Aliwat, artık Excel’den dijital platformlara geçişten değil, şirketlerin kendine özgü dijital parmak izlerinden söz edildiğini belirterek, yapay zekanın yazılım geliştirmede zorunlu hale geldiğini ancak üretilen ürünlerin çoğu zaman yeterince olgun olmadığını vurguladı. Bu nedenle tecrübeli insanlara ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Aliwat, mevcut dönüşüm hızına bakıldığında ilerleyen yıllarda insan müdahalesinin azalacağını dile getirdi.
Yapay zekanın gelişimiyle öne çıkan “human in the loop” yaklaşımının geçici bir dönem olduğuna dikkati çeken Aliwat, kendi kendini uyarlayabilen sistemler devreye girdiğinde insan faktörünün devreden çıkacağını belirtti. Bugünün dönüşümünün, internetin ilk yıllarına benzediğini söyleyen Aliwat, yapay zekanın gerçek potansiyelinin henüz tam olarak anlaşılmadığını ifade etti. Dijital ikiz teknolojisinin bu potansiyelin bir yansıması olduğunu belirterek, ikinci dönüşüm turunun dijital dünyayı bambaşka bir seviyeye taşıyacağını söyledi.
Dönüşüm hızının aynı zamanda yeni riskleri ortaya çıkardığını vurgulayan Aliwat, özellikle siber güvenlik ve mahremiyet konularının önemi üzerinde durdu. Türkiye’de KVKK ve dünya genelinde GDPR gibi mevzuatlar bulunsa da yapay zeka çağında bu düzenlemelerin yetersiz kaldığını ifade etti. Şirket verileri ve stratejik verilerin nasıl saklanacağı veya işleneceği gibi konuların henüz netleşmediğini söyleyen Aliwat, yeni saldırı alanlarının sürekli ortaya çıktığını ve dijital dönüşüm yapan şirketlerin siber güvenliğe yatırım yapmadıkları takdirde ciddi tehlikelerle karşılaşabileceklerini dile getirdi.
Yapay zekayla birlikte etik ve ahlaki düzenlemelerin uluslararası arenada önem kazandığını belirten Aliwat, özellikle derin sahte (deepfake) teknolojilerle kişilerin görüntülerinin manipüle edilebildiğini hatırlatarak bunun nasıl ispatlanacağının büyük bir tartışma konusu olduğunu söyledi. Bu nedenle ülkelerin önceliğini etik ve mahremiyet düzenlemelerine verdiğini, siber güvenliğin ise bu katmanın hemen arkasından geldiğini kaydetti.
Aliwat, bireysel kullanıcıların da yapay zekayla doğru ilişki kurmasının önemine değindi. Yapay zekayı nasıl yönlendireceğini bilmeyen kullanıcıların düşük verim aldığını söyleyerek “prompt engineering” becerisinin artık temel bir ihtiyaç haline geldiğini ifade etti. Kurumların yapay zekayı hangi süreçlere entegre edeceklerini hızlıca belirlemesi, bireysel kullanıcıların ise doğru komutlarla daha verimli sonuçlar almayı öğrenmesi gerektiğini söyledi.
Dijital dönüşümün yalnızca teknolojik yenilenme değil, aynı zamanda yeni bir sorumluluk çağı olduğunu vurgulayan Aliwat, “Yapay zeka çağında en büyük tehdit teknoloji değil, kontrolsüzlük. Kim neye erişiyor, hangi veri nerede işleniyor bilmeden dönüşüm olmaz. Bu nedenle siber güvenlik artık dijitalleşmenin değil, teknolojik varlığın temeli haline geldi.” diye konuştu.