Bakanlığın ihale ettiği firma çalışmalarını tamamladı komisyon yerinde inceledi. Komisyon ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü görüşler toplandıktan sonra nihai kararını vererek bu görüşünü bakanlığı iletecek. Bakanlıktan onaylandıktan sonra  Cumhurbaşkanlığına gönderilecek. Cumhurbaşkanlığı kararıyla resmi gazetede yayınlanmasıyla bölge sit alanı olarak ilan edilmiş olacak.

1.DERECE DOĞAL SİT ALANINDA TARIMSAL FAALİYET YAPILAMIYOR

Yetkililerden alınan bilgilere göre bölgede tarım arazileri de bulunuyor petrifiye bölgesi 1. Derece Doğal Sit alanı olarak tescil edilirse madencilik faaliyetlerinin yanı sıra tarım faaliyetleri de yapılamayacak. Ancak nitelikli koruma olarak tescil edilirse buralarda tarımsal faaliyete izin verilebiliyor.

BÖLGENİN SINIRINI BİLİMSEL ÇALIŞMALAR BELİRLEYECEK

Önemli olanın buradaki var olan tabiat güzelliklerinin nesilden nesle aktarmak olduğunu belirten yetkililer Clandras köprüsünü de örnek gösterdi. Bu  bölgede daha önce çok küçük bir alanın koruma altına alındığını ancak Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak bir tarafı Denizli il sınırına bir tarafı da Clandras köprüsünün yanında bulunan elektrik santralinin bulunduğu bölgeye kadar bir bütün olarak Ulubey Kanyonlarının tescilinin yapıldığını bildirdi. Bunların bilimsel çalışmaların sonucunda yapıldığını hatırlatan yetkili “Murat Dağı’nda da ağaç fosilleriyle alakalı olarak ne kadar alanın korunması gerekiyorsa o kadar alan korunacaktır.” İfadelerini kullandı.

Whatsapp Image 2024 03 13 At 10.56.19 (1)

SEKOYA  AĞACI HAKKINDA

Murat Dağı’ndaki fosil ağaçlar hakkında bilgi veren  Uşak Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selahattin Polat daha önce gazetemize yaptığı değerlendirmede   buradaki ağaç türlerinin hepsinin Sekoya ağacına ait olduğunu ve  böylesine Ege Bölgesinde hiç rastlanmadığını söylemişti.

Konuya ilişkin Prof. Dr. Ünal Akkemik, Dr. Öğretim Üyesi İsmail Ege, Araştırma  Görevlisi Yıldız Güney ile beraber  bilimsel bir makale hazırladıklarını hatırlatan Polat; “Murat Dağındaki ağaç fosilleri 1250 metre ile 1480 metre arasında yer alıyor. Bunlar çok nadir olan oluşumlar.  Türkiye’de sadece  Bolu ve Çankırı civarında  böyle ağaçlar var.  Biz bunları pertifiye olarak nitelendiriyoruz özellikle doğa tarihi açısından önemli olan unsurlardan bir tanesi. Bu fosil ağaçlardan hareket ederek geçmişin iklimi toprak özellikleri hakkında hatta deniz miydi? Kara mıydı? Böyle özellikleri tespit etme açısından önemli olan unsurlar. Ege bölgesinde şu ana kadar sadece Manisa’nınn Osmancalı köyünde tespit edilmişti.  Manisa Şehir ve Çevrecilik İl Müdürlüğü tarafından bu saha koruma altına alındı şu an da eko turizm deniler turizm faaliyetlerinde kullanılıyor. Murat dağındaki bu ağaç fosilleri ise Ege Bölgesinde ilk defa tespit edildi. Biz bu ağaçlardan 26 tane numune aldık bu numuneleri İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinde şu anda Cerrahpaşa Üniversitesi diye geçiyor orada analizini yaptırdık.” şeklinde konuşmuştu.

Whatsapp Image 2024 03 13 At 10.56.19 (2)

“COĞRAFYA EĞİTİMİ, BİYOLOJİ EĞİTİMİ AMACIYLA BURADAKİ AĞAÇ FOSİLLERİ BULUNMAZ NİMET”

Yapılan analizlere göre buradaki ağaç türlerinin hepsinin Sekoya ağacına ait olduğunu ve  Bu ağaçlardan şu anda Türkiye’de olmadığını vurgulayan Polat  şu şekilde konuşmuştu; “ Bunlar dünyada 2 yerde yetişiyor. Birisi Amerika Birleşik Devletlerinde yani Kuzey Amerika’da bir tanesi de Çin’de.  Bunlar devasa ağaçlar. Bulunan fosil ağaçlar bizim için çok kıymetli. Geçmişin jeomorfolojik özelliklerini gösteriyor. Bu ağaçların varlığı Murat Dağı’ndaki iklimin geçmişte ılıman bir  iklim olduğunu  ve akarsu kenarı olduğunu gösteriyor. Bulunan ağaçların büyük bir kısmı taşınmış parçalar halinde, büyük bloklara çok fazla rastlamıyoruz en fazla 1.80 cm büyüklükte olanı gördük bir de çapları 80 cm kadar olanları var. Tabi ağaçlar hangi jeolojik zamanda teşekkül etmiş derseniz yani Paliogen dediğimiz dönemde 50-60 milyon yıl önceye ait bir ağaç türü olarak nitelendiriyoruz. Şu an kadar yapılan araştırmalara göre Türkiye’de bu kadar yaşlı ağaçlara rastlanmadı. Ege bölgesinde zaten ilk. Mevcut literatür taramalarına göre Türkiye’deki en yaşlı ağaç fosilleri arasında diyebiliriz. Bunlar Eosen Oligosen jeolojik zamana ait olarak nitelendirdiğimiz dönemlere ait fosiller ve burada ağaçların parçalı olarak bulunması sel suları tarafından getirildiğini gösteriyor.  Bu ağaç fosillerinin bulunmuş olduğu yerlerde madencilik faaliyeti yapılacağını öğrendik bu ağaç fosillerinin korunması gerekiyor. Hatta  özetle coğrafya eğitimi, biyoloji eğitimi amacıyla buradaki ağaç fosilleri bulunmaz nimet .”

Whatsapp Image 2024 03 13 At 10.56.18

“DETAYLI BİR ARAŞTIRMA YAPILDIĞINDA ORMANA AİT DAHA BÜYÜK AĞAÇ FOSİLLERİ BULUNABİLİR”

Polat, Murat Dağı’ndaki Petrifiyelerin (Fosil Ağaç) nasıl meydana geldiği noktasında da şu bilgileri paylaşmıştı; “ Petrifiyelerin volkanik faaliyetler yada oksijensiz bir ortamda ağacın üzerinin kapatılmasıyla meydana geldiğini anlatan Doç.Dr. Polat ; “Bu civardaki petrifiyelerin oluşmasının volkanizmayla bir alakası yok. Ani bir sellenme sonucunda üzerlerinin kapatılması sonucunda meydana gelmiş. Zaten fosillerini bulunmuş olduğu yerde volkanik kayaçlar yok, üzerleri kırmızı silisli depoyla örtülmüş onun sayesinde de korunmuş, parçalı olması da başka yerden taşındığını gösteriyor.  Zaten ağaç fosillerine damarlar belirgin, budaklar dahi belli. Burada detaylı bir araştırma yapıldığında ormana ait daha büyük ağaç fosillerinin olduğunu düşünüyoruz.”

HABER :  BAYRAM ALİ KELEŞ / ZÜLAL KARADEDELİ

Editör: Zülal Karadedeli