Yaşam

Uşak depremle mücadeleyi şimdiden başlatmalı!

Mimarlar Odası Uşak İl Temsilcisi Çağlar Samancı, Kahramanmaraş merkezli ve 10 ilde etkili olan depremin ardından artık ders alınması gerektiğini ve kentlerin depremle ilgili mücadele için bir plan yapması gerektiğini belirtti. Samancı, deprem bölgesinde yoğun incelemeler yaptıklarını ve yıkılmayan evlerin genellikle sağlam zemine inşa edildiğini dile getirdi.

Abone Ol

Samancı, “Kim suçlu sorusu çok soruluyor? Bu sorunun cevabı şu; herkes çalmış ve herkes suçlu. Müteahhit binayı yaptırmış, mühendis ve mimar çalışmış, buradaki işçiler de görev almış. Müteahhit hiçbir şeyden kaçmıyor ve o gün demirci gerekeni yapmıyor ve burada hata kimin demircinin. Betona çok fazla su veriliyor ve beton mukavemetini kaybediyor ve sahaya geldikten sonra su verilmemesi lazım” dedi.

Mimarlar Odası Uşak İl Temsilcisi Çağlar Samancı, Kahramanmaraş merkezli ve 10 ilde can kayıplarına yol açan deprem felaketinin ardından ders alınması gerektiğini belirtti. Samancı, “Kilis’te 400 yapı inceledik ve orası bu depremi diğer bölgelere göre biraz daha hafif atlatmış. Daha sonra deprem sahasında incelemeler yaptık.  Deprem dolgu olan yerlerdeki hiçbir yapıyı affetmemiş. 1999 öncesinde yapılan yapılardan da ayakta kalanlar var ve işçilik kalitesi ve beton kalitesiyle ilgili yaptığımız gözlemler de oldu. Biz enkazın kaldırılmasına gittik ve burada Uşak Merkez ve okullar bölgesinin komple yıkıldığını düşünün. Onun haricinde dereden toplanan suların oluşturduğu bölge ağır hasar almış. Biraz daha sağlam zemine çıktıkça yapılardaki hasarın azaldığını görüyorsunuz. Depremin ölçüsü ve hasar ölçüsü var. Burada dolgu zemin olduğu için deprem çok ciddi hasarlara neden olmuş. Biz oradan Pazarcık ve Hatay’a doğru yol aldık. Hatay’ın Defne ve Samandağ’ı gördük ve çok üzüntü duyduk. Bu sahayı gezerken anlatmaya dilim varmıyor ve Hatay’ın merkezinin yok olduğunu gördük. Asi Nehri’nin sağı ve solu komple yıkılmış. Çok büyük bir deprem ve tabi ki ihmal vardır. Hatay’da ben yardım gördüm ve yoğun bir enkaz kaldırma çalışması göremedim” dedi.

UŞAK İÇİN YANLIŞ İFADELER ORTAYA ATILDI

“İlk gün battaniyeyle ilgili asılsız haberler çıktı ve biz de bunu kınadık. TIR’lar buradan battaniyeler götürdü ve bizler de İzmir Mimarlar Odası’yla birlikte soba ve jeneratör gönderdik” diyen Samancı, şöyle devam etti: “Deprem bölgesinde ilk olarak korkuyorsunuz ve daha sonra enkazın altındaki insanların olup olmadığını düşünüyorsunuz. Ne yapabilir diye düşündüm ve elden çok da bir şey gelmiyor ve insan çok etkileniyor ve üzülüyor. Orası gittik gördük ve buradan hiçbir farkı yok. Kendi şehrinizin yıkıldığını görüyorsunuz ve kendi çocuğunuzu çadırda hissediyorsunuz. Yardımların sürekli ve devamlı olması gerektiğini düşünüyorum. Deprem oldu ve biz bağışımızı yaptık ve bu iş bitti demek doğru değil. En az 1 yıl daha buraya yardımlar akmalı.  Depreme dayanıklı bir inşaat yıllardır konuşuluyor. Bizler de süslü kelimeler söylemeyi sevmiyoruz ve biz şunu da gördük. Bu bölgede yapı denetimin ağır hasar aldığını gördük. 1970 yapımı ve mühendislik hizmeti almadan nadiren de olsa yıkılmayan binalar da var. Ben çok iyi bir mimara gittim ve mühendise gittim ve iyi bir bina yaptırdım diye düşünmemek lazım.”

Samancı, “Kim suçlu sorusu çok soruluyor? Bu sorunun cevabı şu; herkes çalmış ve herkes suçlu. Müteahhit binayı yaptırmış, mühendis ve mimar çalışmış, buradaki işçiler de görev almış. Müteahhit hiçbir şeyden kaçmıyor ve o gün demirci gerekeni yapmıyor ve burada hata kimin demircinin. Betona çok fazla su veriliyor ve beton mukavemetini kaybediyor ve sahaya geldikten sonra su verilmemesi lazım. Beton imal edildikten sonra üzerine basılır duruma geldikten sonra sulamada fayda var, fakat atıldığı sırada su eklerseniz betonun taşıyıcılığı yok oluyor. Burada mimar ve statikçi de hata yapmıştır. İmar planı yaparken 8 katlı binanın burada etkileneceğini biliyorsanız ve buraya 10 kat imar veriyorsanız, şehir plancıları da suçlu. Bizim toplumsal olarak benim günahım yok deyip ben nerde hata yaptığımı düşünmemiz lazım. Çok hızlı müdahale etmemiz gerekir ve ilk 72 saat çok önemli. Depremle nasıl mücadele edeceğimizin çoktan planlaması lazım. Doğru planlamayla acil müdahale de konsept, ekonomik ve 40-50 bin TL’ye mal olacak ve deprem sonrası barınma konutu yapılıyor. Bir TIR’da 12 tane taşıyoruz. Bu tip durumların bilimle barışık bir şekilde yapılması lazım. DASK, elektrik su alınırken yapılıyor ve bir sonraki sene yapılmıyor. Bununla ilgili birimler var ve 1 buçuk milyon TL’lik evi 200 bin gösterdiğinizde DASK bunu size 2 milyon olarak ödemez. Elektrik alırken al ama sonra iptal et. Bu deprem sigortası değil, çatı uçtu, sel geldi ve diğer konularda da bundan yararlanabiliyorlar” ifadesini kullandı.