TEMA Uşak İl Temsilcisi Barış Metin, mücadelenin süreceğini, toprağa ve suya sahip çıktıklarını belirterek, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen “Maden Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin torba yasa”, yurttaşlarımızın suya erişim, sağlıklı gıdaya ulaşım ve temiz hava soluma haklarını ciddi biçimde tehdit ettiğini öne sürdü. Metin, “İklim krizinin etkilerinin ağırlaştığı, kuraklık ve tarımsal üretim sorunlarının derinleştiği bu dönemde, doğal varlıklarımızı korumak yerine sanayi ve madencilik faaliyetlerine açmak, geleceğimize geri dönülmez biçimde zarar verecektir. Bu yasa kabul edilmiş olsa da doğayı, yaşam alanlarımızı ve geleceğimizi savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.
SU KAYNAKLARI KİRLENME VE TÜKENME RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA
Metin, tarımsal alanların ve ormanlarımızın tehdit altında olduğunu dile getirerek, “Su kaynaklarımız kirlenme ve tükenme riskiyle karşı karşıya, gıda üretimimiz azalacak, fiyatlar artacak, kırsal bölgelerde geçim kaynakları yok olacak ve iç göç, işsizlik ve toplumsal huzursuzluk derinleşecektir. Bu yasa; toprağımızı, suyumuzu, zeytinliklerimizi, ormanlarımızı, tarım alanlarımızı, meralarımızı ve sit alanlarımızı vahşi madenciliğin geri dönüşü olmayan tahribatına açık hale getirmiştir” diye konuştu. Metin, şöyle devam etti: “Bu büyük tehdit, ülkemizin pek çok farklı bölgesini etkilediği gibi, Batı Anadolu’nun kalbinde yer alan Murat Dağı’nı da doğrudan hedef almaktadır. Murat Dağı, Batı Anadolu’nun en önemli su kaynağıdır. Gediz ve Büyük Menderes havzalarını besleyen bu dağ, yalnızca Uşak ve Kütahya için değil, tüm Ege Bölgesi için hayati öneme sahiptir. Zengin biyolojik çeşitliliği, endemik türleri ve tarımsal üretimi destekleyen iklimiyle Murat Dağı, korunması gereken ve altından daha değerli ekolojik bir hazinedir.”
MURAT DAĞI’NDA MADENCİLİK, BÖLGENİN FELAKETİ OLUR
Metin, “Bu bölgede planlanan altın ve diğer maden projeleri, bölgenin su kaynaklarını kirletme ve tüketme tehlikesi taşımaktadır. Murat Dağı’nda madencilik faaliyetlerine kesinlikle izin verilmemelidir. Bu alan, madenciliğe kapatılarak doğal koruma statüsüyle güvence altına alınmalıdır. Gelecek nesillere bırakacağımız en büyük miras, sağlıklı bir doğadır. Ülkemizde yaşayan her yurttaşın yaşam hakkı, temiz çevreye erişimi ve gıda güvenliği anayasal teminat altındadır. Bu temel hakları tehdit eden her girişimin karşısında olacağız” dedi.