Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde faaliyet gösteren Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. İsmail Bıyık, dün vefat eden hasta yakınları tarafından saldırıya uğrayan mesai arkadaşı Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ahmet Kandemir için düşüncelerini açıkladı. Prof. Dr. İsmail Bıyık, şu ifadelere yer verdi: “Bana soruyor, ne düşünüyorsunuz? Ben 11 yaşındayken babam yüksek tansiyon beyin kanaması ve 1 hafta sonra kalp krizi geçirdi ve yolda araba bozuldu 42 yaşında öldü. Son 5-6 yıl içinde ablam kalp doktorundan çıktıktan 15-20 dk sonra arrest oldu yoğun bakımda kalp krizinden öldü. Abim evinde kalp krizi sonucu öldü. Kayın babam kalp krizi sonucu evinde ölü bulundu. Kayın validem yoğun bakımda kalp krizi sonucu öldü. 15 gün önce annem kalp krizi sonucu bahçesinde ölü bulundu. Kaderin cilvesi bende bir kalp doktoru oldum. Bir çok hastanın hayatını kurtardım. Yukarıdakilere bir faydam olmadı.”
Fotoğraf Altı: İsmail Bıyık'ın kısa süre önce vefat eden annesi
NE YAPARSAK YAPALIM İNSANLARIN KADERİNİ DEĞİŞTİREMEYİZ
“Bunları niye yazdım. Ne yaparsak yapalım insanların kaderini değiştiremeyiz. O da "ölüm dür. Biz hekimler sadece süreyi biraz uzatabiliriz ve belki o da daha vakti varsa” diyen Prof. Dr. İsmail Bıyık, şöyle dedi: “Bizden mucize beklemeyin, soran olursa "hasta iyi deriz" öyle olmasını istediğimiz için. Nasıl olsa acı son gelince gerçek ortaya çıkar ölüm kaderdir ve gerçektir ve hastanız vefat etti dediğimizde bize saldırmanız. Bir şeyi değiştirmez. Ancak, gardımızı düşürür. Tüm hekimlerimizin riskli işleri başarma ve yapma arzusunu yok eder. Hiç kimse hasta riski almak ameliyat yapmak istemez. Herkes korkar. Hastaya dokunursam işler ters mers gider maazallah saldırıya uğrarım diye düşünür. Günümüzde para için doktorluk yapılmaz. Maddi getirisi çok düşük harcanan ömre ve alınan riske göre.”
MESAİ ARKADAŞINA YAPILAN SALDIRIYI KINADI
Mesai arkadaşı Dr. Ahmet Kandemir' e yapılan saldırıyı kınadığını aktaran Prof. Dr. İsmail Bıyık, "Kimse kimseye bir şey yapamaz. Kendine yapar". Bahçede ölü bulduğumuz annemiz için 112 niye geç geldi diye saldırmamızın bir şeyi değiştirmeyeceği gibi... Hepimiz öleceğiz. Kader bu... Annem güle güle...”