Yanlış ekonomik politikaların uygulandığını ve ülkemizde her geçen gün alım gücünün düştüğünü belirten Uzun, “Yanlış ekonomi politikalarında inat ederek ülkeyi derin bir krizin içine sokan hükümet, seçimleri atlatmış olmanın da rahatlığıyla, krizin faturasını bir kez daha çiye, emekçiye kesmektedir. Bu haksız tablo yetmezmiş gibi, şimdi de AKP’nin krize mucize olarak sunduğu Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Maaşlar artmasaydı enflasyon daha düşük seviyelerde olabilirdi” diyerek, ekonomik çöküşün sorumluluğunu da emekçilere yüklemeye çalışmıştır. Emekçiler, bu ekonomik krizin faili değil mağdurudur. Maaşlar arttığı için enflasyon yükselmemiş, enflasyon yükseldiği için maaşlar artmıştır ki bu artış da gerçek enflasyon oranının yakından bile geçmemektedir” dedi.
Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek’in enflasyonun sebeplerine daha doğru bir bakışla bakması gerektiğini belirten Uzun, “Sayın Bakan Şimşek, 21 yılda bu ülkenin nasıl üretmeden tüketen, birçok alanda dışa bağımlı hale getirildiğine ve halka “Dolarla mı maaş alıyorsunuz” diye çıkışılırken dolar üzerinden yatış garantisi verilen hastanelere, geçiş garantisi verilen yollara bakmalıdır. Kamuyu zarara uğratan ballı ihalelere, Hazine üzerinden zengin edilen yandaş holdinglerin tek kalemde silinen ve ertelenen vergi borçlarıyla ilgilenmelidir.  Yıllardır ekonomi bilimine aykırı olarak “Faiz sebeptir, enflasyon sonuç” tezini inatla sürdürüp, halkın alım gücünü günden güne düşürenlere neden böyle bir teori ortaya attığını sormalıdır” dedi.  
“Çiftçiye mazotu, hayvancıya yemi çok görüp, bunca bereketli toprağa sahip bu ülkeyi gıda konusunda bile başka ülkelere bağımlı hale getirip, dövizdeki ufak bir dalgalanmanın bile bizde tsunami olarak etki etmesine yol açanlara hesap sorulmalı” diyen Uzun, şöyle devam etti: “Emekçilerin aldığı ve daha birkaç ay içinde eriyen zamlar, enflasyonun sebebi değil sonucudur. Büyükşehirlerde kira ortalaması 15 bin TL’ye yükselmişken memurun yoksulluk sınırında ücret aldığı, marketlerde en çok “çalınan” ürünün bebek maması olduğu, öğrencilerin kantinden bir tost alamayıp musluktan su içtiği, çalışan nüfusun -resmi rakamlara göre bile- yarısından fazlasının asgari, yani en az ücreti aldığı bir ülkenin ekonomiden sorumlu bakanı, ekonomi de bilmiyorsa en azından utanmayı bilmelidir.
Her zaman emeğin onurunun savunucusu olan Eğitim-İş olarak, Hazine ve Maliye Bakanı’nın bu açıklamasını da, emekçilerin yaşadığı sefalette büyük payları bulunan sarı sendikaların Şimşek’in bu açıklamaları üzerinden tekrar ‘sendikacılık’ oynar gibi görünmesini de kınıyoruz. Ve altını çiziyoruz: Kamu emekçisi, kendisine reva görülen bu sefaleti kabul etmeyecek; alım gücündeki erimeyi gidermeyecek hiçbir ücret artışını kabul etmeyecektir”. -HABER/ÇİĞDEM TURAN

Editör: Duygu Bekmezci