Av, mızrak ve sadık bir dostun yer aldığı yeni keşfin Uşak için önemli olduğunu belirten Alp Arslan Dur, bulgunun Türk kaya sanatı açısından figürel bir çeşitlilik değil aynı zamanda tematik bir derinlik sunduğunu ifade etti. Alp Arslan Dur, konuyla ilgili bilgileri Kumsal Şimşek ve Mustafa Kuzucuk’un destekleriyle edindiklerini ve bu doğrultuda bir değerlendirme yaptıklarını kaydetti.

UTKGD, EŞME’DE ÖNEMLİ BULGULARA ULAŞTI

Uşak’ın tanıtımı için çalışmalar yapan Uşak Tanıtım ve Kültür Gönüllüleri Derneği, Eşme’de önemli bir bulguya daha ulaştılar. Yeni bulguda av, mızrak ve sadık bir dostun yer aldığı görülüyor ve bu yeni bulguda, dikkatle işlenmiş figüratif unsurlar ön plana çıkıyor. Yeni bulguda, elleriyle mızrak tutan avcı figürleri, saldırı pozisyonunda ve hedefe odaklanmış durumda ve av sahnesinin merkezinde ise muhtemelen geyik ya da benzeri bir hayvan tasviri yer alıyor. En çarpıcı unsurlardan biri de, figürlerin hemen yakınında yer alan köpek tasviri. Bu hayvanın duruşu ve konumu, onun bir avcı yardımcısı, sadık yol arkadaşı veya kutsal bir rehber olarak resmedildiğini düşündürüyor.

İLK KEFİŞLE ARASINDA BİR BAĞLANTI KURULDU

Konuyla ilgili bilgi veren Alp Arslan Dur, “İlk keşfimizde tespit ettiğimiz yalancı ricat taktiğini betimleyen savaş sahnesi, Orta Asya’dan Anadolu’ya taşınan Türk askerî geleneğinin arkeolojik temsiliydi. Şimdi ise bu ikinci pano, konargöçer yaşamın gündelik ritüellerinden biri olan av kültürünü görselleştiriyor. İki pano birlikte okunduğunda, yalnızca savaşçı kimliğiyle değil, doğayla uyumlu ve sembolik bir yaşam düzeniyle şekillenen eski Türk kültürel kodları ortaya çıkıyor” dedi.

Alparslan Türk Sahnesi

MİTOLOJİ, YAŞAM VE SANAT İÇ İÇE

Köpek figürünün Orta Asya şamanik inançlarında koruyucu ruh, yol gösterici ya da kutsal hayvan olarak değerlendirildiğini kaydeden Alp Arslan Dur, bu bağlamda, panodaki köpeğin yalnızca bir av destekçisi değil, aynı zamanda topluluğun mitolojik ve ritüel dünyasında da yer bulan bir simge olduğunu ifade etti. Dur, “Mızrakların “atılmak üzere tutulduğu” sahne, anı donduran bir zaman kurgusuna sahiptir. Bu betimleme tarzı, sadece sanat değil; aynı zamanda hafıza ve iletişim biçimi olarak kaya resimlerinin önemini artırmaktadır” diye konuştu.

EŞME, TÜRK KAYA SANATININ ÖNEMLİ DURAKLARINDAN BİRİ

“İki keşif de Uşak’ın Eşme ilçesine çok yakın alanlarda yapılmıştır. Yüzeylerin korunması ve bilimsel olarak belgelenmesi süreci devam etmekte olup, yer bilgisi bu aşamada paylaşılmamaktadır” diyen Dur, şöyle söyledi: “Bu ikinci keşif, Eşme havzasının yalnızca bir yerleşim değil, aynı zamanda Türk kaya sanatının Batı Anadolu’daki önemli bir durağı olduğunu ortaya koymaktadır. Savaş taktiğinden av sahnesine, damgalardan hayvan tasvirlerine uzanan geniş bir repertuar; bizlere, taşlara kazınmış bir halkın hafızasını sunmaktadır. Gelişmeleri bilimsel platformlarda ve belgesel içeriklerle paylaşmaya devam edeceğiz. İlk keşfi henüz görmeyenler için: “Uşak’ta Oğuzların Taşa Kazıdığı Hafıza” başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz. Bilgi desteği için Kumsal Şimşek ve Mustafa Kuzucuk’a bir kez daha teşekkür ederim”.

Muhabir: ZÜLAL ÜNAL