Eğitim İş Uşak Sendikası, üye sayısını artırıyor. Eğitim İş Uşak Şube Başkanı Ercan Uzun, son olarak, kent merkezinden Güliz Sezen, Züleyha Akay, Tülay Bozkurt, Mehmet Döner, Derya Demirci, Ayfer İlhan, Ubeydullah Güvenkaya, Nahide İyidilli, Selin Duymuş, Özer Egeli, Derya Kaya, İlker Nayır, Bircan Kaya, Naci Koparan ve Çisem Tekin'i üye yaptıklarını duyurdu.

Uzun, Eşme ilçesinden de Fatma Çöllü'yle birlikte toplam 16 eğitimcinin Uşak Eğitim-İş ailesine katıldığını dile getirdi. Üye katılımlarının önünü açan okul temsilcileri Suat Hayri Cabar, Suna Uçak, Tacettin Sunal, Senem Gün Aksel, Merve Köksal ve Ömer Ertok'a teşekkür eden Uzun, "Sendikamız her geçen gün üye sayısını arıtrıyor. Bu çalışmalara destek veren tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim. Eğitim İş olarak, öğretmenin ve eğitim emekçisinin sorunlarını çözmeye devam edeceğiz. Bu noktada gösterilen teveccühe teşekkür ederim. Yeni katılan arkadaşlarımıza da aramıza hoşgeldin diyorum" diye konuştu.

Ayrıca  Eğitim İş Uşak Şube Başkanı Ercan Uzun, harf devriminin yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Harf devriminin Türkiye’de eğitim, bilim ve günlük yaşam için önemli bir dönüm noktası olduğunu belirten Uzun, “100 yıl önce bugün, 1 Kasım 1922 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyerek halktan aldığı güçle “Saltanatın Kaldırılmasına” karar verdi. Saltanatın kaldırılması ile Osmanlı saltanatı sona ermiş, ulusal egemenliğin tam olarak sağlanması için önemli bir adım atılmış ve Cumhuriyet yönetimine geçiş süreci hızlanmıştır” dedi.

“Cumhuriyet’in ilanının ardından devrimler birbirini izlerken, Türkçe’nin daha kolay yazılıp okunması için alfabenin değiştirilmesi gerektiği düşüncesi doğdu. Bu şekilde okuma yazma oranının daha da artacağı düşünüldü” diyen Uzun, “1927 yılında kurulan bir komisyon tarafından latin alfabesinden yararlanarak yeni Türk alfabesi hazırlandı. Harf devrimi bizzat Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından,  "Bugün yapmak zorunda bulunduğumuz çok değerli bir iş daha vardır: Yeni Türk harflerini çabuk öğrenmek... Kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya, bütün yurttaşlara öğretiniz... Bunu yurtseverlik, ulusseverlik görevi biliniz. Bu görevi yaparken düşününüz ki bir ulusun, bir sosyal topluluğun yüzde onu ancak okuma yazma bilir, yüzde doksanı bilmezse, bundan insan olanların utanması gerek” sözleriyle halka duyuruldu. Atatürk, devrimi anlatabilmek için hemen yurt gezilerine başladı. Birçok yerde tahta başında yeni harfleri yazdı, yazdırdı; yeni yazıyı tanıttı, bu yazının ne denli kolay öğrenilebileceğini belirterek her konuda olduğu gibi bu işte de ulusuna öncü oldu” ifadesini kullandı.

“Harf devriminin en önemli sebeplerinden biri Arap harflerinin Türkçeye uygun olmadığı düşüncesidir.[5][6] Osmanlı yazısının düzeltilmesini isteyenlerin başlıca gerekçesi, bu yazının Türkçenin ünlü seslerini ifade etmekte yetersiz kalmasıydı” görüşünü savunan Uzun, harf inkılabının gerekçelerini şöyle açıkladı:

“Avrupa ile ilişkilerin kolaylaştırılmak ve geliştirilmek istenmesi. Arap alfabesinin ıslah çalışmaları sırasında hurûf-ı munfasıla, yani harflerinin birbirinden ayrılarak yazılması yönteminin denenmesi. Harflerin ayrılarak yazıldığı bir alfabenin Türk dili için daha uygun olduğu düşüncesi. Latin alfabesinin eğitimi çok kolaylaştırdığı düşüncesi.  Bakü'de yapılan I. Türkoloji Kongresi'nde bütün Türkler için Arap harfleri yerine Latin yazısının kabul edilmesine karar verilmesi. Atatürk'ün bu kongreyi yakından takip ettiğinin bilinmesi. Latin alfabesi dışında daha iyi bir alternatifin olmaması. Dünyadaki en yaygın alfabe olan Latin alfabesi dışındaki bir alfabenin örneğin Kiril ya da Çin alfabesinin kabul edilmesinin herhangi bir mantığının olmaması.”

Uzun, şöyle konuştu: “Türkiye Büyük Millet Meclisi, 1 Kasım 1928'de, 1353 sayılı yasayla 29 harften oluşan yeni Türk harflerini kabul etti. Mustafa Kemal Atatürk'ün, 1 Kasım 1928'de TBMM'yi açarken söylediği şu sözler, Harf Devrimini ve önemini çok iyi tanımlamaktadır: "Büyük Millet Meclisi'nin kararıyla Türk harflerinin kesinlik ve yasallık kazanması, bu memleketin yükselme uğraşında başlı başına bir geçit olacaktır.” Harf Devrimi, diğer bütün devrimlerin amacı olan toplumu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmayı sağlamakta atılan en önemli adımdır. Ancak bugün Harf ve Dil Devrimleri üzerinden Atatürk’e saldırılmakta, dilimiz üzerinde oyunlar oynanmakta ve dilimize yönelik saldırılar eğitim üzerinden yoğunlaştırılmaktadır. Bir yandan tüm okullarımız imam hatipleştirilirken, okullarımızda Arapça egemen dil durumuna getirilmeye çalışılmaktadır. Cumhuriyet değerlerinin, Atatürk ilke ve devrimlerinin savunucusu Eğitim-İş, Türkçemizi kuşaktan kuşağa aktararak sonsuza kadar yaşatacak, diline sahip çıkacak, zenginliğini ve canlılığını koruması için üzerine düşenleri her zaman yapacaktır”. BERKAY ÖZYAYLA

Editör: TE Bilişim