Tüm okullarımızda, üniversitelerimiz de dahil olmak üzere yeni eğitim ve öğretim tüm hızıyla devam ediyor, bir kaç ay sonra yarı yıl bitecek. Gerçekten okulların açık olduğu aylarda cadde ve sokaklarda da gözle görülür bir hareket de yaşanıyor.

Heyecan dolu gençler, idealist eğitimciler yollarda baş gösteriyor. Yaşadığımız kentte yeni bir hava yaşanıyor. Ortalık canlanıyor. Ama biliyoruz ki bu her yeni eğitim yılı da arkasında gizli korkular ve kaygılar da beslemiyor mu? Örneğin eğitimcilerimiz, öğretmenlerimiz, geçim sıkıntısının en üst boyutlarda yaşandığı bu süreçte “ülkemizde ekonomik krizin, hayat pahalılığının ve geçim sıkıntısının etkilerini had safhada yaşıyorlar. Öyle değil mi?  Herkes gibi veliler de geleceğimizden en kaygı duyan kesimler arasında yer alıyor. Onlar evlatlarının çağdaş, modern bir gelecek alt yapısı içinde Cumhuriyet değerleriyle, yetiştirilip yetiştirilmeyeceğinden ve gelecek kaygısından tedirgin oluyor ve korkuyorlar.

Elbette sonuçta şu ya da bu şekilde eğitim ve öğretim sezonu devam ediyor. Bu aşamada bendeniz BİR EĞİTİMCİ olarak sesli düşünüp bir iki öneride bulunmak istiyorum. İlk önerim şu: Her kent kendi İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Üniversite bünyesinde ve Turizm Bakanlığınca destekli bir projeyle özel bir programla çocuklarımıza ve gençlerimize KENT KÜLTÜRÜNÜ ve KENTLİLİK BİLİNCİNİ veremez mi?

Keza okulların açık olduğu aylarda; genç beyinlere yumuşak bir geçiş yaptırıp, içinde yaşadıkları KENTİN TARİHİ, KÜLTÜRÜ, mirası anlatılmalıdır. TURİZM DEĞERLERİ tanıtılmalıdır. Bir çocuk veya yetişkin bir genç; her sabah uyanıp okula giderken nasıl bir KENTİN sokaklarından ilerlediğini hissetmeli bence. Öyle bir bilince varmalı ki; gördüğü tüm eski binaların ne olduğunu bilmeli, okul çıkışında da rast geldiği yerli ya da yabancı bir turiste REHBERLİK edebilecek alt yapıyla donatılmalıdır.

Bu tür projelerin, her kent için ayrı ayrı planlanması gereken ek bir ders niteliği taşımalıdır. Acaba doğa ve tarihi değerler bakımdan zengin bir kent olan Uşak’da böyle bir proje yapılmaması için herhangi bir neden var mıdır?  Etkin eğitim yöntemlerinden biri de karşılıklı ilişkilerdir. Bu nokta da belirlenecek bir dizi MESLEK GRUPLARI dahilinde okullardaki meraklı öğrenciler kentte çalışan MESLEK MENSUPLARI, SANATÇILAR VE ZANAATKARLARLA zaman zaman bir araya getirilmelidir.

Bakınız! Okullarımızda bu iş, yapılıyor mantığı ile sadece dönem sonuna bırakılıyor ve genç sınav stresi ile boğuştuğu bir dönemde önüne modeller diziliyor. Ama gelin görün ki bu modellerin pek faydası da olmuyor. Genç gireceği sınavdan bir şey düşünemez durumda oluyor. Bir genç geleceğini yapılandıracağı mesleği konusunda bugünlerde daha mantıklı süzgeçten geçirebilir. Bu tip buluşmaları genellikle özel okullar planlıyor ve uyguluyor. Devlet okulları da yapmalı elbette. Bu da mütevazi bir öneri sadece. Bu vesileyle 2019-2020 eğitim ve öğretim yılının gençlerimiz açısından daha şanslı ve başarılı geçmesini diliyorum. Herkes biliyor ki yapılacak bir çok iş genellikle daha çok şansa bırakılıyor. Öyle değil mi? Sözün özü: Eğer toplum olarak gençlerimizden bir şeyler bekliyor isek onlara kent kültürü ve kentlilik bilincini aşılamalıyız. Öyleyse vakit geçirilmeden bu konuda harekete geçmenin de zamanı gelmedi mi? Hoşça kalın, dostça kalın!