Uşak’ta altın madeninin kullandığı suyu gündeme getiren Merkez Bankası eski Başkanı veDurmuş Yılmaz gündeme getirdi ve Kışladağ’da tüketilen suyun miktarı tartışma konusu haline geldi. Durmuş Yılmaz, TÜPRAG Metal Madencilik’in yaptığı açıklamaların gerçeği yansıtmadığını belirterek, madenin onca masraf ederek haset edilen suyunun neden dereye boşaltıldığını sordu.
YILMAZ; BURADA YARATILAN KATMA DEĞER DE ADİL PAYLAŞILMIYOR
Durmuş Yılmaz, X üzerinden yaptığı açıklamada, Kışladağ altın madeninin ürettiği katma değerin adil bir şekilde paylaşılmadığını kaydetti. Yılmaz, “Haydi diyelim ki, suyumuz havamız toprağımız kirlenmiyor, ormanlarımız tahrip edilmiyor, siyanürün hiçbir zararı yok, ortaya çıkan katma değer adil paylaşılıyor mu? Yanıtım kesinlikle hayırdır, benim itirazımın temeli bu gayri adil paylaşımdır. İddiam odur ki yaratılan katma değer adil paylaşılmamaktadır” ifadesini kullandı. Yılmaz, kazanılan her 100 liranın en fazla 5 ila 6 lirasının Türkiye’de kaldığını da yaptığı seri paylaşımlarda dile getirdi.
ALTIN MADENİ YILLIK İSTİHDAM GİDERİNİ 1 HAFTADA ÇIKARIYOR
Altın madeninin ortalama çalıştırdığı kişiler için 100 bin TL masraf ettiğini ve burada çalışan 1500 kişilik istihdamın toplam yıllık maliyetinin 1 haftada çıkarıldığını aktaran Yılmaz, “Kaldı ki havamız, suyumuz, toprağımız kirleniyor, suyumuz azalıyor, ormanımız yok oluyor. İklim değişiklikleri gösteriyor ki önümüzdeki yıllarda su petrolden de kıymetli olacak” dedi.
TCMB’YE SATILAN ALTINA KARŞILIK TL VE SONRASINDA ALINAN DOLAR!
Altın madeninin yaptığı açıklamada, altının TCMB’ye satıldığına dair bir ifade kullandığını hatırlatan Yılmaz, cevherin Merkez Bankası’na TL karşılığı satıldığını belirterek, “Yabancı şirket eline geçen TL ile piyasadan döviz alıp yurt dışına transfer ediyor, kendi ülkesindeki piyasadan belki de sattığı fiyatın altındaki bir fiyattan altın alıp stoğuna ekliyor” diye konuştu. Yılmaz, Merkez Bankası’nın altın rezervinin arttığını fakat Türkiye’nin nakit döviz pozisyonu azaldığını kaydetti. Yılmaz, maden şirketinin yerli ortaklarının payına düşen altının ülkede kaldığını ve bunun da miktar ve tutarının bilinmediğini aktardı.19-20 yıl önce ons fiyatının 600 dolar civarında olan altının güvenli liman, küresel tehditler ve değer koruma aracı olması nedeniyle bugün 3400 dolara çıktığını da sözlerine ekleyen Yılmaz, bu durumun maden firması açısından ballı börek olduğunu vurguladı.