Uşak, Manisa, Aydın, Kütahya ve İzmir’i kapsayan Küçük Menderes ve Gediz Havzalarındaki kirlilik için mücadele eden Keçi Derneği’nin su çalıştayında, bölgedeki kirlilik gündeme geldi. Gediz Nehri’nde doğal yaşamın bittiğini ve sanayi atıkları nedeniyle, bölgenin can çekiştiğini ifade eden ve merkezi İzmir Seferihisar’da bulunan Keçi Derneği Başkanı Baha Okar, “Gediz Nehri artık azot, fosfat vb. birçok madde içeriyor ve bu maddeler su ile bitkiyi, biyolojik çeşitliliği ve insan yaşamını tehdit ediyor. Su kaynaklarımız tükenirse yakın gelecekte sağlıklı ve temiz gıdaya erişim mümkün olmayacak” dedi.

UŞAK VE DİĞER KENTLERDEKİ SANAYİ ATIKLARI GEDİZ NEHRİNE ZARAR VERİYOR

Uşak’ı da havzasına alan Gediz Nehri’ndeki kirlilik dönem dönem çeşitli mecralarda ve sempozyumlarda ele alınıyor. Geçtiğimiz yıl konuyla ilgili bir dosya BBC tarafından hazırlanmış ve Gediz Nehri’ndeki kirlilik detaylı olarak ele alınmıştı. Bu dosyada Beylerhan köyünden de videolar yer aldı. Seyfi Mıdık isimli vatandaşın videosunda kirliliğin olduğunu açıklamıştı. Seyfi Mıdık, aradan geçen 2 yılın ardından en son 5 Haziran 2022’de bir video daha çekti. Gediz Nehri’ndeki kirliliği ifade eden Seyfi Mıdık. “Bunlar siyasi bir çekim değil. Tamamen Allah rızası için çekim yapıyorum. 2019’daki çekimin ardından Tekstil OSB’den bir arkadaş beni aradı ve arıtmanın değerlere uygun olduğunu ifade etmişti. Ben ona gelin Gediz’den de numune alın demiştim. Bugün su yine simsiyah, eskiden burada kurbağalar ve kaplumbağalar vardı. Şimdi onlar yok. Zaten balığın nesli kesileli çok oldu. Bugün onları da göremiyoruz ve hiçbiri yok. Sözün bittiği yerdeyiz” dedi. Mıdık, yaptığı paylaşımın başlığına “Gediz Nehri defin bekliyor” ifadesini kullandı. Telefonla ulaştığımız Güneli Köyü Muhtarı Himmet Özdemir de, kirliliğin devam ettiğini ve hiç kimsenin bir çözüm üretmediğini ifade etti.

KEÇİ DERNEĞİ: GEDİZ ARTIK KİRLİLİK VE ATIK SAÇAN BİR YAPIYA DÖNÜŞTÜ

Gediz Nehrini kurtarmak için çalışmalar yapan İzmir Seferihisar merkezli Keçi Derneği sözcüsü Baha Okar da, bölgenin artık kirlilik ürettiğini ve nehirdeki canlı yaşamının son bulduğunu kaydetti. Bahar Okar, “Gediz Deltası biyolojik çeşitlilik ve bitki dünyası açısından en zengin bölge. Ekolojik değeri açısından koruma altına alınan 14 havuzdan biri Gediz, ama artık kirlilik kaynağı. Gediz Nehri artık azot, fosfat vb. birçok madde içeriyor ve bu maddeler su ile bitkiyi, biyolojik çeşitliliği ve insan yaşamını tehdit ediyor. Su kaynaklarımız tükenirse yakın gelecekte sağlıklı ve temiz gıdaya erişim mümkün olmayacak.” dedi.

            YÜKSEK ÇEVRE MÜHENDİSİ DOÇ. DR. AYDIN, SIFIR ATIKLI ARITMA SİSTEMLERİNİN BULUNDUĞUNA DİKKAT ÇEKTİ

            Gediz Nehri ve diğer havzalardaki endüstriyel atıklara çözüm için mevcut arıtma sistemlerinin dışına çıkılması gerektiğini ifade eden Ege Üniversitesi’nden Çevre Yüksek Mühendisi Doç. Dr. Göknur Şişman Aydın, “Arıtma tesislerinin çoğalması çok güzel. Ama önemli olan atığın azalması, bizde hala arıt kurtul mantığı var. Üretiyoruz, kirteliyoruz ve onu temizliyor atıyoruz. Biz su zengini bir ülke değiliz. Bütün dünya sıfır atığa doğru yöneliyor ve bu daha pratik olabilir. Bizim ülkemiz için daha uygun yöntemler geliştirilmeli. Doğayı ne kadar iyi taklit ederseniz o kadar randıman alırsınız. Bizim mikroaglerle arıtma yaparak kurtulmamız lazım. Bu sayede suyu geri kullanıyorsunuz ve çok güzel kapalı devre olabilecek bir çok sistem var” dedi.        Öte yandan OSB’nin arıtma sistemi, fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak çalışıyor.

Editör: TE Bilişim