Herkesin bilgisi kendine göredir. Tüm  bilgilerin yanında hayat tecrübesi de çok değerlidir.  Nice okumuş cahil oldugu gibi çok bilge okumamışta vardır bu dünyada.   Önemli olan bilge, iyi, dürüst, saygılı, düsturlu, doğru insan olmaktır.  

Bilginin, davranışın önemi ve yaşam şekli  ile ilgili bir hadisi paylaşayım.   "Hiçbir kul, kıyamet gününde, ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz.”

Öyleyse ilmin, bilginin bir zekatı var, ilme uygun davranma emri var. 
 
Bu konuda bir hikaye anlatırlar.

“Geçmiş vakitlerin birinde alimin biri, boğazın öbür yakasına geçmek için bir sandalcının yanına gelerek ona
sorar:
– Karşıya geçirmek için ne kadar
para alıyorsun?
– Garşuya bir liraya geçürüm efendü.
Alim, sandalcının bu bozuk Türkçe ile verdiği cevabı beğenmez.
– Bu ne biçim konuşma böyle? Yoksa sen dilbilgisi bilmiyor musun?
– Yok ağam, güççükken haytalık ettük, okuyamaduk!
– Tüh, yazık sana! Desene gitti
hayatın dörtte biri!

Bir müddet gittikten sonra dil alimi tekrar sorar:
– Allah bilir şimdi sen, matematik de bilmezsin!

– Yok beğüm! Onu da bilmem! Dedik ya, güççükken haylazluktan okula gidemedük!

– Tüh yazık, yazık! Hayatının dörtte biri daha boşa gitti!

Bir müddet daha yol aldıktan sonra alim, tekrar sorar:

– Sakın fizik ve kimya okumadum deme!

– Belki hayatımın dörtte birü daha boşa getti; ama o dediklerini de bilmem efendü, vaktinde öğrenemedük işte!

– İyi de sandalcı!
Dilbilgisi bilmezsin; matematik, fizik ve kimya da bilmezsin; sen ne diye yaşarsın?.

Bu arada hava bozulmaktadır.
Sandalcı büyük bir fırtınanın geleceğini anlar.
Alime sorar:
– Efendü, yüzme bilüsünüz deel mi?
Dil alimi,
sandalcının bu sorusundan endişeye düşer, bir korkudur başlar.
Sandalcıya yalvaran gözlerle cevap verir:
– Sandalcı ağa! Ben yüzme bilmiyorum! Çocukluktan beri o ilmi öğren,
bu ilmi öğren derken
yüzme öğrenmeye fırsat bulamadım.

– Aha! Napcan şimdi!
Şimdiden başla dua etmeye!
Çünkü gittü hayatunun dörtte dördü!.."

Bildikleriyle övünen insan,
bilmediklerinden dolayı dövünmeyi de hak eder...

Yunus' un dediği gibi  "Bir avuç toprak , 
bir damla su" iken ne ile öğünmek gerek? Sadece çalışmak gerek.