Daha önce kolon kanserinin erken tanıyla tedavisinin daha kolay olduğunu belirten Mehmet Kurnaz, “Halk arasında bağırsak kanseri olarak bilinen kolon kanseri kadınlarda ve erkeklerde en sık görülen kanserler arasında 3. sırada yer alıyor. Tüm dünyada kanserlere bağlı ölümler arasında 2. sırada bulunan kolon kanseri, kalın bağırsağın iç yüzeyini saran mukozalardaki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla oluşuyor. Bu nedenle kalın bağırsakta polip varlığının erken dönemde tespit edilmesi tedavide başarı şansını artırabiliyor” dedi.

Kurnazsözlerine şu şekilde devam ett; “Kalın bağırsağın iç yüzeyinde bulunan mukozalardaki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla oluşan kanser tümörleri çoğunlukla hiçbir belirti vermeden ilerlemektedir. Sinsice ilerleyen kolon kanseri risk faktörleri, bir kişide kanser geliştirme riskini artırmaktadır. İleri yaşlarda, erkeklerde, aile hikayesi olanlarda, adenomatöz polipleri olanlarda, 2. başka bir kanseri olanlarda, ailesel bazı hastalık sendromu olanlarda, iltihabi bağırsak hastalıkları olanlarda, hareketsiz olanlarda, aşırı kilolu olanlarda, sigara içenlerde, çok miktarda kırmızı et ve işlenmiş gıda tüketenlerde kolon kanseri riski artmaktadır”

Kolon kanseri belirtileri birçok farklı kanser olmayan hastalıkta da görülebileceğini belirterek, Kolon kanserinin belirtileri kanserin bağırsaktaki yerleşim yerine göre de değişiklik gösterebileceğinin altını çizdi ve ilave etti; “Bu nedenle aşağıda belirtilerin görülmesi durumunda hastanın mutlaka bir hekime başvurması gerek. “

Kurnaz, 45 yaşından sonra kolonoskopi yapılması gerektiğini ifade ederek; “Sağlıklı kişilerin 40 yaşından sonra mutlaka tarama yaptırması gerekir. Ancak ailesinde ya da kendisinde kanser öyküsü olanlar, polip, ailede genetik geçişli sendromları olanlar, inflamatuvar bağırsak hastalığı öyküsü olan bireylerin taramaya daha erken başlaması önerilir. Tarama için rektal muayene, Gaitada gizli kan (GGK) analizi, kolonoskopi, sigmoidoskopi, fekal DNA testi, BT kolonoskopi yapılır. 40’lı yaşlarda yıllık rektal muayene ve GGK testi ile başlar. 50 yaşından sonra 5 yılda bir sigmoidoskopi veya 10 yılda bir kolonoskopi yapılması gerekir. Ayrıca bazı kan tahlilleri ve tümör belirteçleri denilen biyokimyasal belirteçlere de bakılır. Hastalara göre istenen tetkikler değişebilir. Bazen birkaç yöntem aynı anda kullanılabilmektedir” diye konuştu.

“Kanser tanısının erken dönemde konulması tedavinin planlaması ve başarısı açısından çok önemlidir” ifadesini kullanan Kurnaz, şöyle devam etti; “Kanser tanısı konulduktan sonra hayatta kalma oranlarını verir. Bu oranlar hastalığın evresine göre değişir. Erken evre, lokalize hastalıkta bu oran % 90’nın üzerindedir.  Bu nedenle kolorektal kanser taraması çok önemlidir. Hastalığa erken tanı konulup, tedavi edilmesine olanak sağlar. Kolorektal kanser tedavisi; genel cerrahi, medikal onkoloji, radyasyon onkolojisi, patoloji, radyoloji ve gastroenteroloji uzmanlarından oluşan multidisipliner bir ekip tarafından belirlenir. Tedavi seçenekleri hastalığın evresi ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterebilir Bu tedavi seçenekleri; cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, immunoterapi uygulamaları olabilmektedir. “

Kanserin evresi, vücuda yayılımı, hastanın yaşı ve başka sağlık sorunlarına göre bu tedavi yöntemlerinin tek tek veya kombine edilerek uygulanabileceğini belirten Kurnaz; “Kolon kanseri ile mücadelede tarama programlarının dışında bazı önlemlerin alınması da faydalı olacaktır. Sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktiviteye önem verilmelidir. Kolon kanseri riskini en aza indirmek için doymuş yağ oranının azaltıldığı bitkisel lif oranı yüksek yiyeceklerin tercih edilmesi, günde en az yarım saat egzersiz yapılarak sigara ve alkolden uzak durulması gerekir”. dedi


 

Editör: Duygu Bekmezci