H.K. duruşmada, olay günü havanın güzel olmasından dolayı vakit geçirmek için dışarı çıktığını, bir marketten 2-3 şişe alkol alıp bunları içtikten sonra tekrar eve döndüğünü söyledi.

Evde annesiyle konuştuktan sonra kent merkezine bağlı Aktaş köyündeki teyzesinin çiftliğine gitmek için otomobiliyle tekrar yola çıktığını anlatan H.K, kara yolu üzerindeki bir markette durup 2 şişe daha alkol aldığını ama bunları içmediğini ifade etti. H.K, "Huzurpark'ı geçtikten sonraki düzlükte 180 kilometre hız yaptım. Burada 180 kilometre hız yaptığımı gösteren fotoğrafı çekerek arkadaşıma attım. Daha sonra telefonu yan tarafa koyarak bir daha bakmadım. Akabinde Kuzey Çevre Yolu'ndaki ışıklarda duracak kadar yavaşladım. Işık, kırmızıdan yeşile dönmüştü. Daha sonra hızımı 110 ya da 120 kilometreye sabitledim." dedi.

- Ölenlerin ailelerinden özür diledi

Kazanın yaşandığı bölgeye geldiğinde bir karartı fark ettiğini söyleyen H.K, "Yaya olduğunu anladım. Fren yapıp sağa manevra yaptım. Sonrasında kaza oldu. Gözümü açtığımda hastanedeydim. Olaydan dolayı çok üzgünüm. Ailelerinden özür diliyorum." diye konuştu.

Mahkeme Başkanının "Kazanın olduğu bölgede 50 kilometre hız uyarı tabelası var. Sen 120 kilometre hızla gittiğini söylüyorsun. Bu uyarı levhası hiç mi dikkatini çekmedi?" sorusuna H.K, "Bu yol devamlı kullandığım bir yoldu. Araçlar genelde 110-120 kilometre hızla gidiyor. Bu yüzden bir sakınca görmedim." yanıtını verdi.

- Kazada kızını kaybeden anne gözyaşlarını tutamadı

Hayatını kaybeden üniversite öğrencilerinden Sude Ürer'in annesi Sevtap Balkancı, sanıktan şikayetçi olduğunu belirterek, "Kızımın hayalleri vardı. Kızımı okumaya göndermiştim. Benim ciğerlerimi yaktı. Benim kızım melek gibiydi. En ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyorum." ifadelerini kullandı.

- Aracın hızını gösteren fotoğraflar çekmiş

Gözyaşlarını tutamayan anne, konuşmasını tamamlamasının ardından bir süreliğine duruşma salonundan ayrıldı.

Kazanın yaşandığı sırada karşı şeritte yürüdüğünü söyleyen tanık B.U. ise "100-150 metre geriden aracın hızla takla atarak geldiğini gördüm. Daha sonra araç akaryakıt istasyonunun tabelasına çarparak durdu. Aracın yanına koştum. Yolda cesetler olduğunu fark ettim. Koşarken araca yakın bir noktada yerde bir telefon olduğunu gördüm ve bakmadan çantama koydum. Araç sürücüsünün yanına geldim. Bir süre konuştuktan sonra kimi aramamı istersin diye sordum. Bir avukat arkadaşını aramamı söyledi. Çantamdan telefonu çıkarıp ekranını açtığımda son mesajlaşmalarını gördüm. Aracın 180 kilometre hızda olduğunu gösteren fotoğrafı bu arkadaşına atmıştı. Daha sonra bunları kendi telefonumla çekip, emniyet güçlerine teslim ettim." diye konuştu.

- "Araç hız kesmedi"

Tanık C.S.A. kaza sırasında yolun karşısındaki bir restoranda olduğunu dile getirdi.

Kazaya neden olan aracın çok hızlı olduğunu vurgulayan C.S.A, şöyle devam etti:

"Ben markete gitmek için ayağa kalktım. Kaza yapan araç hızla geliyordu bekledim. Kızları yolun karşısına geçerken gördüm. Bir süre sonra koşmaya başladılar. Araç hiç hızını kesmedi. Çarpmadan önce kızlar çığlık attı. Araç yine durmadı ve kızlara çarptı. Daha sonra takla atıp, akaryakıt istasyonunun tabelasına çarparak durdu.

Hemen olay yerine doğru koştum. Yolda uzuvlar görünce kızların hayatını kaybettiğini anladım. Araç sürücüsünün yanına yaklaşarak adını, soyadını sordum. Cevap verdi. Bir yerin acıyor mu diye sordum 'hayır' dedi. Onu konuşturmak için o an aklıma gelen hobilerin neler diye sordum. 'Hız denemesi yapmaktan hoşlanırım' yanıtını verdi. Ben araç kullanıyorum. Bu aracın hızının 170-180 kilometre olduğunu düşünüyorum."

Sanık ve tanıkların dinlenmesinin ardından taraf avukatları konuştu.

Mütalaasını açıklayan Cumhuriyet savcısı, sanığın bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devam etmesini talep etti.

Avukatların mütalaaya ilişkin ek süre talep etmesinin ardından mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

- Kaza

Uşak-İzmir kara yolunda ilerleyen H.K. yönetimindeki 64 AH 424 plakalı otomobil, 30 Mayıs'ta akaryakıt istasyonundan alışveriş yaptıktan sonra yolun karşısına geçmeye çalışan Uşak Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü 3. sınıf öğrencisi Mısra Buse Uğurlu (25) ile aynı üniversitenin Gazetecilik Bölümü 3. sınıf öğrencisi Sude Ürer'e (23) çarpmıştı.

Genç kızlar kaza yerinde hayatlarını kaybetmiş, yaralanan sürücü tedavisinin ardından sevk edildiği adliyede tutuklanmıştı.

Dosya kapsamında sanık hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan 3 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlanmıştı. AA

Editör: TE Bilişim