Gündem

AFAD Başkanı Pehlivan, 1999'dan bugüne afet yönetimindeki dönüşümü anlattı

Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Ali Hamza Pehlivan, Türkiye'nin 1999'dan bu yana afet yönetiminde kriz odaklı anlayıştan risk odaklı modele geçtiğini, insan ve teknoloji kapasitesini artırdığını belirtti.

Abone Ol

Pehlivan, 6,1 büyüklüğündeki depremin yaşandığı Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin 26. yılı dolayısıyla Türkiye'nin depremlere müdahale kapasitesi ve hazırlıklarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Marmara Depremi'nin çok büyük ve yıkıcı olduğunu anımsatan Pehlivan, depremde yaşamını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.

Marmara Depremi döneminde ulaşım, haberleşme ve arama kurtarma faaliyetlerinde imkanların kısıtlı olması nedeniyle zorluklar yaşandığına işaret eden Pehlivan, o dönemde kriz odaklı bir afet yönetim anlayışının bulunduğunu ve bunun sürdürülebilir olmadığının anlaşıldığını aktardı.Risk odaklı modele geçildi

Pehlivan, "Elbette krizi yönetmek önemli ama bunun ötesinde daha bütüncül bir bakış açısı gerektiği ortaya çıktı ve nitekim 2009'da, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde talimatları doğrultusunda AFAD kuruldu." ifadelerini kullandı.

AFAD'ın kuruluşuyla kriz odaklı afet yönetimi anlayışından risk odaklı anlayışa geçildiğine, bunun AFAD'ın kuruluş kanunlarında ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nde yer aldığına işaret eden Pehlivan, "AFAD, risk odaklı bir anlayışla afetlerin bütün süreçlerini ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği ve koordinasyon halinde yönetir ve bu konuda politikalar üretir, stratejiler geliştirir. Misyon olarak da afetlere dirençli toplum, 'Afetlere Dirençli Türkiye' hedefi Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koymuş olduğu Türkiye Yüzyılı vizyonu içerisinde en temel başlıklardan birini teşkil ediyor." diye konuştu.

3 bin 600 kadrolu arama kurtarma personeli

1999'dan bu yana Türkiye'nin afet müdahale kapasitesinin hem insan kaynağı hem de teknoloji alanında katettiği mesafeye dikkati çeken Pehlivan, şöyle devam etti:

"1999'dan bugüne arama kurtarma kapasitemiz ziyadesiyle gelişmiş durumda. Şu anda kadrolu 10 bin personelimiz içerisinde 3 bin 600 kadrolu arama kurtarma personelimiz bulunuyor ve yakın bir gelecekte bu sayı 5 bin 600 rakamına çıkacak. Ama bununla da kalmıyor. Bizim 5 yıldır uyguladığımız bir akreditasyon sistemi var. Bu kapsamda da kamu kurum kuruluşları başta olmak üzere sivil toplum teşkilatlarından arama kurtarma ekiplerini akredite ediyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 bin arama kurtarma personeli hedefimiz vardı. Biz o rakamı bugün itibarıyla 130 bine çıkarttık."

32 kalem ürün millileştirildi

Teknik donanımda yerlileşme adımlarının önemini vurgulayan Pehlivan, "O günün teknolojisi ile bugünün teknolojisi çok daha çok farklı noktalarda. Biz insan kaynağımızı artırırken teknik donanım olarak da kapasitemizi çok ileri noktalara taşıdık. Ekiplerimiz ortalama 100 kalem arama kurtarma malzemesi ekipmanı kullanıyor ve bunun 53 kalemi ithal ürünlerden oluşuyordu. AFAD'da başlatılan çalışmalar neticesinde 32 kalem ürünün yerlileştirilmesi ve millileştirilmesini sağlamış durumdayız." dedi.

Pehlivan, Türkiye'nin 1204 deprem izleme istasyonundan oluşan ağıyla Avrupa'nın ve dünyanın en büyük sistemleri arasında yer aldığını belirterek, bu teknoloji sayesinde uzmanların, bilim kurulunun ve ilgili genel müdürlüğün yer hareketlerini anlık olarak izlediğini ve riskleri değerlendirdiğini söyledi.

Vatandaşlara "farkındalık ve hazırlık" çağrısı

Afetlere hazırlıkta vatandaşların rolünün kritik olduğunu, bu konuda herkesin atabileceği basit adımların bulunduğunu anlatan Pehlivan, "Türkiye genelinde 31 binin üzerinde toplanma alanı var. Bunun 5 bin 577'si İstanbul'da ve vatandaşlarımız e-Devlet'ten girip kendilerine en yakın toplanma alanını öğrenebilir. Yani bunu bile öğrenmek, farkındalık diyoruz ya, farkındalık açısından bir adım atmak anlamına gelir." ifadelerini kullandı.

Pehlivan, Türkiye'nin deprem gerçeğini unutmadan hareket edilmesi gerektiğinin altını çizerek, "99 depreminin yıl dönümündeyiz ve ortalama biliyorsunuz 10 yılda bir 7 ve üzeri büyüklükte ülkemizde deprem oluyor. Üç yılda bir 6, beş yılda bir de 6-7 arası büyüklükte deprem oluyor. Bu gerçeği aklımızdan çıkarmayıp, atacağımız adımları buna göre şekillendirmemiz gerekiyor." şeklinde konuştu.