"UŞAK TANITIM VE KÜLTÜR GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ OLARAK YAKLAŞIK 3 YIL KADAR BANAZ'DA ÇALIŞTIK"
Yaklaşık 3 sene önce yayımlanan ilk kitabının Uşaklılardan geniş bir ilgi gördüğünü söyleyen ve onlara teşekkür eden Keyvanoğlu; " Şu anda kitap tükendi. İlk kitabımızda haliyle eksiklerimizi oluyor. Kitapta eksiklikler olacaktır ama önemli olan yanlış olmaması. Şimdi kitabımızı ilaveli olarak basacağız, ikinci baskısı yakında çıkacak. Şu an elimizde Uşak Köyleri Su Kültürü ve Sosyal Hayatı diye yeni bir çalışma var. Uşak Tanıtım ve Kültür Gönüllüleri Derneği olarak yaklaşık 3 yıl kadar Banaz'da çalıştık. Banaz'ın 48 köyünü ve merkezini bitirdik. Kitap şu an matbaada, bitmek üzere. Banaz Köylerinde Su Kültürü ve Sosyal Hayat diye bir kitabımız oldu. Çalışmalarımız Allah izin verdiği müddetçe devam edecek. Biliyorsunuz bir sağlık sorunu yaşadım geçtiğimiz günlerde ama yine çalışıyoruz, amacımız Uşak'a hizmet vermek, nitekim ilk kitabımızda hala tartışılan hala günümüze damgasını vuran bazı bilgiler var. Çok önemli olduğunu düşünüyorum."ifadelerini kullandı.
Babasının çok araştırmacı bir insan olduğu bilgisini veren Keyvanoğlu ondan duyduklarının, gördüklerinin ve yaşadıklarının felsefesinin temellerini oluşturduğunu söyledi. Keyvanoğlu; " Bu felsefeyle böyle bir işe girdik. Sağ olsun Prof. Dr. Mehmet Karayaman Hocanın çok desteği oldu, biz ittirdi daha doğrusu teşvik etti" şeklinde konuştu.
"SU NEREDEYSE HAYAT ORADA OLMUŞ, KÜLTÜR DE ORADA OLMUŞ VE MEDENİYET DE"
Neden su? Sorusuna, su hayattır diyerek cevap veren Keyvanoğlu konuyla ilgili olarak şunları söyledi ; " Suyun olduğu yerde hayat vardır. Su Allah'ın insanlara bahşettiği en büyük nimettir bu kesinlikle tartışmasız. Su biliyorsunuz çeşit çeşittir, tadı, kokusu, rengi çok farklıdır. Kültür suyla başlar, hayat da suyla başlar. Geçmişteki medeniyetleri örnek alırsanız mutlaka su başlarındadır. Su neredeyse hayat orada olmuş, kültür de orada olmuş ve medeniyet de denizlerden başlamıştır, illa ki su. Kitaplarımızda suyun haritasını çıkarmakla aslında Uşak'ın kültür haritasını da çıkarmış oluyoruz. Uşak'ta bir kültür diyebileceğimiz sular vardır. Mesela Belkaya diye bildiğimiz Kürt suyumuz, Murat dağında bulunan çeşmelerdeki Murat dağı sularımız, Gediz çayı mesela bunların hepsi bir kültürün parçasıdır. İnsanın fiziki yapısı dahil olmak üzere coğrafya insanı şekillendirir. Ayet mi hadis mi tam bilmiyorum ama cennetten gelen tek varlık olarak su gösterilir. Japon bilim adamlarının suyun hafızasıyla ilgili yazdığı birkaç kitap da var, elimizde suyu çok güzel anlatmışlar. O kitapların birinde kötü söz söylenen bir yerdeki suyun insanı zehirleyebileceği bile iddia ediliyor."
" BU GÜNE KADAR ÇOK YER GEZDİM AMA UŞAK'TAKİ KADAR ÇEŞME GÖRMEDİM"
Çok iddialı olmadığının altının çizen Keyvanoğlu ;"Akademisyen değiliz ama iyi bir gözlemci olduğumuza inanıyoruz. Çok gezdik Uşak'taki şehir merkezinde ve köylerdeki tüm kuyuları, tüm çeşmeleri bir bir gözlemledik. Suyunu içtik tabi analiz edemiyoruz ama en azından damak tadından değerlendirmeler yapıyoruz. Uşak'ımız bu konuda gerçekten çok zengin. Bu kitabı da incelediğiniz zaman zaten birçok şeyi göreceksiniz ki 1960 yılında Uşak'a gelen Mahmut Akok isimli bir Arkeologun dediği ifade şu; " Bu güne kadar çok yer gezdim ama Uşak'taki kadar çeşme görmedim" dedi.
"PAŞACIOĞLU KÖYÜ KARAPINAR MAHALLESİNDEKİ ÇEŞMENİN SUYU ÇOK GÜZEL"
Uşak'taki hemen hemen her çeşmenin suyunu içtiğini belirten Keyvanoğlu en beğendiniz su hangisi sorusuna ; " Ayırım yapamayacak kadar çok çeşme var, çok çok su var, isim vermek ne kadar doğru olur bilemiyorum ama Bağbaşı köyündeki çeşmenin suyu çok harika, bunun yanı sıra Paşacıoğlu Köyü Karapınar Mahallesindeki çeşmenin suyu çok güzel bunlar ilk aklıma gelenler. Bunun yanı sıra birçok çeşmenin ve kuyunun suları harika, tadına doyum olmayacak nitelikte sular." şeklinde cevap verdi.
"UŞAK'TA İKİ TANE YER ALTI NEHRİ VAR"
Şu anda Uşak'ta iki tane yer altı nehrinin olduğun bilgisini veren Keyvanoğlu bunun yanı sıra henüz kitapta yer almayan bir yer altı deresinin varlığından bahsetti. İşte Keyvanoğlunun anlatımıyla Uşak'ın yer altı suları ; " Bahsedeceği ilk yer altı nehri, eski adı Mende yeni adı Kaşbelen olan köyün altından gelip Uşak'ın içinde geçen bir nehir. Bunu biz tespit ettik gözlemledik ve gözümüzle de nehrin aktığını gördük. Diğer nehir ise Uşak'ın tam kuzeyinden Sorkun tarafından gelip Uşak'ı kuzey- güney geçerek kat eden bir nehir daha var, yine onu da gözümüzle gördük ve gözlemledik. Kitabımızı incelerseniz bu nehirleri nerede nasıl gördüğümüzü bulabilirsiniz. Bu iki nehrin Uşak'ın güneyinde birleştiğini tahmin ediyoruz.