Günün anlam ve önemine vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Müge Leblebicioğlu Arslan; "Tarihi 1800’lü yıllara dayanan bir grup dokuma işçisi kadının canları pahasına haklarını savunmasını temsilen kutlanan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü kutlu olsun." şeklinde sözlerine başladı. 

Bugün evde eşlerin, çocukların, işte patronların ve kurumların kadınlar için çiçekler aldığı, jestler yaptığı kısacası kendilerini özel hissetmeleri için çaba göstereceği  bir gün olduğuna dikkat çeken Leblebicioğlu; "Tüm spot ışıklarının kadınların değeri üzerine yöneldiği bir gün olması dolayısıyla toplumun dikkatini yakalaması açısından da çok özel bir gün." dedi.

“Sadece Bir Gün Olarak Görmek Tüm Kadınlara Haksızlık Olacaktır”

Günün önemine dikkat çeken  Müge Leblebicioğlu Arslan, “Aslında sembolik bir tarih olan 8 Mart Dünya Kadınlar gününü sadece o güne indirgemek kadınlara yapılan bir haksızlık olacaktır." sözlerini kaydetti.
8 Mart'ı kadınların yarını için farkındalık kazanarak bir şeylerin değiştirilebilmesi için  var olan bir gün olarak görüldüğünde; günün anlamının daha kıymetli olacağını belirten Leblebicioğlu; " Ben hem bir kadın hem de bir ruh sağlığı çalışanı olarak  kadınların günümüzde maruz kaldığı fakat gözdeki morluk kadar dikkat çekici ve görünür olmadığı için önemsenmeyen ancak şiddetin fiziksel halinden hiç bir farkı olmayan psikolojik şiddete dikkat çekmek istiyorum” dedi.

“Kadınların Gösterdiği Çabayı Görmemek De Şiddettir”

Şiddetin sadece fiziksel olmadığını belirten Leblebicioğlu, “Eşinizin yaptıklarını değersizleştirmek, çabalarını görmemek de şiddettir. Sadece kadın olduğu için erkek çalışandan daha az maaş vermek de kadına karşı şiddettir." dedi. 
Alın teriyle kadının aldığı terfiyi sadece güzel olduğuna bağlamanın, emek emek yapılan projelerin içeriğinden ziyade kadının fiziksel görünümüne dikkat çekerek ddeğersizleştirmenin de kadına karşı şiddet olduğunu belirten Leblebicioğlu şöyle devam etti; " Kadına karşı yapılan hakkı olanı vermemek, yaptıklarını değersizleştirmek, ötekileştirmek eylemleri de vurmak, bağırmak kadar şiddettir ve  ne yazık ki kadına karşı şiddet sadece karşı cinsten değil hem cinslerinden de gelebilmektedir.” 
 

Ayrıca, toplumsal ve bireysel olarak maruz bırakılan, hem psikolojik hem fiziksel şiddetin bir kadında açtığı yaraları hep birlikte daha dikkatli olarak ve gerekli özenin göstererek sarılabileceğinin altını çizen Leblebicioğlu; "Dünya kadınlar gününde alınan çiçek, yapılan sürprizler eğer bir değişimin başlangıcı ise değerlidir." dedi

Leblebicioğlu; "Umarım 8 Mart Dünya Kadınlar gününde kaleme aldığım bu yazı farkındalığı artırarak kadınların hak ettiklerine hiçbir zorbalığa uğramadan hayatlarını sürdürmelerine katkıda bulunur. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günümüz kutlu olsun” diyerek sözlerini noktaladı.

Editör: Duygu Bekmezci