Arabuluculuk 2013 yılında 6325 Sayılı Kanunla yürürlüğe girmiş, 2018 yılı başında İş Mahkemeleri Kanunu değişerek işçilik alacakları ve işe iade davalarında arabulucuya başvurmak zorunlu hale gelmişti.

Arabuluculuğun başarılı bir şekilde uygulanması sonucu İş Mahkemelerinde açılan dava sayısı2018 yılında üçte iki azalmıştır.

Beklenenin üzerindeki bu başarı, daha sonra uygulamaya geçilmesi düşünülen ticari alacak ve davalarda zorunlu arabuluculuk uygulamasının 01.01.2019 tarihinden itibaren uygulanması sonucunu doğurmuştur.

01.01.2019 tarihinden itibaren ticari uyuşmazlıklar için dava açılmadan öne Arabuluculuk Bürosuna başvurulması zorunlu hale getirilmiştir.

7155 Sayılı Kanun ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen Dava Şartı Arabuluculuğa ilişkin kanun maddesine göre, 01.01.2019 tarihinden itibaren açılacak, Türk Ticaret Kanunu ve diğer Kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para ödemesi olan alacak yada tazminat talebine ilişkin davalarda, dava açılmadan önce Arabuluculuk Bürosuna başvurulması gerekmektedir.

Arabuluculuk Bürosuna başvurulmadan dava açılması halinde dava Mahkemesine usulden reddedilecek ve davaya bakılmayacaktır.

Arabuluculuk başvurusu zorunlu olan ticari davalar Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde belirtilen davalar ile diğer özel kanunlardaki ticari davalardır.

Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde belirtilen davalar ise,

a) Türk Ticaret Kanununda yer alan Taşımadan , ticaret sicilinden, acentelikten, tellallıktan (ticari işleri tellalı), kıymetli evraktan (bono ,poliçe , çek ), cari hesaptan, haksız rekabetten, çatmadan, ticari ortaklıktan doğan davalar, Anonim ortaklığa kayyım tayinine ilişkin uyuşmazlıklar, Sigorta şirketinin halefiyete dayanan rücu davası gibi davalar

b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,

c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun;

- malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203,

- rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,

- yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501,

- kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519,

- komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545,

- ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554,

- havale hakkındaki 555 ilâ 560,

- saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,

d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,

e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,

f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,

öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarıdır. Ayrıca;

-İflas davaları,

-Kooperatifler, ortakları ve birlikleri arasındaki davalar,

-Leasing sözleşmelerinin ihlaline ilişkin davalar,

-Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundan doğan davalar,

-Oda ve borsa üyelerine verilen disiplin cezaları (5590 S.k. m. 74/8 ,

-Ticari İşletme Rehni Kanununun 22.maddesindeki unvan, marka, lisans, sınai haklar, alet, makine, araç, gemi ipoteğine ilişkin davalar,

-Menkul Kıymetler Borsaları Hakkında 91 sayılı Kanun Hükmünde Kararname,

-Ticaret borsalarını düzenleyen 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kanunu;

-3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu,

-2699 sayılı Umumî Mağazalar Kanunu ve

-Bu Kanunlarla ilgili diğer düzenlemelerden doğan hukuk davaları  da ticarî davadır.

İşte hem Türk Ticaret Kanunu hem de diğer kanunlarda yer alan bu tür ticari davalardan;

“konusu bir miktar para ödenmesine ilişkin”

“alacak ve tazminat talepleri”

yada başka bir deyişle;

“konusu bir miktar para ödenmesine ilişkin alacak ve tazminat talebi” olan,

Türk Ticaret Kanunu hem de diğer kanunlarda yer alan ticari davalar,

Dava şartı arabuluculuk kapsamında değerlendirilecek ve dava açmadan Arabulucuya başvurmak zorunlu olacaktır.

"Konusu para ödenmesine ilişkin bir  alacak ve tazminat talebi olmayan ticari davalar" ise bu kapsama girmemektedir. Yani arabulucuya başvuru zorunluluğu yoktur.

Davayı görmeye yetkili mahkemenin bulunduğu yer Adliyesindeki Arabuluculuk Bürosu başvuru için yetkili bürodur.

Yetki yeri başka il yada ilkçe olan talepler de bulunulan yerden yapılabilir.

Arabuluculuk Bürosu sıradaki bir Arabulucuyu atayacak olmakla birlikte, taraflar anlaşırlarsa listeden istedikleri Arabulucuyu seçebilirler.

Taraflar istemezlerse Arabuluculuk Bürosunun atadığı Arabulucu ile devam etmeyebilir ve başka bir arabulucu talep edebilirler.

Ticari alacak ve tazminat taleplerindeki bu zorunlu Arabuluculuk uygulaması esasen tacirler için çok uygun bir yöntemdir.

Bu yöntemle hem toplumsal barış, hem taraflar arasındaki ilişkinin devamı sağlanacağı gibi, ticari, üretim ve iş sırları ortaya dökülmemiş olacaktır. Çünkü Arabuluculuk görüşmelerindeki her şey gizlidir ve anlaşma sağlanamadığında ileride delil olarak da kullanılamaz.

Bu yeni uygulama hem tacirleri hem de esnafları yakından ilgilendirdiğinden ve artık zorunlu olduğundan, esnaf ve tacirler kendi avukatlarının Arabuluculukta Taraf Vekilliği konusunda yetkin olmasına dikkate etmelidirler.

Konu hakkında daha ayrıntılı bilgi almak isteyen kişi ve meslek örgütlerine, talepleri halinde bilgilendirme yapılacaktır.