Konuyla ilgili bir açıklama yapan Bilal Kara, şu ifadeleri kullandı: “Kamu vicdanında karşılığı olmayan, ürettiği sosyal maliyet telafi edilemeyen, öğretmen adayından çok mağdur üreten mülakatla öğretmen atama hatasının hâlâ devam ettirilmesinin kabulü ve izahı mümkün değildir”.
Kara, şöyle devam etti:
“Öğretmen istihdamında sözleşmeli öğretmenlik uygulaması, süreçleri ve sonuçları itibarıyla sorunlu, çözüm yerine sorun üreten bir istihdam türü iken bir de bu sürecin mülakat yoluyla sürdürülmesi, eğitim-öğretime zarar vermekte, kamuya olan güveni aşındırmakta, kamu vicdanını yaralamakta ve adalet duygusunun zedelenmesine neden olmaktadır. Bugüne kadarki uygulamalar göstermektedir ki öğretmen atamalarında mülakat, öğretmen adayının mesleki bilgi ve mesleki yeterlilik düzeyini ölçmeyi öncelememekte, adayın öğretmenlik mesleğine uygunluğunu ve yetkinliğini değerlendirememekte, öğretmen yeterliliklerinin ve eğitim-öğretimin niteliğinin artırılmasına katkıda bulunamamaktadır. Bunun üzerine, bir de sürecin şeffaf ve denetlenebilir bir tarzda yürütülememesi, gerçekte mülakatın istenen amacı sağlamadığını, başlı başına bir sorun alanına dönüştüğünü ortaya koymaktadır.”
 
KAMU VİCDANI YARALANMAMALI
“Mülakatın, kamu vicdanını yaralayacak ve kamu yönetiminin hukuk devletine bağlılığını sorgulatacak tarzda bir ‘aday eleme aracı’ olarak algılandığı göz önünde tutularak öğretmen adayının mesleğe yetkinliğini ve yeterliliğini tespit etmek amacını karşılamadığı görülmelidir” diyen Kara, şöyle konuştu:
“Öğretmen seçiminin mülakatla yapılması, yapılan mülakatlar çerçevesinde adayların kazanma ya da kaybetme nedeninin objektif bir şekilde izah edilememesi, yıllarca emek vererek okumuş ve birçok yazılı sınavdan geçmiş, bu suretle yetkinliğini ve yeterliliğini fazlasıyla ispat etmiş öğretmen adaylarının farklı komisyonlarca mülakatla elenmesi adalet duygusunun zedelenmesine neden olmaktadır. Eğitim-Bir-Sen olarak her platformda, öğretmen atama sürecinde mülakatın yersiz ve gereksiz bir atama prosedürü olduğunu, hiçbir amaca hizmet etmediği gibi öğretmenlik mesleğine somut hiçbir katkısının olmadığını defaatle ifade ettik.  Maşeri vicdanı yaralayan, hakkaniyet kıstasları tartışmaya açık sözleşmeli öğretmenlik istihdamı uygulamasına da, bunun yolu olan mülakatla öğretmen alımına da karşı olduğumuzu, bu uygulamanın sona erdirilmesi zorunluluğunu bir kez daha dile getiriyoruz.”
HABER MERKEZİ

Editör: Zülal Karadedeli