Uşak’ın Avrupa’da sarayları süsleyen ve bir döneme damgasını vuran ressamların eserlerinde sık sık yer alan Uşak Halıları, 1894’de kentin ana gelir kaynaklarından biriydi. Uşak halılarıyla ilgili Dünya Gazetesine bir yazı kaleme alan Süleyman Dilsiz, Uşak halılarının 19’uncu yüzyılda çok önemli bir geçim kaynağı olduğunu ve yılda ortalama 196 bin lira gelir getirdiğini kaleme aldı. Dilsiz’in 196 bin altın lira olarak belirttiği paranın sadece altın olan kısmı yaklaşık olarak 1 ton 293 kilo 600 gram yapıyor. Dolara endekslendiğinde, günümüz şartlarında Uşak el dokuma halılarıyla elde edilen gelir 79 milyon 702 bin 438 Amerikan doları yapıyor. Kentin son 4 yıldaki fabrikasyon halı ihracatının ortalaması ise; 71 milyon 989 bin civarında olurken, yaklaşık 128 yıl önce el dokuma halıdan elde edilen gelir, bugünün ortalamasından daha yüksek çıkıyor. 

AVRUPA SARAYLARINI SÜSLEYEN UŞAK HALILARI HER DÖNEM İHRACAT REKORU KIRDI
Uşak’ın coğrafi işaretle tescillenen ‘Uşak Halıları’, bir dönem Avrupa’da ihtişamın sembolüydü. Uşak halıları, her zaman Avrupa başta olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinden yoğun talep gördü. Bir dönem halılar, ressamlar tarafından yoğun bir şekilde ele alındı ve dünyaca ünlü bir çok eserde bir arka fon gibi yer aldı. Uşak halılarıyla ilgili kent için tanıtım çalışmalarına destek veren Dünya Gazetesi Yazarı Süleyman Dilsiz de, önceki gün kaleme aldığı ve halının Avrupa’da taşıdığı önemi anlatan yazısında, Uşak halısının 1894’te ekonomiye sağladığı katkıya değindi. “Öz sanatlarımızdan olan dokumacılığın dünyada ilk düğümlü örneği Orta Asya’da Türklerin bulunduğu bölgelerde ele geçirilmiş. Bu eşsiz sanat Anadolu’ya Selçuklular eliyle yapılan düğümlü halı dokumacılığıyla taşınmış. Kayseri’den Kula’ya, Kars’tan Milas’a yurdun her köşesinde sürdürülen dokumacılık çalışmalarının göz nurunu en çok dünyadaki bilinirliğiyle Uşak halıları parlatmış. Halıcılığın Uşak’ta gelişmesiyle ekonomik değer olması ve Avrupa’da tanınması, 15.yy’a rastlar. 16. yy’da İzmir’de bulunan İngilizler, Fransızlar, daha sonra Hollandalılar, İtalyan Prensleri, Avusturyalılar ve Almanlar hem sarayları hem de kiliseleri için buradan Uşak halılarını almışlar. İstanbul camilerinin ve saraylarının Uşak’a halı sipariş etmeleri ile daha da gelişmiş; O yüzyıllarda Sultanahmet, Süleymaniye, Bayezıd, Selimiye ve Fatih camileri Uşak halılarıyla bezenmiş” diyen Dilsiz, halıların kültürel ve ekonomik anlamdaki değerine de yer verdi.

UŞAK HALISI YILDA 250 BİN METREKARE DOKUNURDU
Uşak halısının desenlerinde ayrı birer hikaye olduğunu ifade eden Dilsiz, 1894 yılının ekonomik verilerini kayda geçti. Dilsiz, “Uşak halısı değerini; bu şehirdeki dokuma endüstrisinin tarihinden, tasarımının diğer hiçbir halı desenine benzerlik taşımamasından, tasarım özgünlüğünden ve üretim hacminden alır. 1894 yılı verilerine göre Uşak’ta yılda 250 bin metre kare halı dokunmakta ve üretiminin tümünü Avrupa’ya ihraç ederek, 196 bin altın lira gelir elde edilmekte idi. Nitekim 19. yy’da İzmir’i ticari açıdan besleyen Uşak, buradan ihraç edilen ürünlerin yarısını Uşak halıları oluşturmuştur. Osmanlı’da Anadolu’ya elektrik getirilen ilk il olmasının nedeni de yurtdışından bu yoğun talebi karşılamaktı. Sonuçta o dönemde tarım egemen toplum yapısında Uşak’ta gerçek bir sanayi oluşmuş, fabrikalar ve dokumahaneler, evlerdeki tezgahlar bu sektörün dinamikleri olmuş. Avrupa’da Uşak halısının bu popülerliği 1. Dünya Savaşı yıllarına kadar sürmüştür. Bu savaş sonrasında Kurtuluş Savaşımız döneminde, Avrupa ile olan ticaretin azalmasıyla, Uşak halısının Avrupa’da pazarlama dönemi sona ermiş. Uşak halıları bu tarihlerden sonra müze ve müzayede halısı sıfatıyla anılmaya başlanmış ve dünyanın seçkin müzelerinde sergilenerek, ünlü müzayede salonlarında büyük bedellerle koleksiyonculara satılır olmuş. Avrupalı sanatçılara da ilham kaynağı olmuş. Vermeer’in Terborch, Venedikli Rönesans ressamı Paris Bordone’nin 1534 tarihli bir resminde daha yüzyılın ilk yarısında Uşak halıları görülür.17. yy’da portre ressamı olarak bilinen Hans Holbein’in birçok eserlerinde Uşak halısı “Holbein Halıları” olarak bilinmiş. Uşak halıları Avrupa’da bilindik ressamlara ilham kaynağı olmuş ve Avrupa’nın soylu çevrelerinde itibarını artırmış” diye konuştu. 

FABRİKASYON HALI, EL DOKUMA HALININ ULAŞTIĞI İHRACAT RAKAMINI YAKALAYAMADI
Dilsiz’in verdiği bilgiler ışığında, 128 yıl önce Uşak halısının kente sağladığı ekonomik değer daha net anlaşılıyor. Dilsiz’in verdiği 196 bin altın lira (Osmanlı döneminde sarı lira olarak bilinir), bugünün dolar kuruyla yaklaşık olarak 79 milyon 702 bin 438 Amerikan doları yapıyor. Kırıkkale Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ömer Açıkgöz’ün kaleme aldığı “Osmanlı Para Politikasında Reform Çabaları: 1800-1844 Dönemi Üzerine Bir Değerlendirme” başlıklı makalede ortalama 1 altın liranın 7,216 gram ağırlığında, olduğu ve bunun yüzde 91.67 ayarında olarak bilindiği ifade ediliyor. Yine aynı makalede bir altın liranın, 6,6 gram saf altın içerdiği geçiyor. Bu hesaba göre, Uşak’ın yılda ihracat ettiği altın miktarı 1 ton 293 kilo 600 gram yapıyor. Günümüz altın ve dolar fiyatları üzerinden bir hesaplama yapıldığında da yıllık ortalama 79 milyon 702 bin 438 Amerikan dolarına ulaşılıyor. Uşak’ın son 4 yıldaki halı ihracatına bakıldığında bu rakamın sadece 2019’da 81 milyon 518 bin dolarla geçildiği görülüyor. 2020’de 57 milyon 921 bin, 2021’de 78 milyon 383 bin ve 2022’de de 70 milyon 135 bin dolar halı ihracat eden kent, son 4 yıl baz alındığında ortalama 71 milyon 989 bin civarında bir ihracat yapmış görünüyor. O dönemin şartlarıyla kıyaslandığında, Uşak halılarının çok ciddi bir gelir kaynağı olduğu bir kez daha gözler önüne serilirken, fabrikasyon halının ortalamada hala el dokuması halıyı geçmediğini de gözlenebiliyor. 

UŞAK HALILARI COĞRAFİ İŞARETLE TESCİLLENDİ
Öte yandan Uşak Valiliği ve Uşak Ticaret ve  Sanayi Odası, daha önce Uşak halılarını coğrafi işaretle tescillemişti. Eşme Kilimi’yle birlikte tescillenen Uşak halıları, kent ve Osmanlı tarihi için çok büyük bir öneme sahip.  Buna göre, "mahreç işareti" olarak tescillenmesi talep edilen Uşak Halısı, ürün tanımı ve ayırt edici özelliklerine ilişkin olarak, 15. yüzyıldan itibaren Avrupa'da ünlenmeye başlayan Uşak halılarının iki ana tipi madalyonlu Uşak halıları ile yıldızlı Uşak halıları olarak dikkat çekiyor.  Madalyonlu Uşak halıları daha önemli bir grup olarak 18. yüzyıl içinde de gelişmiş, 10 metreye kadar uzun olanları yapılıyor. Orta eksende yuvarlak, yanlarda sivri dilimli madalyonların sıralanmasından ibaret ve sonsuzluğa işaret eden kompozisyona sahip. Yıldızlı Uşak halılarının sayıca daha küçük bir ip olduğu, sekiz kollu yıldızlarla küçük baklava biçimindeki madalyonların kaydırılmış eksenler üzerinde alternatif sıralanmasını gösterdiğini, bunların orta boy halılar olduğu ifade ediliyor. Ayrıca ilme, atkı ve çözgü de kullanılacak olan hammaddenin ağırlığının ve büküm şekillerinin desimetrekare atılması gereken 675'2000 arasındaki düğüm sayısına göre ayarlanması da halının en büyük ayırt edici özelliği olarak dikkat çekiyor. 

Editör: TE Bilişim