,  12-13 yıldır çizim yapıyorum.”

“SANATIN ÜLKEMİZDE HAK ETTİĞİ YERDE DEĞİL”

Sanatın ülkemizde hak ettiği yerde olmadığını çizdiği resimleri gören kişilerin verdikleri tepkilerden anladığını söyleyen Çetin ; “Birkaç tane portre çizdiğimde elime alıp caddede yürüdüğüm zaman çoğu insan sanki hayatlarında ilk defa farklı bir şey görmüş gibi bakıyorlar. Sanat, o kadar eksik kalmış ki…  İnsanlar Uşak’ta ve diğer şehirlerde böyle bir şeyi görmeye alışkın olmadığı için genelde tepkilerin hepsi iyi oluyor,  sen kötü çizsen bile iyi olarak kabul ediyorlar ” dedi.

“ŞU ANDA TEK AMACIM ÜNİVERSİTEYİ KAZANMAK”

Çetin, ‘sanat yaparak geçiminizi sağlayabiliyor musunuz?’ sorusunu şu ifadelerle  yanıtladı; “ Kara kalem portre çizerek geçimini sağlayabilirsin, tabi siparişler çok olursa ama ben başka bir işte de çalışıyorum. Genellikle geceleri resim çiziyorum. Resim çizmeyi ana işim olarak görüyorum  diğer çalıştığım yerler ek iş. Dayımın kuyumcu dükkanı var orada eleman olarak çalışıyorum, satış görevlisi olarak. Şu anda tek amacım üniversiteyi kazanmak, Eskişehir Üniversitesine gitmek istiyorum, orayı kazanamazsam Uşak Üniversitesinde resim bölümünü okumak istiyorum. Burada kurmuş olduğum sanat ortamlarını kaybetmek istemiyorum, sonuçta insanlar beni Uşaklı olarak biliyorlar.”

“HER ŞEY PARA DEĞİL”

Çetin konuşmasının sonunda kendisini şu cümlelerle ifade etti; “Uşak Eşme doğumluyum , Uşak’a geleli 5 yıl oldu, bir ağabeyim var hemşire olarak çalışıyor. Bir yıl huzurevinde çalıştım. Parası için değil huzurlu olduğum için bu mesleği tercih ettim. Bir şey yapıyorsanız eğer bunun illa para için olması gerekmiyor. Ben bin tane portre yaptım desem en az 900’ünden para almamışımdır. Portreyi verdiğimde aldığımı tebessüm bana ücret olarak yetiyor, insanlar seni iyi birisi olarak tanıyor, yani her şey para değil.”

Resimlerin sergilendiği kafenin müdürlüğünü yapan Tekin Nogay, Çetin ile tanışmalarını ve  resimlerin kafede sergilenme sürecini şu şekilde anlattı; “Aydın beyle 2 aydır tanışıyoruz. Bir buçuk ay önce de böyle çizimler yaptığını fark ettim. Yaklaşık  15 gün önce de kendisine resimlerinin burada sergileyebileceğimizi, Uşaklının bunu görmesi gerektiğini söyledim. Resimleri iplerle meydanımıza astık. Gelenler, görenler sağ olsunlar çok ilgilendiler. Bu şekilde Aydın arkadaşımıza destekte bulunmak istedik “

Editör: TE Bilişim