Gençlerin bu hafta sonu Yükseköğretim Kurumları Sınavına gireceklerini hatırlatan Karagür sınav hakkında şu bilgileri verdi: “ Bu sınav esasında 2 basamaktan oluşuyor Cumartesi ve Pazar günü giriyorlar,  Cumartesi günü sınavın birinci ayağı temel yeterlilik testi, Pazar günü de alan yeterlilik testi ve dil ile  ilgilenen öğrenci arkadaşlarımız  sınava giriyorlar. Sınav iki gün boyunca sürüyor ama hazırlık evresi işin akademik tarafları, psikolojik boyutları, sürecin fiziksel yorgunluğu, sürekli zihnimizde ciddi bir şekilde yer edinmesi açısından düşündüğümüzde önemli bir süreci kapsıyor diyebiliriz.” 
Üniversite sınavının uzun bir maratonu kapsadığını, yaklaşık 6 yıla varan uzun çalışma süreçlerini içinde barındırdığını söyleyen Karagür ; “Bu da tabi çeşitli duygu giriş çıkışları, konuların birikmesi, doğru zamanda tekrar edememe gibi durumlardan dolayı belki  stres olabilirler, kendilerine bir hedef koymuşlardır bu hedeflerin uzağında kalacaklarını düşünebilirler,  kıyaslama içerisine giriyor olabilirler veyahut kıyaslanıyor olabilirler, sınavıyla alakalı herhangi bir şekilde yüzleşebilecekleri durumların oluşabileceğini düşünce olabilirler. Ben esasen  yetişkin grupların yanı sıra geçlerimizi de çok fazla çalışıyorum. Sınav sürecinde olan, bu konu ile ilgili streslenen, dikkat dağınıklığıyla ilgili problemler yaşayan vs. konularla ilgili sıkıntı yaşayan arkadaşlarımız zaman zaman başvuruyorlar.  Beraber çalışmalar yürütüyoruz, benim de çok fazla sahada karşılaştığım bir durumdur aslında bu sıraladığım seçenekler. Bu durumların üstesinden gelebilmeleri için doğru  adımlara atmaları gerekiyor” dedi.
“VÜCUT OLARAK ARTIK RUTİNİMİZİ OLUŞTURMAMIZ LAZIM”
Karagür sınav öncesi olmazsa olmaz dikkat edilmesi gereken durumlara yönelik şu önerilerde bulundu; “Bizim birinci önceliğimiz olumsuz hava estirecek, olumsuzluk yaratacak, zihnimizde herhangi bir karamsarlığa mahal verecek durumlardan uzak durmamız lazım, çünkü  negatif enerjiyi içimizde biriktirerek sınava girdiğimizde belki yüzde 100 performansa ulaşmamızı engelleyecek bizi arkamızdan çekebilecek olumsuz bir durum gerçekleşmesin. İşin ruhsal tarafı önemli ama biyolojik tarafı da önemli, vücut olarak artık rutinimizi oluşturmamız lazım, kendimizi bir düzene sokmamız lazım örnek :  Diyelim ki biz de o yaşlardan geçtik gece ikide, üçte uyuyalım öğlene doğru uyanalım, işimize bakalım kahvaltı yapmasak da olur, öğle yemeğini yeriz akşam yemeğinde  de bir şeyler geçiştiririz işimize bakarız düşüncesi evet belki o dönemlerde makul, tatlı geliyor olabilir ama iki gün sonra vereceğimiz iki tane önemli sınav var ve sabah erken kalkmamız gerekiyor. Biz orada biyolojik düzeni son iki öncesinde uygulamaya başlamayız .  “
GÜVEN UNSURU ÇOK ÖNEMLİDİR
Son günlerde çalışılmaz tezine katılmadığını aktaran Karagür ; “Cuma akşamı veya ilk  sınavı bitirdiniz ikinci  sınava gireceksiniz, Cumartesi akşamı içinizi huzursuz eden bir şey var ,bir konu var, o konuya çalışmanız lazım eksik hissediyorsunuz, son güne çalışmayın kafam karışır gibi düşünce ile o konudan uzak durmayın. O an o konuya bakmak sizi psikolojik olarak rahatlatacak, bir kere kendinizi daha güvende hissedeceksiniz,  güven unsuru çok çok önemlidir. 
SOSYAL MEDYA DETOKSU YAPILABİLİR


Yine bir diğer önerilerimizden bir tanesi sınavla ile ilgili  varsayımların ihtimallerin çok konuşulduğu  durumlardan birazcık uzaklaşmamız lazım.  Sosyal medya detoksu yapılabilir, çünkü  karamsarlığa itecek yorumlarla orada muhatap kalabiliyoruz.  Yine elektronik eşyalardan ortamlardan birazcık arınmak gerekiyor, örneğin evinizde yattığınız yerde modem varsa mutlaka ve mutlaka ya odadan çıkarın, çıkaramıyorsanız modeli kapatın, çünkü onun yaydığı o dalgalar ciddi derecede zihnimizi köreltiyor, bunu bir çok akademik araştırmada karşılaşabiliyoruz. 
AİLELERE ÖNEMLİ İŞLER DÜŞÜYOR


Yine nefes egzersizleri çok fazla önerdiğim hususlardan bir tanesidir. Diyaframdan derin nefes alıp, nefes vermeye çalışmaları ile zihninizde, sınavda başarılı olabileceğimiz ya da daha önce girip başarılı bir sınav örneğimiz, yarışma örneğimiz  varsa bunları hayal edin, o gün kendinizde var olduğunuzu hissettiğiniz güç kuvvet neydi, bunu hatırlayarak sınava belki biraz uyarlamanız gerekebilir, bunu nefes egzersizleri ile tamamlayabilirsiniz.   Bir de çok sınavı olağanüstü bir yere koymamalarını istiyorum. Bun öneriyi bilerek en sonunda koymak istedim. Aslında ailelere de buradan bir öneri vermek istiyorum, genelde gençler üzerinden gittik ama bu sınav çok çok önemli,  öylesine önemli ki sene boyunca yeri geliyor gülüyor, yeri geliyor ağlıyorsunuz, özel derslere gidenler, dershanelere gidenler, deneme sınavlarına gidenler, psikologlara gelenler, görüyoruz, ben de çalışmalarımda şahit oluyorum. Evet bunlar önemli ama hayatın tamamını kapsayan bir yere sahip değiller. Ben çok stres olan çocuklara şunu soruyorum : Bugün git babana, senin hayatında 3 tane dönüm noktası nedir veyahut  5 tane en önemli dönüm noktası nedir diye sor.  Muhtemelen üniversitesi sınavını ilk 3'e, ilk 5’e koymayacak senin doğumunu koyabilir, annenle evlendiğin zamanını koyabilir, ne bileyim işinde terfi  almıştır bunu koyabilir.  Evet sınav çok çok önemli ama belli bir yaşa geldikten sonra görüyorsun ki sınav o basamaklardan bir tanesi. Bu  olayı normalleştirilecek olgulara objelere ihtiyacımız var bizim. Sınav ortamında sınıfa girdiklerinde etrafında baksınlar neler görüyorlar. Bu gördükleri şeyler ilk defa gördükleri şeyler değil, kaleme dokunabiliyorsun, demek ki kontrol senin elinde. Bu  şekilde kendilerine önemli telkinler ve  nefes çalışmaları yaparlarsa muhtemelen emeklerinin   karşılıklarını  alabilirler diye düşünüyorum.” 
HABER / BAYRAM ALİ KELEŞ

Editör: Duygu Bekmezci