Değerli okurlar! Belki konunun uzmanı olanlar alınacaklardır. Her ne kadar, bu tür uyarıları onların yapması, yazıp çizmeleri gerekirse de duyarlı yurttaşlık bilinciyle herkesin de yazıp çizmesi gerektiğini de vurguLAmadan geçemeyeceğim.

Malum ülkemizin dört bir tarafı birer deprem bölgesi. Ayrıca kentlerimiz gerçekten beton yığını haline gelmiş durumda. Acaba toplum olarak günümüzde ve her deprem felaketinde, "deprem değil, binalar öldürüyor" sözünün gerçekten sloganlaşmaya başlamış olduğunun da farkında mıyız?

Şu gerçeği mutlaka vurgulamak gerekiyor. Acaba "depremden korkmayalım; demiri, betonu iyi uygulanmamış binalarda yaşıyorsak korkalım" mantığı ne kadar geçerlidir?

Malum, ülkemizde binalar demir ve çimentodan imal edilmektedir. Acaba Japonya gibi deprem ülkesinde durum nasıldır? ABD' de bina inşaatlarının çoğunluğu nasıl yapılmaktadır? Aslında toplum olarak biraz da bu soruların yanıtlarına kafa yormamamız da gerekmiyor mu?

Kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün ülkemiz mevcut yapılaşma anlayışını temelden yenilemek durumundadır. Bu konuda mimarlarımıza,mühendislerimizeve şehir plancılarına önemli görev ve sorumluluklar da düşmüyor mu?

Öncelikle altyapı hizmetlerini geniş alana yaymalı, yaşadığımız konutlar çelik ve ağaç konstrüksiyon imalatlardan yapılmalıdır. bunları hayata geçirmek için mimar, mühendis ya da şehir plancısı olmaya da gerek var mıdır?

Bakınız! ABD'de betondan ev imalatlarının ağaç konstrüksiyondan olanlara göre çok pahalı olduğu hesaplanmaktadır. Ayrıca özel yüzey uygulamalarıyla ağaç yapıların en az yüz yıl ayakta kaldığı bilinmektedir. Yüksek binalarda çelik, düşük katlılarda ağaç kullanılarak depremden kaynaklanan insan kaybının önüne tamamıyla geçilmesi söz konusudur.

Hiç düşündünüz mü? toplum olarak, ülke olarak neden hala çimento ve demir kullanılmak suretiyle büyük paralar harcayarak yaşadığımız mekanları inşa etmeye çalışmaktayız? Konununun uzmanları çok iyi bilirler. Beton, ne kadar hesap yaparsanız yapın kırılgan bir malzemedir. Acaba bu gerçek bilindiği halde neden yıllardır tüm yapım işlerimiz betona göre düşünülmüş, hesaplanmış ve ilgili mevzuatlar oluşmuştur? Öyleyse bu suallerin yanıtlarına biraz daha kafa yormamamız da gerekmiyor mu? Acaba Japonların neredeyse kartondan yapılan evlerde huzurla, konforla oturmakta olduğunun da farkında mıyız?

Her ne kadar uzman olmasak da bizler gibi akl-ı selim yurttaşlara sorarsanız deprem değil, betonun öldürdüğünü gönül rahatlığıyla söyleyebilmek mümkün değil midir?

Sözün kısası, özetin özeti şudur: Ülke olarak, toplum olarak yapılaşma anlayışımızı temelden değiştirmediğimiz sürece korkarız ki depremler bu topraklarda can almaya devam edecektir. Öyleyse aklın yolu birdir. Acaba yurttaş olarak, toplum olarak, devlet olarak vakit geçmeden, daha fazla canlarımız kaybetmeden gereken önlemleri almak sorumululuğumuz ve görevimiz de yok mudur? Hoşca kalın, dostça kalın!