1960 yılında Türkiye’nin kaderini değiştirmek için gerçekleştirilmiş olan operasyonun unutulmaması ve bunların bir sonraki nesiller tarafından hatırlanması ve ders çıkarılması en son yaşanan 15 Temmuz’da yaşanan ve bastırılan kalkışmanın unutulmaması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin kaderiyle oynamak isteyenlerin karşısında  tek vücut olarak durmaya devam edeceklerinin altını çizen Özen üstü kapalı olarak son dönemde yaşan video olaylarına da değindi. Özden : “ Yapılan operasyonlar kişiler üzerinden gerçekleştirilir ama asıl amacın devletimizi, milletimizi bölmek ve yıkmak olduğunu unutmayalım” şeklinde konuştu.

Toplantının devamında konuşan Nurgül Kara ise günün anlam ve önemine ilişkin şu değerlendirmeye yaptı; “Medeniyet geleneği denildiğinde ilk akıllara gelen Türkiye ve Aziz Milletimiz, demokrasi ve insan hakları adına birçok fedakarlığı göze almış, bu uğurda çok sayıda bedel ödemiştir. Her bir vatandaşımızın gönlünde yer edinen, hamuru vatan sevgisi ile yoğrulan milletin evlatları hukukun vesayet altına alındığı dönemlerde işkenceler görmüş ve idam sehpalarında şehit edilmişlerdir. Vesayet ve beraberinde getirdiği darbeler milletimize fayda getirmemiş; milletimizden demokrasisini, ekonomisini, moral ve motivasyonunu koparıp götürmüştür.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne hukukun askıya alındığı, toplumsal ve siyasal düzene ilk darbe; 27 Mayıs 1960'ta, Başbakan Adnan Menderes ile yol arkadaşlarının tutuklanması ve idam edilmesiyle gerçekleştirildi. Milli irade ile arasına perde çekenlerin; insanlığa, demokrasi ve vicdanlara yönelik büyük bir ihaneti olarak hafızalarımıza kazındı.

1950 yılında milli iradenin yüksek teveccühü ile dönemin tek parti zihniyetini geride bırakarak iktidara gelen Adnan Menderes ve yol arkadaşları, kısa zamanda ortaya koydukları projeler ile Türkiye'ye çağ atlattılar. Milletimizin milli ve manevi değerlerini Anadolu coğrafyasından silmeye çalışan CHP iktidarının antidemokratik uygulamalarım rafa kaldıran merhum Menderes, bilhassa din ve vicdan özgürlüğü konusunda attığı adımlarla milletimizin gönlünde yer edinmiştir. Tek parti rejiminin en büyük ayıplarından olan Türkçe Ezanı özüne döndürerek, Anadolu'nun Ezan-l Muhammedi'ye olan özlemini gidermiştir. Ancak vatanın yararına olan bu gidişatın önünü tıkamak isteyenler türlü yalan ve iftiralarla algı oluşturarak 1960 yılında, askerin namlusunu Çankaya Köşkü ' ne çevirmişlerdir.

Millet iradesine savaş açan, milli ve manevi değerleri yok etmeye odaklı zihniyet, demokratik yönetime antidemokratik yöntemlerle el koyarak seçilmiş yöneticileri tutuklamış, mizansen yargılamalar ile hukuk dışı şekilde darağacına göndermiştir. Hayatlarına son verilen yalnızca Milletin Vekilleri değil bilakis demokrasi ve milli iradeye olan inançlarıyla Türk Milleti olmuştur.

Üzerinden yıllar geçse de söz konusu darbeci zihniyet varlığını devam ettirmiş, en son 15 Temmuz'da da benzer bir senaryo sahneye koyulmuştur. Ancak Milletimiz darbeler ve  darbeciler karşısındaki duruşuyla bu kez millet iradesi üzerinde tahakküm kurmak isteyenlerin oyunlarını bozmuştur. Millete ve hizmete sevdalı kadrolar ile Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye, demokrasi düşmanlarına en büyük dersi vermiştir.

Milletimizin feraseti ile ülkemize en kara günleri yaşatanlar tarihin tozlu raflarına, en karanlık günlere tanık olan Yassıada ise tarihe gömülerek bugün "Demokrasi ve Özgürlükler Adası" olarak mührünü tarihe derç etmiştir. Adnan Menderes ve yol arkadaşlarının aziz hatıraları burada yaşatılmaya devam edecektir.

Bu vesile ile; 27 Mayısların, 12 Eylüllerin, 28 Şubatların, 15 Temmuzların tekrar etmeyeceğini, her türlü vesayete karşı var olan mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi belirliyor; demokratik ve özgür bir ülkede yaşayabilmemiz için canlarını feda eden Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan başta olmak üzere tüm demokrasi şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Demokrasimize ve irademize düşman olan şer odaklarını hiçbir zaman unutmayacağız”

HABER / BAYRAM KELEŞ

Editör: TE Bilişim