Değerli Okurlar! Bilindiği gibi Uşak, sanayi kenti olduğu gibi aynı zamanda da bir tarım kenti. Bu kapsamda düşünüldüğünde tarımsal sanayinin yarattığı artı değerden Uşak çiftçisinin gerektiği gibi yararlandığını söylemek mümkün müdür?

 Bir tarım uzmanı değilim ancak bir çiftçi çocuğu olarak tarımla ilgili bildiğim bazı gerçekleri yazıp çizmenin de doğru olacağını düşünüyorum. Tarıma dayalı sanayi, ülkemiz ekonomisinin temel taşlarından birisidir. Elbette ki gelişmiş ülkeler bugünkü gelişmişlik düzeyine tarıma dayalı sanayide başlattıkları atılımlarla ulaşmışlardır. Biraz geçmişe bakıldığında tarım toplumundan sanayi toplumuna; sanayi toplumundan da bilgi toplumuna geçişte en önemli sektörün, tarıma dayalı sanayi olduğu da bariz bir şekilde görülmez mi?

Hala ülkemizde ve özellikle de sanayisinin yanında verimli tarım topraklarına sahip Uşak’ta da yeterince önemi kavranamayan “TARIMA DAYALI SANAYİ” tarım ürünlerini en iyi şekilde değerlendirmek suretiyle üreticinin ürününe yeni pazarlar yaratmak, onun gelirini artırmada ona artı değer sağladığının da farkında olmak gerekmez mi? Bunun yanında tarıma dayalı sanayinin önemli bir istihdam imkanı ve tüketiciye de kaliteli mamul yani ürün sağladığını da biliyor muyuz?

Tarıma dayalı sanayi, tarımsal üretimin ekonomi içindeki katkı payını arttırarak ülke ekonomisine kaynak sağlamakta, ülkenin kalkınmasına destek olmaktadır. Bugün Türk çiftçisinin gelir düzeyinin arttırılabilmesinin en önemli yolu ise sanayiye entegre olmasıdır. Acaba yanılıyor muyum? Türk çiftçisinin, özellikle de UŞAK ÇİFTÇİSİNİN sanayiye entegre olmasının yolunun da mutlaka ÖRGÜTLENMEDEN geçtiğini de idrak etmek gerekmez mi?

Pekala bahsedilen bu örgütlenme nasıl olacak? Elbette ki örgütlenme, çiftçilerin, Ziraat Odaları veya Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri kanalı ile “Birlik” çatısı altında hükümet ve diğer kamu ve özel kuruluşlar arasında organik bir bağla gerçekleştirilmelidir. Tarım ürünlerini hammadde olarak kullanan “tarıma dayalı sanayi” kapsamında yer alan sanayi dalları arasında;  Gıda Sanayi, Dokuma ve Giyim Sanayi, Orman Ürünleri Sanayi, Deri ve Deri Mamulleri Sanayi gibi sektörler daha burada sayamadığımız çok sayıda sektör yer almaktadır.

 Kim ne derse desin, ekonomisi sanayinin yanında tarıma da dayalı  olan UŞAK’TA TARIMA DAYALI SANAYİNİN GELİŞTİĞİNİ SÖYLEMEK HERHALDE AŞIRI  İYİMSERLİK DE OLMAZ MI? Elbette örnekleri daha da çoğaltmak mümkün. Tarıma dayalı sanayinin başka örnekleri olarak un ve unlu mamuller, yem sanayi, süt ve süt ürünleri, şeker sanayi, meşrubat sanayi, et ve süt kombineleri gibi üretim tesisleri verilebileceği gibi bu örnekleri daha da çoğaltmak da mümkündür.

Değerli Dostlar! Bu sayılan tesislerin sayıları arttırılabilir. Şunu da itiraf etmeliyim ki Uşak çiftçisinin tarıma dayalı sanayiye entegre olması açısından kentimizde  bir “MASTER PLANI” var mıdır var ise bu planda tarımsal sanayi ile ilgili ne gibi düzenlemeler vardır? Doğrusunu söylemek gerekirse bunlar hakkında yeterli bilgiye de sahip değilim. Ancak  tarıma dayalı sanayi konusunda gayretli çalışmalar olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Ancak bu çalışmaların yeterli olduğunu da söylemek oldukça zor elbette.

Derinlemesine araştırıldığında ülkemizde tarım sektörünün en önemli sorunlarından birisi de, pazara yönelik yığın üretim yapılmamasıdır. Bunda en büyük etkenin ise üretim yapan işletmelerin ve ekilen alanların KÜÇÜK ÖLÇEKLİ İŞLETMELER olmasıdır. Kanımca kentimiz ve çevresinde tarım ürünlerinin değerlendirilmesine yönelik kurulacak yeni sanayi tesisleri ile birlikte sözleşmeli ekime geçilmesi, tarım sektöründeki pazarlama sorununa da çözüm getireceği gibi, sanayiye sürekli, uygun kalitede hammadde sağlayacaktır. Ayrıca kentimiz ve yöresinde hayvancılığın geliştirilmesine paralel olarak süt ürünleri entegre tesisleri kurulmalı, ve bu gibi tesisler çoğaltılmalı, kaliteli ürünlerle bir marka oluşturulmalıdır.

Diğer yandan, kentimizde var olma mücadelesi veren DERİCİLİKLE İLGİLİ SANAYİNİN geliştirilmesi, konfeksiyon, ayakkabı, terlik, valiz, çanta gibi ürünlerin üretimini arttırarak, yörede hayvan derisinin değerlendirilmesine katkıda bulunacaktır. Yine süt üretiminin artması, ürün çeşidine gidilmesi (peynir, yoğurt, ayran, tereyağı, kaymak v.b.) üretimde kaliteye önem vererek marka yaratılması, katma değerin büyük oranda artmasını sağlayacaktır.

Aslına bakılırsa kentimizin verimli arazilerinde ve civar köylerde KALİTELİ NOHUT yetiştirilmektedir. Nohut üreticisine sahip çıkılsa, kentimizde leblebi üretim tesisleri yapılsa yada yapılması teşvik edilip öncülük edilse  inanıyorum ki istihdama ve Uşak ekonomisine önemli ölçüde katma değer yaratılacaktır. Uşak”da LEBLEBİ DE MARKA OLMAMAK İÇİN NEYİMİZ EKSİK? Bu konuda un, şeker ve yağımız hazır. Sadece harekete geçirecek yerel yöneticilere, öncülük yapacak girişimcilere ve masa başında değil sahada çalışacak, sahada girişimcilere yardımcı olacak katkı ve destek sağlayacak tarım uzmanlarına, ziraat mühendislerine ihtiyaç vardır. Bu konuda Tarım İl Müdürlüğümüz gerekeni yapmalıdır.

Kentimiz ve yöresinde dondurulmuş “SEBZE VE MEYVE ENTEGRE TESİSLERİNİN” kurulması ile birlikte bu sektöre girdi sağlayan ambalaj sanayinin de gelişmesi söz konusu olabilecektir. Özellikle SİVASLI ilçemiz başta olmak üzere BANAZ VE MERKEZ İLÇEYE BAĞLI YÖRELERİMİZDE yetişen meyve ve sebzeleri değerlendirecek reçel, marmelat, meyve suyu v.b. entegre tesislerin kurulması ve kaliteli üretimin sağlanması ile “marka” oluşturmak fevkalade mümkün hale gelebilecektir. Acaba hayvancılığın kentin kalkınmasında lokomotif görevi üstlenebileceği düşüncesiyle yeni yem fabrikalarının kurulması da önemli beslenme girdisine katkı sağlamayacak mıdır?  

Yanılmıyorsam uzun süredir gündemde olan ancak yerel yöneticilerimizin ve özelliklede milletvekillerimizin beceriksizliği nedeniyle yanılmıyorsam yıllar evvel Uşak”da kurulması düşünülen ancak bir türlü hayata geçmeyen/geçirilemeyen Polatlı”ya kurulan “HAYVANCILIK ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ”NİN hayvancılıkla uğraşan küçük çiftçilerimiz açısından olumsuz sonuçlarının yanı sıra hayvancılık sektörünün gelişmesinde büyük rol oynayacağının altını çizmek gerektiğini düşünüyorum. Ancak her nedense bu treni kent olarak kaçırdık. Acaba kaçan treni bir daha yakalayabilmek zor değil midir? Uşak ve yöresinde ülkenin en leziz ve kaliteli domatesi, salatalık ve lahanası, çileği, elması yetiştirilmektedir. Bu ürünlerin değerlendirilmesi açısından salça, turşu, konserve tesislerinin kurulması, üreticinin gelir düzeyini yükselterek ekonomiye katkı sağlayacaktır.

Bu kentin gelişmesinde, üreticinin pazarlama sorunlarının çözümlenmesinde, gelir düzeyinin yükselmesinde tarımsal sanayinin önemi her geçen gün kendini hissettirmekte, hatta zorunlu hale gelmektedir. Bu konuda çiftçiye gerekli TEŞVİKLER tanınmalıdır. Uşak İlimizin sürdürülebilir kalkınmasında ve gelişmesinde TARIM SEKTÖRÜNÜN büyük rolü olduğu gerçeğinin bilinmesi; küresel ısınma olgusun yaşandığı dünyamızda, ülkemizde ve kentimizde bundan böyle tarım sektörünün ihmal edilmemesi gerekmez mi?

Kısacası kentimizde sanayi sektörünün yanında tarımsal sanayiye gereken önem verilmelidir. Her gününüzün bugünkünden daha iyi olması ve bol üretimli günler dilek ve temennisiyle! Hoşça kalın dostça kalın!!