En acemi elemanın kendisine 20 bin liraya mal olduğunu, yaptığı işi de takip etmek zorunda kaldığını ifade eden Yılmaz; “ Elaman biraz kalifiye olsa yine en düşük maliyeti 20 bin lira olur, o da biraz işi öğrendiğinde devamla farklı yerlerde farkla maaş arayışları içerisinde oluyor. İnsanı yetiştiriyorsun onlardan tam verim alacağım zaman kaybediyorum, yetiştirinceye kadar da ben çalışıyorum o seyrediyor.” Dedi.

“ÇALIŞMA BİTTİĞİ GÜN BENİM ÖMRÜM DE BİTSİN”

Büyük işlerin adamı olduğunu, büyük işleri daha az yorularak yaptığını söyledi. Tehlikeli iş yaptığı için yanında gündelik işçi çalıştırmaktan çekindiğini anlatan Şapçı “ İşe bakıyorum tek başıma yapabileceksem alıyorum. Mesela bu tır dorsesinin tabanını komple değiştirdim ve bun 4 günde yaptım. Ben işimi severek yapıyorum. Dünyaya yeniden gelsem ben yine de bu işi yaparım. Emekli oldum ama çalışmaya devam ediyorum. Zaten çalışma bittiği gün benim ömrüm de bitsin” ifadelerini kullandı.

“KAPI PENCERE YAPMAK BANA DAHA ZOR GELİYOR”

Kapı pencere yapmanın kendisine daha zor geldiğini sadece hatırını kıramadığı insanlara yaptığını onun için özellikle büyük işler tercih ettiğini söyleyen Şapçı: “ Kapı pencere yapmak demek, gidiyorsun ölçüsünü alıp geliyorsun, adam dur diyor bir çay, kahve içelim diyor, gitti yarım günün. Buna yarım günlük yevmiye yazamazsın ki. Malzemeyi işlersin, boyarsın, hazırlarsın, takarsın, basit bir kapı kaç günüme mal oluyor? Bir de eziyeti bol, 70 – 80 kiloluk kapıyı kucakla, taşı… Ben bu dorsede o kadar yüke girmiyorum, 10 teker kamyonun damperini indireyim, ters çevireyim, tabanını değiştireyim, kapı yaptığım kadar yüke girmiyorum. Zaten bu kilom şu an 115 kiloyum, artış oluyor düşüş olmuyor… Bu hareketsizliğimden benim ama karşıdan bakıldığında herkes benim işimden korkuyor. Yemin ediyorum iş yüzünden evde hamını unutuyorum.”

Editör: Duygu Bekmezci