Uşak İl Genel Meclisi Başkanı Nuri Demir, kentin kurtuluşunun 100. yıl dönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, “İlimiz Uşak, çok zorlu badirelerin ardından, milletimizin feraseti ve cesaretiyle düşmandan temizlendi. Allah’a hamdolsun ki, böylesine cesur ataların torunlarıyız” dedi.

Uşak’ın kurtuluşu olan 1 Eylül 1922’ye giden süreci anlatan Demir, “Ecdadımızın her devirde küfürle kora kor çarpışmasının ve zaferlerinin hatırası hafızamızda canlı ve yerli yerinde duruyor. 26 Ağustos 1071 demek, Malazgirt demektir. Sabrın, azmin, cesaretin ve birlik beraberliğin karşısında ne kadar güçlü olursa olsun hiçbir ordunun duramaması demektir. Malazgirt’in ardından aradan geçen yıllara rağmen, milletimiz yine esir düşmeyeceğini tüm cihana göstermiştir. İlimiz Uşak’ın kurtuluşundan 2 gün önce kazanılan 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Muharebesi demek, şartlar ne kadar kötü olursa olsun, imkânlar ne kadar kısıtlı olursa olsun fedakârlığın, bağımsızlık duygusunun ve imanın karşısında teknolojiyle donatılmış da olsa hiçbir güç duramaz demektir. Büyük Taarruz, Anadolu’nun Müslüman yurdu olduğunu ve yedi düvel birleşse bile hiçbir ordunun aziz milletimizi ve hatıralarımızı bu topraklardan söküp atamayacağının, buna yeltenenlerin sonunun hüsran olduğunu gösteren eşsiz bir zaferdir. Malazgirt ile Büyük Taarruz arasında Otlukbeli, Çaldıran, Mercidabık birer abide gibi duruyor. Geçmişimizi ve geleceğimizi taçlandıran abidelerimiz… Belgrad’ın, Mohaç’ın, Kıbrıs’ın fethi o abideleri süslüyor. Zaferin onları beklediği yere dört nala giden akıncılara selam olsun. 30 Ağustos’tan 2 gün sonra da ilimiz düşman işgalinden kurtulmuştur. Uşak’ın ardından Kula, Salihli, Turgutlu ve nihayetinde 9 Eylül’de de İzmir düşmandan arındırılmıştır” dedi.

“1 Eylül 1922'de kadim şehrimiz Uşak düşman işgalinden kurtulmakla kalmamış, milletimizin bağımsızlık mücadelesinde en önemli kırılma noktalarından biri yaşanmıştır” diyen Demir, şöyle devam etti: “Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi karşısında kesin bir yenilgiye uğrayan işgalci kuvvetlerin başkomutanı General Trikopis, Göğem köyümüzde şanlı Türk ordusunun kahraman askerlerine teslim olmak zorunda kalmıştır. Bu açıdan bakıldığında 1 Eylül tarihi, bağımsızlığına koşan bir milletin 26 Ağustos'ta Afyon'da başlattığı Büyük Taarruz'un, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde tartışmasız bir zafere dönüştüğü tarihtir. 1 Eylül'den sonra tamamen bozguna uğrayarak kaçmaya başlayan ve kaçarken de güzel Uşak'ımızı ateşe veren işgalciler, o gün şehrimizi yakmış olsalar da yüreğimizdeki imanı ve bağımsızlık ruhumuzu yakmayı başaramamışlardır. Karanlık işgal günlerinin ardından hürriyet aşkıyla küllerinden yeniden doğarak ayağa kalkmayı başaran Uşak ve Uşaklılar, şanlı tarihimizin altın sayfalarına adlarını bir haysiyet abidesi olarak yazdırmayı başarmışlardır”.

Demir, “Kadim tarihimiz, hiç şüphesiz, gelecekte de yolumuzu aydınlatmaya devam edecek bir fener gibi sayısız tecrübe ve kahramanlık destanı ile doludur. 1 Eylül bize, Anadolu'nun kendi hâlinde, mütevazı topraklarını yurt edinmiş bir avuç insanın gerektiğinde yedi düvele namus, haysiyet ve kahramanlık dersi verebileceğini öğretir. Uşaklılar da bu dersin öğretmenliğini layıkıyla yaparak bağımsızlık yolunda üzerlerine düşen görevi kahramanca yerine getirmişlerdir.Milletin ve vatanın bekası için Çanakkale'de, Sakarya'da, Yemen'de, Sarıkamış'ta ve daha pek çok cephede aziz kanını yurt toprağına akıtmakta bir an olsun tereddüt yaşamayan Uşaklılar, nihayet 1 Eylül 1922'de kazandıkları zaferle şanlı tarihimizde hak ettikleri yeri almışlardır.

Uşak'ın düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılında Kurtuluş Savaşı'mızın önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi bir kez daha minnetle anıyor, güzel Uşak'ımızın düşman işgalinden kurtulduğu gün olan 1 Eylül Kurtuluş Günü'müzü kutluyorum” dedi.

BERKAY ÖZYAYLA

Editör: TE Bilişim