Acaba bizler bu ülkede yaşadığımızın farkında değil miyiz? Ya da bizler mi yanlış düşünüyoruz?

Son zamanlarda gün geçtikçe artan işsizliğin, giderek hayat şartlarının zorlaşmasının, her şeyin parayla-zenginlikle, etiketle, çıkar ve menfaatle ölçüldüğünün; insanların duyarsızlığından, acımazlığından, gaddarlığından örf ve adetlerimizin kaybolduğunun; toplumsal değerlerin erozyona uğradığının farkında mıyız?

Acaba sevgi, saygı ve hoşgörünün geçmişte kaldığının, bu yüzden gün geçtikçe de yozlaşan, dejenere olmuş ve maalesef ki birbirinin açığını kovalayan basit ve çıkarcı insanların özellikle de "OKUMUŞ CAHİLLERİN" giderek çoğaldığı bir toplum olmaya doğru gittiğimizin de farkında değil miyiz?

Bu ülkede hangi makam ve mevkide olursa olsun, insanların kinle, nefretle, şiddetle işinin olmaması gerekmez mi? Türk insanın gittiği her yere sevgi, huzur ve esenlik götürmesi, asla şiddetle işi olmaması da gerekmez mi?

Türk milletinin karakteri şiddet ve nefretle değil, hoşgörü ile yoğrulmamış mıdır? Bütün bunlar, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kurmaya çalıştığı sistemi ölümünden sonra şahsi çıkarları için bozanlar yada bozmaya çalışanlar olmadan önce ki, Türk insanının genlerinde yıllardır var olan karakterinin bir nevi de tespiti değil midir?

Ne yazık ki son zamanlarda görsel ve yazılı basından takip ettiğimiz kadarıyla hoşgörünün, yerini şiddet ile kin ve nefrete bıraktığının ve maalesef ki bunların derecesinin cana kastedecek kadar yükseldiğinin ve bunun nedeninin ise başta ekonomik şartların zorluğu ve eğitimsizlik olduğunun toplum olarak farkında mıyız?