Uşak Bilim ve Tıp Merkezi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Ali Karaoba, myomlara karşı uyarılarda bulundu. Her 5 kadından 1’inde myom bulunduğunu ifade eden Karaoba, “Tüm dünyada ortalama 5 kadından birinde görülen ve genellikle belirti vermediği için tespiti zor olan Myom hastalığına karşı düzenli jinekolojik muayene hayat kurtarıyor” dedi. 

Myom hastalığında genetik faktörlerin belirleyici olduğunu belirten Uşak Bilim ve Tıp Merkezi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Ali Karaoba, aile öyküsünde myom olan ve obezite rahatsızlığı bulunanlarda riskin daha fazla olduğunu dile getirdi. Myomların, kadınlarda yaşa bağlı olarak daha çok görülme olasılığının bulunduğu bilgisini veren Uşak Bilim ve Tıp Merkezi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Ali Karaoba, “Myomlar rahimin düz kas hücrelerinden köken alan iyi huylu tümörlerdir. Ortalama 5 kadından birinde görülür. Kilosu fazla olan kadınlarda daha fazla görülür. Doğum sayısı arttıkça görülme sayısı azalır. Sigara içenlerde daha az görülür. En fazla anormal vajinal kanama şikayeti yapar. Bunun yanında ağrı ve sık idrara çıkma şikayetine yol açabilir. Kanamalar bazen ciddi kansızlığa yol açabilecek kadar şiddetli olabilir. Nadiren sarkom denen kötü huylu tümöre dönüşebilir. Hastalığın teşhisi muayene, Ultrasonografi, MR, Histereskopi (rahim içine optik cihazla girip bakma) ile konulur. Myomlar gebelik sırasında çoğunlukla büyümezler, bazı vakalarda hızlı büyüme ve ağrı olabilir. Myomlar bazen bulundukları yere göre kısırlığa yol açabilirler. Myomlar aşırı kanama, fazla ağrı veya kısırlığa yol açarlarsa tedavi gerektirirler” diye konuştu.

TEDAVİ, BAŞARILI SONUÇLAR VERİYOR

Myom tedavisinde farklı tedavi seçenekleri bulunduğunu kaydeden Uşak Bilim ve Tıp Merkezi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Ali Karaoba, şu bilgileri verdi: “Tedavide vakaya göre hormonlu spiral, hormonlu tabletler, hormon iğneleri ve cerrahi tedavi seçenekleri vardır. Cerrahi tedavi açık veya kapalı (laparoskopik-histereskopik ) olarak myomun alınması veya rahimin tamamen alınması şeklinde olabilir. Son zamanlarda Girişimsel Radyologlarca kasıktan girilen kateterlerle myomu besleyen damar içine tıkamak amacıyla ilaçlar vererek myomu çürütmek tedavisi de gelişmektedir. Uygun vakalarda bazen sezaryen sırasında myom çıkarılması mümkün olabilir. Cerrahi tedavi sonrası nadiren tekrarlama olabilir. Düzensiz adet kanamalarında kadınlar mutlaka kadın doğum hekimine müracaat etmelidir. Myomlar günümüzde artık ölümcül olmaktan çıkmıştır. Tedavisi yaygın ve başarılı olarak yapılabilmektedir”

Karaoba, “Küçük ve herhangi bir şikayet yaratmayan, asemptomatik myomların tedavisi de gerekmemektedir. Hastada yoğun şikayetler yoksa, kanama, ağrı gibi şikayetleri oluşmuyorsa ve myomlar hızlı şekilde büyümüyorsa herhangi bir tedavi tercih edilmeyebilir. Bu myomların düzenli olarak takip edilmesi ve büyüme hızlarının kontrol altında tutulması gereklidir.Hastalarda şikayete sebep olan, kısırlık veya düşük etkisi olan, şiddetli ağrı şikayeti yaratan myomların ise tedavi edilmeleri gerekir. Myomların küçülmesi ile sonuçlanan veya myomların büyümesini durduran ilaç tedavileri olmasına rağmen, ilaç tedavileri özellikle büyük myomların yok edilmesinde tamamen etkili olmamaktadır. Gonadotropin salınım hormonu (GnRH) agonistleri, östrojen hormonu salınımını azaltmak için kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar hipofiz bezi üzerinde etkili olarak östrojen hormonu üretimini azaltmakta ve myom gelişimini baskılamaktadır. İlaç kullanımı süresince myom büyüklüğü %50’ye varan oranda azalmakta ancak ilaç kesildiğinde myomlar eski boyutlarına geri dönmektedir. Hormon baskılayıcı ilaçlarla suni menopoz yaratılarak myomların küçülmesi hedeflenmektedir. Çok büyük myomların cerrahi operasyonundan önce myomları küçültmeyi hedefleyen ilaç tedavileri de kullanılabilir. Bu tedavilerle çok büyük myom vakalarının cerrahi operasyonlarının kolaylaştırılması amaçlanmaktadır. Ancak bu yöntemle myomlar küçüldüğünde bazı myomların cerrahi olarak rahim duvarından ayrılması da zorlaşabilmektedir” diye konuştu.

Karaoba, şöyle konuştu: “Myomektomi, myomların rahim duvarından sıyrılarak çıkartılması esasına dayanmaktadır. Laparoskopik yani kapalı ameliyat ile yapılabileceği gibi açık ameliyat olarak da uygulanabilir. Daha çok laparoskopik yöntem tercih edilmektedir. Rahmin korunmasını sağlayan ve gebe kalmak isteyen kişilerde tercih edilen bir yöntemdir. Myomektomiden 6 ay sonra gebeliğe onay verilebilir. Myomektomi uygulanan hastaların yaklaşık %50’sinde ilk 5 yıl içerisinde tekrar myom oluşumları gözlemlenmiştir. Bu hastaların %25’inde ise tekrar cerrahi operasyon yapılması gerekmiştir. Çok sayıda mayomun olduğu hastalarda myomektomi sonrasında tekrarlama riski daha yüksektir. Myomektomi operasyonu sonrasında myomların MRI ile incelemesi yapılır. Myomların bir kısmının görülmeye devam etmesi veya tekrar oluşması durumunda Uterin Arter Embolizasyonu (UAE) yöntemi öncelikli olarak tercih edilebilir”. BERKAY ÖZYAYLA

Editör: TE Bilişim