Uşak HAYKOP Başkanı Himmet Özdemir, gıdaya erişimin dünya genelinde önemli bir sorun olduğunu ve bunun için bu yıla özel, “Kimseyi geride bırakma” vurgusunun ön plana çıktığını ifade etti. Çevre kirliliğinin de gıdaya erişim sorununa yol açtığını belirten Özdemir, “Suların kirlenmesi de gıdaya erişim sorununa yol açıyor. İlimizde bulunan Tekstil OSB’nin bulunduğu alandan gelen atık sular Gediz nehrine oradan da toprağa ve hayvanlara olumsuz bir şekilde yansıyor” dedi.

Uşak HAYKOP Başkanı Himmet Özdemir, gıdaya erişimin dünya genelinde önemli bir sorun olduğunu ve bunun için bu yıla özel, “Kimseyi geride bırakma” vurgusunun ön plana çıktığını ifade etti. Dünya Gıda Günü nedeniyle bazı açıklamalar yapan S.S. Uşak Bölgesi Hayvancılık Kooperatifler Birliği (HAYKOP) Başkanı Himmet Özdemir, dünyadaki savaşlar ve iklim değişikliklerinin gıda egemenliği ve güvenliğine zarar verdiğini ve bunun sonucu olarak da açlıkla mücadele eden toplumların oluştuğunu söyledi. Özdemir, “Dünyada henüz üstesinden gelinemeyen yeni paylaşım savaşları, salgın hastalıklar ve insan eliyle yaratılan iklim değişikliği gibi olağanüstü koşullar sürecinde; gıda egemenliği, gıda güvencesi ve gıda güvenliği sorunları üzerinde çok durulmakta ancak ne yazık ki sürdürülebilir ve kalıcı çözümlere ulaşılamamaktadır. Günümüzde dünya üzerinde üretilen tarım ve gıda ürünleri dünya nüfusunu beslemeye yetecek miktardadır. Ancak, dünyada 800 milyonun üzerinde insan, yani her dokuz kişiden biri yatağa aç girmektedir. Ülkemizde ise insanlarımızın %22`si dengeli ve yeterli beslenememekte, %8,5`u ise açlık sınırında yaşamaktadır. Yaşanan bu açlık sorunu; adil olmayan gelir ve gıda dağılımından kaynaklanmaktadır. Diğer taraftan, tükettiğimiz gıdaların güvenilir olmasının önemi; dünyada her yıl yaklaşık 600 milyon kişinin hijyenik olmayan ve ciddi ölçüde zararlı kimyasallar ile bulaşık gıdaları tükettikten sonra hastalanması ve önemli bir bölümünün yaşamını yitirmesinden anlaşılmaktadır. Vücudumuza fayda sağlasın diye tükettiğimiz gıdalar güvenilir değil ise, fayda bir yana sağlığımızı bile tehdit etmektedir” dedi.

ÇEVRE KİRLİLİĞİ DE GIDA SORUNUNU KÖRÜKLÜYOR

“Diğer bir sorun alanı olarak da, yoğun çevre kirliliği nedeniyle su kaynaklarının, toprağın kirletilmesi, ormanların, sulak alanların ve ekosistemin tahrip edilmesi, tarım alanları ve meraların amaç dışı kullanılması, iklim değişikliği, nüfus artışı gibi sorunların yakın gelecekte başta su krizine ve toprak kıtlığına, dolayısıyla gıda krizine yol açacağı bilinmektedir” diyen Özdemir, söz konusu durumun Uşak Tekstil OSB’nin bulunduğu Gediz Nehri’nin geçtiği noktalarda baş gösterdiğini dile getirdi. Özdemir, “İlimiz de bu sorundan dertli ve ilimizde üretim yapan sanayi tesislerinden çıkan atıklar derelere ve akarsulara karışıyor. Bu kirlilik doğayı dolaşıyor ve tarımsal üretimle, hayvan sağlığını olumsuz etkiliyor. Bunun sonunda gıda üretimi sekteye uğruyor. Buna bir an önce çözüm bulunmalı” dedi.

Özdemir, şöyle söyledi: “Bu olumsuzluklar yanında, gıdaya erişimin önündeki en önemli engel yaşanan ekonomik zorluklardır. Son yıllarda uygulanan ekonomik politikalar nedeniyle ülkemizde enflasyon kontrolden çıkmış ve gıda enflasyonunda Avrupa`da birinci, Dünya`da ise dördüncü sıraya yükselmiş durumdayız. Bu yakıcı sorun tüm vatandaşlarımızı olumsuz etkilerken, gider kalemlerinde gıdaya ayrılan payın %30-70 gibi önemli bir yer tuttuğu en dezavantajlı kesim olan dar gelirli vatandaşlarımız ise temel gıdalara bile erişemez duruma gelmiştir. Dünyadaki gelişmeleri göz ardı etmemekle birlikte, ülkemizdeki yüksek enflasyon ve de gıda enflasyonundaki sürekli artışı, tarımsal girdi fiyat endeksi ve tarım ürünleri üretici fiyat endeksi ile birlikte değerlendirdiğimizde, önümüzdeki ay ve yıllarda bizleri çok daha zor günler beklemektedir”.a

TARIMSAL GİRDİ MALİYETLERİ ARTIYOR

Özdemir, “Tarımsal girdilerde ve temel ürünlerde dışarıya bağımlılığın sürdüğü günümüzde, maliyetlerdeki yüksek artışa karşın somut önlemler alınmaması ve yetersiz, zamanında ödenmeyen destekler nedeniyle çiftçilerimiz üretimden çekilmektedir. Tüketim sorununun çözümünün üretim sorununu çözmekten geçtiği gerçeğine karşın, uygulanan yanlış politikalar nedeniyle üretimde devamlılık ve kendimize yeterlilik sorunu büyümekte, üreticilerimiz kaybederken tüketicilerimiz de yeterli, ucuz, sağlıklı gıdaya erişememektedir. Gıda fiyatlarındaki yüksek artış, bir başka sorunu da beraberinde getirmektedir. Halkımız, görece ucuz olduğu için merdiven altı üretim denilen, nerede ve ne koşulda üretildiği belli olmayan, büyük oranda taklit ve tağşiş yapılan ve hatta sağlık riski taşıyan gıdalara yönelmektedir.

Bununla birlikte, geleceğimiz olan çocuklarımızın sağlıklı ve dengeli beslenememesi gelecekte fiziksel ve mental olarak geri kalmış bir neslin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Çocuklarımızı güvenli ve kaliteli gıdaya ulaştırmak en önce devletin sorumluluğundadır. Beslenme ihtiyacı doğru uygulamalar ile en geniş kapsamda karşılanmalıdır. Bilinmelidir ki; ülkemizde gıda fiyatlarındaki bu önlenemez artışın başlıca nedeni, genel ekonomi ve de tarım politikalarında yıllardır ısrarla sürdürülen yanlı ve yanlış politikalardır. Üretim ve emek yerine rant ve sermaye yanlı ekonomik politika tercihleri; kamunun alandan çekilerek üreticiyi büyük şirketlerin insafına terk eden, özelleştirmeci, destekleri azaltan ve dışarıya bağımlılığı artıran neoliberal tarım politika tercihleri bugün yaşanan sorunların temel nedenidir” dedi.

Editör: TE Bilişim