Bugünlerde yüzbinlerce genç üniversite hayaliyle yatıp kalkıyor! YKS sınavlarında en başarılı öğrencilerin gözdesi elbette tıp.

Gençlerin tıp istemelerinde haklılık payı da yok mudur? Bugün garanti mesleklerden birisi de tıptır. Puanlar açıklandı şimdi ise gençlerimiz tercihlerini şekillendirmeye çalışıyorlar. Elbette ister lise isterse de üniversite sınavı olsun doğru tercih bir gencin tüm yaşamını etkileyen hayatının hem en güzel hem de en zor zamanları olsa gerek. Ancak tercihler yanında meslek seçiminin de çok önemli olduğu göz ardı edilmemesi gerekiyor. Ne yazık ki meslek seçimi konusunda gerek aileler, gerekse üniversite adaylarının çoğunluğunun donanımlı olduğunu söyleyebilmek de zor olsa gerek. Ülkemizde her ilde hatta ilçelerimizde bile üniversitelerimiz var. Elbette üniversite öğrenimi gören gençlerimiz önceki yıllarda bu stresli süreçten geçti şimdi kimisi mutlu çoğunluğu ise sınavın üzerinden 20-30 yıl geçse de hatalı tercih yaptım diyerek ah vah etmeye devam ediyor. Hatta defalarca üniversite sınavına giriyorlar.

Şimdi ise bu zorlu sürecin stresi bu yıl üniversite sınavına giren gençlerimizde. Bu stresli, gerilimli günler peş peşe birtakım hataları da yanında getiriyor elbette. Kimisi puanını beğenmiyor tercih yapmıyor, kimisi puanının yetmeyeceği yerler ile tercih listesini dolduruyor ve yerleşemiyor. Ve bir büyük hata da gideceği okulun vereceği diplomayı, altın bileziği ömür boyu taşıyacağını unutuyor ve istemediği, sevmeyeceği bir bölüme sırf üniversite okumak amacıyla yerleşiyor. Bakınız her yıl üniversite sınavına tekrar giren üniversite öğrencilerinin sayısının giderek artması bu durumu da gözler önüne de sermiyor mu?

O halde sınavda alınan puanlar kadar tercihler özellikle de meslek ve bölüm tercihi de çok önemli hale geliyor. Bunun yanında üniversite ve üniversitenin bulunduğu kentlerinde tercihi elbette önem arz ediyor. Tercih yaparken mutlaka iyi bir araştırma yapılması da gerekiyor. Hiçbir sınav hatta hiçbir üniversite kazanamamak elbette dünyanın sonu değil. Stressiz bir ortamda alınan sınav puanının veya az çok gösterilen başarının mutluluğunu yaşayabilmek de gerekmez mi? Elbette her şeyin daha iyisi hep vardır önemli olan mevcut puanı en iyi şekilde değerlendirebilmek değil midir?

Tercih yaparken öncelikle adayların kendilerini çok iyi tanımaları gerekiyor. Bir üniversite adayının kendisinin tanımasının yolu veya yöntemi kendisine  “ben kimim” sorusunu sormasında, yeteneklerini tanımasında yatıyor. Ben kimim? sorusunun yanıtı sizinle ilgili her şeyi söyler, ne öğretmenlerinizin, ne yaşam koçlarının ne de yakınlarınız veya büyüklerinizin bu sorulara doğru yanıtı vermesi mümkün müdür? Ha bu arda büyüklerin, yakınların bilhassa da üniversitelerden mezun olan ve belli kariyeri olan kişilerin deneyim ve tecrübelerinden yararlanmak da gerekir elbette.

Bir diğer en önemli hususlardan hatta sorunlardan birisi de üniversite sınavında aradığını bulamayan pek çok aile yurt dışında üniversite arayışı içerisine giriyor olmasıdır. Özellikle de tıp ya da hukuk okumak isteyenlerin sayısı bir hayli fazla. Onlara, YÖK ile konuşmadan adım atmayın derim. Yoksa eğitim aşkınız tam bir maceraya dönüşebilir. YÖK’ün tanımadığı üniversitelerden birine gidip mezun olmanın tam bir macera olduğu unutulmamalı. Şu anda denklik almak için YÖK’ün kapısını aşındıran kişi sayısı o kadar fazla ki dertlerini yıllardır kimselere anlatamıyorlar.

Toplumumuzda genellikle hemen herkes size kendi olmak istediği mesleği, şu an toplumda popüler olan mesleği veya ekonomik şartları iyi olan meslekleri söyler ancak bu tuzağa da gençlerimizin düşmemesinde de yarar olduğunu düşünüyorum. Öncelikle severek yapacağınız mesleklerin seçilmesinde yarar vardır. Gençlerimizin seçecekleri meslek alanlarını iyi araştırmaları, tecrübesi, uzmanlığı ve deneyimi olanlardan bilgi almalarında da yarar vardır. Bakınız! Ne yazık ki bir mühendis, bir hekim, bir hukukçu, bir öğretmen, bir eczacı, bir hemşire kendi mesleği için bu mesleği asla seçmeyin diye kolayca söyleyebiliyor ancak bir gencin hayallerini yıktığını bile anlamayabiliyorlar. O yüzden bir kişinin olumsuz söylemleri sizi yanlış yönlendirmesin. Oysa Tıp, hukuk veya eğitim fakülteleri bu ülkenin en güzel okullarıdır.

Sevgili gençler; paraya, pula; makam ve mevkiye, işsizler ordusuna, olumsuz ve umutsuz birde hayalperest insanların sözlerine kanmayın! Kendinize ömür boyu mutlulukla, severek ve isteyerek yapacağınız, başarılı olacağınız mesleği, alanı sorun ve bu uğurda yol almaya çalışınız. Gelinen noktada mesleğini severek yapmayan hukukçu, doktor, mühendis, öğretmen muhasebeci, hemşire, eczacı gibi karmakarışık bir eğitim ve meslek seçimi ile karşı karşıya olduğunuzu sakın unutmayın! Zaten giderek mutsuz bir toplum olma yolunda ilerlemiyor muyuz? Öyleyse bu zorlu üniversite tercih sürecinde iyi düşünüp severek yapacağınız mesleği seçmenizde yarar yok mudur?

Bakınız bu yıl Üniversite sınav sonuçları öylesine kötü ki gelin görün ki bu durumu kimse üzerine aldı mı? İşin garibi de konunun muhatapları başta olmak üzere hiçbir kimsenin yada kurum ve kuruluşların bu başarısızlığı sorduğu sorguladığı da görülüyor mu? Sendikalar, veliler, kurs merkezleri, öğretmenler yayınevleri, YÖK, ÖSYM, Rektörler ve en önemlisi de öğrenciler, “Kim, nerede yanlış yapıyor?” sorusunu hâlâ dile getiriyor mu? Elbette bu bir başarı sınavı değil, sıralama sınavı! Fen liseleri için yapılıyor olsa amenna, peki diğer liselere hiç görmedikleri derslerden dayatılan sorulara ne demeli? Öyle ya da böyle kesinlikle sorgulanmalı ama bu kimin umurunda ki! Sevgili gençler eğer mutlaka yurt dışında öğrenim görecekseniz hele ki açık ya da uzaktan eğitimle diploma almak istiyorsanız, YÖK ile mutlaka temas halinde bulunmanız gerekir. Yoksa sıkıntılı günler yaşayabilirsiniz! Kaybettiğiniz zaman, harcadığınız para ve en önemlisi de hayalleriniz yerle bir olabilir! Geleceğin meslekleri? Geleceğin meslekleri söz konusu olur da “Yeni YÖK” sessiz kalır mı? Yemeyip, içmeyip onlar da tercihlerden hemen önce geleceğin mesleklerini açıklamışlar! Aşağıdaki ifadeler onlara ait. Gülüp geçenler de var, fazlasıyla ciddiye alanlar da: “YKS Tercih Kılavuzu’nda bu yıl da Geleceğin Meslekleri bulunuyor. Yükseköğretim Kurulu tarafından 2019-YKS Tercih Kılavuzu’nda üniversitelerimizde geleceğin meslekleri olarak kabul edilen “Bilgi Güvenliği Teknolojisi, Yapay Zekâ Mühendisliği, Yazılım Geliştirme, Dijital Medya ve Pazarlama, Hibrid ve Elektrikli Taşıtlar Teknolojisi, Çok Boyutlu Modelleme ve Animasyon gibi lisans ve önlisans programlarına da yer verilmiş idi. Bu yıl bu listeye İnsansız Hava Aracı Teknolojileri ve Operatörlüğü, Engelliler İçin Destek Programı, Yapay Zekâ ve Veri Mühendisliği gibi programlar da eklendi. Bu listeye bakınca asker-polis-bekçi olabilmek için sıraya girecek insanları görmemek de mümkün müdür? KPSS kurslarında epey vakitleri geçecek.” Düşürülmesi halinde hukuki sorunlar yaratacağı şimdiden dillendiriliyor! Yani her ne yapılacaksa, şimdiden yapılması gerekiyor!

Peki, barajlarda son durum ne? Hukuk fakültelerinde başarı sırası 190 binden 125 bine yükseltildi! En düşük başarı sırası Eczacılık için 100 bin, Diş Hekimliği için ise 80 bin olarak belirlendi. Baraj, Mühendislikler için 300 bin, Mimarlık için 250 bin, Tıp için 50 bin, Öğretmenlik için de 300 bin! Tüm olumsuzluklara eğitimde fırsat eşitsizliğine rağmen bir eğitimci olarak çocuklarımıza, gençlerimize mutlu olmanın yolunda üstün başarılar diliyorum. Umutlarını, hayallerini yitirmemelerini, ancak gerçekleri de göz ardı etmemelerini diliyorum. Sözün özü: Alınan puanlar mı, yoksa tercihler mi önemlidir? Gelin siz karar verin. Her şey gönlünüzce oluşun. Herkese iyi bayramlar diliyorum. Hoşça kalın dostça kalın, sağlıkla kalın!