Değerli Okurlar! Acaba kent kültürü nedir? Hiç merak ettiniz mi? Umarım mutlaka merak edenleriniz vardır. Değişik kentleri gördükçe çoğunlukla düşünmeye başlarım. Bu gözlemlerimden edindiğim tespitim ise şudur:

Elbette bilenler biliyordur! Modern kentler mimarı, görünümleri, estetik görüntü sergilemeleri, kolaylık sağlayan imar projelendirmeleri sonucu meydana getirilmiş olsalar da, modern olma vasfını kazanamazlar. Modern kentin içinde yaşayanlar, şayet kendilerini modern kültür kalıbına uyduramamışsa, güzellikler bir yerlerinden deforme olup çirkinliğini teşhir ediyor demektir. Eğer bir toplumda MODERN KENT KÜLTÜRÜ oluşmamışsa, birey kendini ORMAN YASASI uygulamaktan soyutlayamamışsa, davranışlarını kendinden başkalarının da olduğunu umursamadan ulu orta sergiliyorsa, kendi yarattığı pislik içinde olmaktan rahatsız olmuyorsa, modern görünümlü kentin üzerinde kara leke gibi oturup durduğunu zanneder.

Yine yaşamı paylaşımda insanca davranışlara yer vermedikçe, bu kentte, BEN yerine biz yaşıyoruz deme erdemini gösteremiyorsa, ayağına takılan taşı kaldırıp bir kenara KOYAMIYORSA, park kurallarına UYMUYOR, başkalarının geçişini ENGELLİYORSA, çocuğuna TEMİZ OL derken kendi çöpüyle sokağını, parkını, bahçesini KİRLETİYORSA, toplum hizmetine sunulan araç-gereç mekanı tahrip ediyor, yıkıp YAKIYORSA, devlet malında kendi katkısının da olduğunu unutup hor KULLANIYORSA, “devlet malı deniz yemeyen keriz” misali har bulup harman savuruyorsa, kamu görevinde sükse yaparak, görev yaptığını zannedip makam araçlarıyla HAVA ATIYORSA modern kent yaratmak mümkün mü?

Değerli Okurlar!  Kim ne derse desin eğer insanlarda kent kültürü gelişmediği sürece modern kentleri oluşturma olasılığı elbette yoktur. Komşuluk, yapmacık değil gerçek arkadaşlık ilişkilerinde merhabayı bile ESİRGEYEN insanlarla, gece yarısı yasaklarına aldırış etmeden gürültü sınırını aşan APARTMAN SAKİNLERİYLE, düğünlerde cümle alem duysun diye son sürat gürültülü eğlenceyi MARİFET sayanlar ile “GLAKSON” seslerinden diğer insanları inim inim İNLETENLERİ, trafik kurallarına uymamayı alışkanlık haline getiren uyanıklarla, kamu kurum ve kuruluş görevlilerinin yaptığı hizmetlere yardımcı olmak yerine kundaklayanlarla, çirkin görüntülerin oluşumu için adeta YARIŞANLARLA modern kent yaratmak sadece  hayallerimizi süslemekten öte geçmez.

Keza cebinde MENDİL taşıma alışkanlığını kazandıramadığımız insanların sokağa SÜMKÜRMESİ, tükürmesi, SİGARA izmaritlerini yerlere rastgele atanların, oturduğu yeri ÇÖPLÜĞE çevirenlerin sorumsuzlukları, kendilerinin göz zevkleri için dikilen çiçekleri ÇİĞNEYEN, dibinden söken ya da tepesine çıkıp oturanların çoğaldığı, Hükümet binasının önündeki o yeşilim çimlerin üzerinde oturup dinlenmeyi ve bunları adeta maç izler gibi SEYREDEN KENT YÖNETİCİLERİNİN ve çimleri istila etmekten dört köşe olanların, OTORİTE BOŞLUĞUNDAN yararlanan fırsatçıların yaşadığı   bir kentte MODERNLEŞME özlemi daha epey süreceğe benziyor gibi geliyor bana.

Bütün bu olumsuzlukların sonucunda yaşadığımız ilkler kenti olarak gurur duyduğumuz UŞAK”da kent kültürünün ne kadar gelişmiş olduğunu görmek mümkün müdür? Yorumunu bu kentte yaşayan siz değerli hemşehrilerime bırakıyorum. Bu kentte yaşayanlar olarak mutlaka bulunduğumuz yerlere, sokaklarımıza, parklarımıza, bahçelerimize, toplantı salonlarımıza başımızı çevirip bakmamız ve kendimize defalarca sormamız gerekir. Acaba UŞAKLILAR olarak bizim kent kültürümüz ne kadar gelişmiş? Herhalde  bu önemli konuyu yeterince sizlere anlatabilmişimdir.  Modern görünümlü kent özlemi çeken güzel kentimizin üzerindeki kara lekelerin  biran önce kalkması dilek ve temennisiyle! Hoşça kalın dostça kalın!!!