Uşak Bilim Sanat Merkezinde görevli Fen Bilgisi Öğretmeni ve  Uşak Göktemren Geleneksel Okçuluk Kulübü Derneği Başkan Yardımcısı Nurettin Can Bodur 4 yıldır okçulukla uğraştığını 2016 yılından beri beraber çalıştıkları arkadaşlarıyla Göktemren Geleneksel Okçuluk Kulübü Derneğini kurduklarını söyledi.

Dernek olarak ulusal ve uluslararası çaptaki yarışmalara festivallere katıldıklarını aktaran Bodur; “ Uşak’ta Geleneksel Türk  Okçuluğu’nu  geliştirmeyi  ve ilimizi temsil etmeye çalışıyoruz. Bunun dışında bazı dernek üyelerimizin uluslararası festivallere katılan gruplara mensubiyetleri var, bu ekiplerle Yurt dışına gidip savaş canlandırmaları yapıyorlar. Okçuluk bir spor ancak Türk Okçuluk  kültürünü de yaşatmaya çalışıyoruz. Bu sebeple kullandığımız ekipmanlar festivallerde giydiğimiz giysilerin, çarıkların ve başlıkların aslına uygun olmasına dikkat ediyoruz. Uzun bir alan taraması yaptıktan sonra genelde müze örnekleri, yazılı kaynaklar ve minyatürlerden yola çıkarak ekipmanları tamamlamaya çalışıyoruz. Yani hep bir tarihi referans verme amacındayız” şeklinde konuştu.

Dernek Başkanı Eczacı Ömer Nusret Kanbak Türk kültürünün çok önemsendiği bir ailede büyüdüğünü Türk kültürüyle alakalı olarak müzikten, binicilik ve okçuluğa kadar bir çok alana ilgi duyduğunu söyledi. Geleneksel Türk okçuluğuna  Ankara’da bir arkadaşının teşvikiyle başladığını belirten Kanbak; “ Bir sene orada çalıştım, daha sonra Uşak’ta Türk Okçuluğu faaliyetlerine tek başıma başladım. Sonra ilgili arkadaşlarla bir araya gelerek ekip oluşturduk. Ekip faaliyetlerini 5 sene devam ettirdikten sonra 2018 yılında dernekleşerek kulüp kurduk.” Dedi.

Talimhaneyi yapmadan önce bütün malzemelerini  dağlara götürüp oralarda atış yaptıklarını anlatan Kanbak ; “ Tabi kış ayları zor oluyordu soğuk ve çamur dolayısıyla zor anlar yaşıyorduk dolayısıyla kapalı bir yer ihtiyacı doğdu. Belirli bir süre Ovademirlerde bir at çiftliğinde kapalı bir alanda talim yapmaya başladık. Bu arada 2 tane at edindik, atlı okçuluk üzerine çalışmaya başladık. Daha sonra kendi aramızda para toplayarak kıl çadırdan 25 metre uzunluğunda 6-7 metre genişliğinde mütevazi bir talimhane yaptık ve talimhaneye 3 tane puta koyarak talimlerimize başladık.” Diye konuştu.

Hiçbir yerden destek almadan Uşak’ı temsil etmeye çalıştıklarının altını çizen Kanbak ; “ Her ne kadar bizden başka bunu kimse bilmese de bu şekilde talimlerimize devam ediyoruz.” İfadelerini kullandı.

Okçuluğun Türk tarihinin belirli bir dönemini temsil eden ufak bir uğraş olmadığını belirten Kanbak ; Ok ve Yayın Türklerin hayatını kazanmasına, bu dünyada var olmasına sebep olan bir enstrüman. Okçuluğun  spor olmasının yanı sıra aynı zamanda bir sünnet  bizde okçuluğa bu nazarla bakıyoruz.  Peygamber Efendimizin okçuluk üzerine birçok hadisi var, kulüp olarak okçuluğa bakış felsefemiz  bu yönde.. Ok ve yayla ilgili olarak eski üstatların yazmış olduğu kitapları okumaya çalışıyoruz erişemediklerine erişebilenlerden soruyoruz ve bilmediğimizi bu şekilde öğrenmeye çalışıyoruz. Ecdadımız nasıl talim ettiyse biz de o şekilde talim etmeye çalışıyoruz.

Dolayısıyla talimlerinde çalışırken işi kolaylaştırmayıp aksine zorlaştırdıklarını ve buna katlanabilecek nitelikte arkadaşlarla bir araya gelip onlarla çalışmaya gayret gösterdiklerini, Bunu bir iki günlük heves olarak görüp daha sonra oku yayı elinden düşürecek arkadaşlarla çok uzun soluklu yürüyemediklerini anlatan Kanbak, özetle kendileriyle beraber olacak olan arkadaşların ahlaki değerlerinin yüksek ve samimi olmalarına önem verdiklerini, Türk kültürüne merak duyan, okçulukla ilgilenen arkadaşları beklediklerini kapılarının her zaman açık olduğunu aktardı. Son olarak Kanbak, Talimlerini sosyal medya hesaplarından paylaştıklarını söyledi.

Editör: TE Bilişim