Banaz’a 25 km’dir. Kuzeyinde ; Gediz ilçe sınırı ve Murat Dağı, Doğusunda ; Küçükler köyü, Batısında ; Uşak Merkez ilçe sınırı, Güneyinde; Baltalı köyü sınırları ile çevrilidir.

Neden köy’ün adı Comburt olmuştur ? Köy kurulmadan önceki yıllarda, Murat Dağı yaylaları’nda konan göçer,cemaat halinde kıl çadırlarının içinde yaşıyorlardı. Yazları, sürüleri ile Ahatlı yaylaya (Batıda) çatal olan (Batıda) yaşarlardı. Aralarında ahşap’tan kullanışlı ev aletleri yapan mahir ustalar vardır. Bütün Murat Dağı havalisi ile Uşak havalisi Denizlinin Uşak sınırına yakın kazaları ile Alaşehir,sarı göle kadar , ev aletleri ihtiyaçlarını bu ustaların ürettikleri ev aletleri ile gideriyorlardı. Oklava,bişirgeç,yastıgaç ve o zamanlar çok meşhur olan ‘Boduç’denilen büyük Orman ağaçlarından oyma su testileri yapanlar yok satarlardı. Köyü ilk kuranlar Namazlarını nerede kılıyorlardı ? Bugünkü namazgah denilen yere (Değirmenin olduğu yer ) dam şeklinde evler yapmışlardır. Bugünkü köyün olduğu yerlere dokuz aile olarak gelip,yerleşmişlerdir. Müstakil köy olma yolunda ilk adımlar atılmıştır. Halen günümüzde bu dokuz ailenin misafir hanelerinin yerleri bellidir. İlk yerleşimi gerçekleştirenler, yinede göçebe hayatlarını sürdürerek,yazları sürüleri ile sömürce,sarı çiçek,(kuzeyde) çukur ova yaylası (Güney batıda) olmak üzere yayılmışlardır.
AYRANI DALDIZ İÇİNE SU KOYARAK BİR TOKMAKLA DÖVEREK ÜRETİYORLARDI
Çıra özlü büyük çam ağaçlarından üretilen tahtalardan imal edilen Daldızlar ‘birbiriyle çok iyi düzgünce monte edilip silindir şekilde ve tabanına da çıralı tahtaları da ire şeklinde kesilip. Hiç kaçırmayacak şekilde monte edilerek kapatılırdı. Tokmağı da silindirik ya da dörtgen pekte kalın olmayan, kullanıcıyı da yormayan yapıdadır. Tokmağın başı daire şeklinde ahşaptan ve kenarları ‘V’ şeklinde çentiklenmiştir. Ayran dövecek kişi (Kadın –Erkek) daldızın tabanından 20-25 santim yukarıya doğru su doldurup, el bakraçları ile (2-2,5 kg)  yoğurtu boşaltarak yavaş yavaş ritmik olarak yukarıdan aşağıya doğru vura,vura başlar. Giderek tempo biraz,biraz yükselerek devam ederken,Comburt,Comburt sesler çıkarır. On dakika sonra daldızdan, birkaç az bir boşaltma ile kıvamına bakılır. Koyu ise soğuk su ilave edilir. İşlem devam eder tekrar bakılarak yoğurdun yağının ayrışmasına ‘’yağın düşmesi’’ denir. Dövmeye devam edilir , tekrar kontrolde yağ tam ayrıştı ise büyük tencerelere boşaltılarak tahta kaşıklar ile ayranın üzerindeki yağ katmanı toplanarak,temiz kaplara doldurulur, Bu yağ Ralismuhlis’tere yağı’dır. Ayranlarda temiz pamuklu beyaz dokuma ürünü bezlerden yapılan keselere doldurularak emin bir yere asılır . Akşamdan asılırsa sabaha kadar yeşilimsi kekre bir su damlaya, damlaya kese yoğurdu ya da süzme yoğurt dediğimiz yağsız yoğurt elde edilir. Yörüklerin bugünkü köyün kurulu oldukları yerlere damlar yaptıklarında, iki yerleşen , bir diğer yörükler gibi hayvan işkembesinden yapılan ‘yayık’  kullanmayıp, daldız kullanarak,Akşam üzerleri serinlikte Comburt Comburt sesleri birbiriyle karışarak bir armoni oluşturuyorlardı. Artık bütün çevreler combur ayranı içmeye, kısa sürelide olsa misafirliğe geliyorlardı. Ev sahipleride onlara hep ayran ikram ediyorlardı. İçerken höpürdetiyorlardı. Tadına mest oluyorlardı. Bütün obalar,yerleşim birimleri birbirlerine Comburt Ayranı içmeye gidelim diyorlardı. Köyün adı henüz daha adı belirlenmemiştir. Sonuçta yeni kurulan bu köyün adına combur verilmesine karar verilmiştir.
Not: Bütün Uşak ve çevresi ile Kütahya,Denizli,Aydın,Saruhan çevreleri comburt ve çevresindeki köylere,Daldız,Ahşap evaletli siparişleri yapıyorlardı. Yakın tarihlere kadar devam etmiştir.
Araştırmacı: Abdurrahman KARADAĞ
ARAZİLERİNİN TAPULARI
Köyün ileri gelenlerince ,1860 yılında Osmanlı Devleti tarafından yerleşime açılarak,tapuları verilmiştir. Diye bilgi verilmiştir.Tapular 60 kişinin üzerine yapılmıştır. Bunlar (9 Alidir) 
Ali paşalar, 2. Bodurlar, 3. Dümbekler, 4. Çakmaklar
5.     El çavuşlar, 6. Dağda güller, 7.Ali Efeler, 8. Dönmezler
9.      Dönmezler
Bu aileler zamanın imkanları ile köye birer tane misafir odaları yaptırmışlardır. Halen yerleri bellidir. 1897’de hastalanıp, köy odalarında yatan bir emekli (Teksüt) asker,burada bir sancak bırakıyor. Bu sancak köy camiisinde asılı dururken,5 şubat 1997’de İstanbul Askeri müzesine teslim edilmiştir. Öğretmen Yusuf BIYIKLI , Muhtar Mustafa YEŞİLOVA , Banaz kaymakamı ve beraberindeki bir tutanak teslim etmişlerdir. (Köylülerden itiraz edenler olmuştur)
  Görgü tanığı : İbrahim KOCABAŞ
Ali paşa’nın İstiklal madalyası: Uşak Endüstri Meslek Lisesi öğretmen İbrahim BIYIKLIDADIR
Kaynak K: İbrahim AYDIN -1931 Doğl. Eski Muhtar 
KÖYDEKİ YERLEŞİK KÖKLÜ AİLELER 
LAKAPLARI :                                                                                                                     SOY İSİMLERİ
ALİ PAŞALAR :                                                                                                                    BIYIKLI

Bunlar Kütahya tarafından gelmişlerdir. Kalabalıklardır 20-25 hane civarındadırlar.
SİNEKLER : (Deli Ayanlar)                                                                                               AYDIN
Bunlar Merkez Çarık köyünden gelmişlerdir. Aşağı Karaca hisardaki TOKLULAR bunlardandır. Nineleri Geziz Kazası Tokudan’dır.
İPSİZO :                                                                                                                                  TÜRE
Bunlar Kütahya içesi Dumlupınar ‘ın saracık köyü’nden gelmişlerdir. Dedeleri İsmail Çavuştur. İsmail Çavuş’un dedesi Koca Mehmettir. İsmail Çavuş Kağnı Ustası idi. (A.KARADAĞ)
TÜRKMENLER  :                                                                                                                    TÜRKMEN
Bunlar Afyon ili Türkmen Ovasından gelmişlerdir. Dedeleri Ali Onbaşı idi. Köyün üstünde, Burdur kayası vardır. Orada bir çömlek dolusu altın bulmuşlardır. Şikayet edildiğini anlayınca kayanın yarığına atmışlardır. Jandarma çok sıkıştırmış sonuç alamamıştır.
KOCABAŞLAR :                                                                                                                       KOCABAŞ
Bunlar aslen KAÇAR yörüklerinden olup, Balıkesir Sındırgı ilçesinden Gediz’e göç etmişlerdir. Bir kısmı Gediz’e yerleşmişlerdir. Dedeleri Kocabaş Ali Efe (Ayan Ali) denirdi. Çolaklar denen ailede bunlardandır. 
BODURLAR :                                                                                                                           YEŞİLOVA
Bunların asılları Kabakçı yörüklerindendir. Kabaklar öreninden Murat Dağı yaylalarına, bazende Simav Akdağ’a yaylamaya çıkıyorlardı. Gediz’in Gümele köyüne yerleşmişledir. Orada duramayıp, Combur köyüne iskan olmuşlardır. Dedeleri Balkan savaşlarında esir düşmüştür. Sarı olduğu için sarı yiğit demişlerdir.
KELLÜŞENLER:                                                                                                                          ER
Gediz’in vakıflı köyünden gelip yerleşmişlerdir. Dedeleri NEBİ onun sobası Sarı Üsen’dir. Veli Hoca ER bunlardandır. Uşak’ta marangozluk yaptı. Uşakta tanınmış Şoboner bunlardandır.
DELİ AMATLAR :                                                                                                                        DUMAN
Ali Çavuz ve kardeşi Halit. Bunların dedeli Hacı İsmail Baltalıda adam vurup,Comburt’a yerleşmişlerdir. Murat DUMAN’ın dedesi Halittir. Ali Çavuşun küçüğüdür.
DAHA SONRAKİ TARİHLERDE YERLEŞENLER 
KAYIRCILAR:                                                                                                                           GÖKKAYA
Bunlar çanak kula tarafından gelmişlerdir. Katırları ile taşımacılık yaparlardı. Comburt çevresindeki yaylalarda Katırlarını atlatırlardı. Köyde kalmışlardır. Hasan GÖKKAYA’nın kızı Emine Kılcan köyünde Kabaşların gelini idi. Halil ÜŞENMEZ’in ikinci hanımıdır. 
YARAMAZLAR:                                                                                                                   KAHRAMAN 
Bunlar Köye Kafkasyada Anadoluya Çerkez göçlerinde gelmişlerdir. Tahmini IBIKLAR’dan oldukları sanılmaktadır. 
ŞEHEROGİL:                                                                                                                       ALTINKAYA
Bunların deleri Şehero (Şehirli oğlu anlamında) Kütahyanın EMET ilçesi’nin ‘Ağara köyü’ndendir. Ağara Osmanlı Döneminde Nasuloğlu beyliğinin Beylik Merkezi’dir. Nasuhoğlu, Takmak (Eşme) Beyi  CURAOĞLU ile husimet içerisindedir. Bahar ve yaz aylarında CURAOĞLU Murat Dağına safahat için çıkardı. Uşak’ta özel berberi vardı. Nasuhoğlu  bu Berberi satın alarak CURAOĞLUNU Berber koltuğunda keserek öldürmüştür. Olay padişaha intikal ettiğinde, zamanın padişahı bir fermanla Emet-i Ağarayı yakın,yıkın ahalisinde sürgün edin demiştir. Ağaranın ileri gelenleri kılık değiştirip,çarık,babuç tamircisi,müezzin,çerçi kılıfına girip köylerde gizlenmişlerdir. Örnek : Mrkz Karakuyu köyünde Kara imam’ın yaptığı gibi. Şeherado Comburt’a yerleşmeden köylerde çarık ve babuç tamiri yapıyordu. Daha sonra Kağnı yapmasını öğrenerek, kağnı yapan ustaların piri olmuştur. Onun Alaşehire, Çivrile, Afyon’a kadar pazarı vardı. Yok satıyordu.
TARİHİ ALANLAR VE YAPILAR
NAMAZGAH : Köy kurulmadan önceki yıllarda çevrede konar, göçer birçok obalar ve damlar vardır. Kolayca ibadet edebilecekleri herhangi bir mescit, camii yoktur. Köy olma yolunda ilk adımların adımların atıldığı yer burası idi. Topluca ibadet edebilecekleri, taş ve kerpiç duvarları , üçtü (Kara örtü) (toprak dam) minaresiz bir namazgah yapmışlardır. Etrafındaki alanlara damlar kurdular. Burada değirmen vardı. Halen ören yeri bellidir.
KÖY CAMİİSİ :                       …  ? Tarihinde kayışçı Mehmet Efendi adında aslen Kara Keçili yörüklerinden olup,günümüzde Uşak Merkez’e bağlı Selviler köyü’nün kurucusu ve adını verdiği Selvi kadın’ın kocasıdır. Günümüzde Selviler köyünde yaşayan ‘DOĞAN’ soy adını taşıyanlar torunlarıdır.  Kocası Kayışçı Mehmet Efendi Sofu birisidir. Yörük hayatından yerleşik hayata geçme konusunda anlaşamayıp, yollarını ayırmışlardır. Mehmet Efendi Comburt köyü’nde kalmıştır. Günümüzde eski cami dedikleri camiyi yaptırmak için, Ali Osman KOÇAK’a 14 yıl, Hacı Mehmet’e 7 yıl çobanlık ve hizmetkarlık yapmıştır. Kazandığı bütün paralarla zamanının en güzel kesme taş duvarlı köy camisini yaptırmıştır. Camiide namaz kılarken vefat etmiştir. Caminin içine defnedilip , mezar yapılmıştır. Mezarının üstünde; Kara Keçili aşiretinden Hacı Mehmet Efendi ruhuna Fatiha yazmaktadır. Ö.T: H.1227/M.:1812 yazılıdır. 
Anlatan Kaynak Kişi : H. İbrahim AYDIN -1931 Dağl. 17 yıl Muhtarlık yapmıştır. Deli Ayan olarak bilinir . Eski Komşum
DEĞİRMENLER:
Dere Değirmeni: Goca gölün yanında, dere köprüsü yanı-Çokrağan çayı kenarındaki Un Değirmeni: Arif Hocalar: çakmaklar çalıştırdılar. 
Araştırmacı Yazar: Abdurrahman KARADAĞ
KÖYDE EN YERLEŞİK AİLELERİN MİSAFİR ODALARI
S.No : Lakapları                                                                                                   Soy adları
 Ali Paşalar odası                                                                                                     Bıyıklı 
        Bodurları     ‘’                                                                                                           Bodur-Yeşilova
        Dümbeklerin ‘’                                                                                                         Yaramaz
         Çakmakların’’                                                                                                            Çakmak                                                                                                          
         El Çavuşların’’
         Dağda güllerin’’                                                                                                           Dağda gül
        Ali Efelerin ‘’
        Dönmezlerin ‘’                                                                                                               Dönmez
          Türkmenlerin ‘’                                                                                                             Türkmen

EL SANATLARI VE DOKUMACILIK
Halı,kilim , çul , çuval, heybe, Azık torbası,dokunurdu, yün kazak , fanila,çorap örerlerdi. En çok darı kapçığından hasır dokurlardı.
AĞAÇ İŞLERİ 
Yüklük,sergen dolap,yastığaç,daldız,çapa,kürek sapı,boyunduruk,döven yapan ustalar vardı.
KAĞIN İMALATI : Günümüz’den 60-70  yıl öncesine kadar ,zamanları’nın en modern taşıma araçlarından birincisidir. Türkler orta Asyadan Anadoluya göç ederlerken Kağnıları ile gelmişlerdir. Anadolu köylüsünün tarım yapabilmesi için, ulaşım için ürettikleri mahsulleri pazarlara taşıyıp satabilmesi için , tarlasındaki ekinlerin harman yerlerine taşınması,saman olan sapların çuvallanan tahılların taşınabilmesi için köylünün olmazsa olmazı idi. Kışın yakacak odunu dağdan,bayırdan evine hep kağnılar ıle taşırlardı. Her evin ahırı olur hayvanlarının dışkısını terslik denilen bir depoda biriktirir güz aylarında tarlalarına gübre olarak götürüp,ekim alanlarının yüzeyine dökerek yayarlardı. Kağnılara bir çif öküz koşarlardı. Düğünlerde hep, geleneksel  olarak çeyiz kağnısı dolaştırırlardı. Kurtuluş Savaşında cephelere hep ikmaller çoğunlukla kağnılarla yapılmıştır. Egenin en iyi kağnı imal eden ustaları Uşak ve çevresinden ve Gediz’e bağlı Comburt ,Y. Karacahisar,ile Banaz’a bağlı Kaplanğı,Çorum,Paşacık v.d. olmak üzere Egenin her tarafından yapılan siparişleri yetiştirmek için gece,gündüz çalışırlardı. Comburt Köyünde 1950-60’lı yıllara kadar Şehero ve Türelerden İsmail Çavuş kağnı imalatında uzmanlaşmış en iyi en çok bilinen ustalar idi. Combur Köyünde imal edilen Kağnılar, Afyon,Denizli,Manisaya kadar pazarları vardı.
COMBURT KÖYÜ’NDE YAŞAMIŞ EN İYİ KAĞNI USTALARI
1.Şeero (Şehero) – ALTINKAYA: Emet’in Ağara köyünden eskici olarak gelmiştir. (çarık,babuç,tamiri yapardı) Comburt köyü’nde Kağnı ustası olmuştur.
2. Keş Halil – ÇAKMAK
3. GARİP AMAT: Işık,Gariplerden 
4. Goca İbiramın Amat: COŞKUN, yetimlerdendir.2014’lü yıllara sağ idi.
S.Murat DUMAN: Deli Amatlardandır. En iyi kağnı ustalarından Lütuf ustanın oğludur. Lütuf usta: Tekne,Yastığaç,oklava,tırmık,yabaaltı Ananat yapardı.
TARİHİ GÖÇ YOLLARI (YÖRÜK YOLLARI)
Bağbaşı köyü’nün arkasında (Kuzeyi’nde) ki,Erice ovadan,Comburt köyünün içinden,Murat Dağı yaylalarına çıkarlardı. Yakın Tarihlere kadar son yörüklerden , Gazan Şerif,Karataş Murat (Kara Keçili) , sarı Murat (Kuru Lakaplı) Kızıl Keçili .
Ahatlı yaylasında yörük mezarları vardır.
Sarı Çiçek yaylası (Kuzeyde)
Çukurova Yaylası ( Güney batıda )
Çatal Alan 
Sömürce
GELİR KAYNAKLARI
Gelir Kaynaklar öncelikle Hayvancılık ve Tarımdır. Yayla köyü olması hayvancılığa canlı tutarken; Köyün güneyi düz ova’dır. Son derece bitek topraklardır. ‘’Taşıda diksen biter derler.’’ Bu ovada her şey yetişir. Fasulyesi,pancarı,Haşhaşı meşhurdur. Türkiye’nin en pişiğen fasulyesi çokrağan köylerinde yetişir. Pancarın yeşil yaprakları pancardan kesilip,ayrıldıktan sonra en ucuz hayvan yemi olarak değerlendirilir. Haşhaş altın değerinde Endüstriyel bir bitkidir. Yeşil iken yaprakları sofralarda yenir, Kozalakları çizilirse süt gibi bir sıvı salgılar. Bir gün beklenirse koyulaşıp,kahverengi renk alıp, Afyon sakızı olur. Tıpta ve ilaç sanayide kullanılır. Kozalaklar kırılarak toplanıp,tohumları ayrıştırılıp, stoklanır. 1970'’li yıllara kadar Uşak köylüsünün yemelerine Haşhaş yağı kattıkları dün gibi bilinmektedir. Haşhaş yağı ile yapılan yemekler çok leziz olurlardı. Comburt köyünün insanları çalışkan ve üretici bir kişiliğe sahip insanlardır. Günümüz’e kadar , Evlerde çok kullanılan , oklava,yastığaç,bişirgeç,daldız,sergen (Ahşap dolap), gibi ahşaptan ev aletlerini üreterek,bütün köylerde kullanılırdı. 
Harman Aletleri : Döven, yaba,Ananat, Tırmık, dirgen gibi ahşap’tan aletlerin alası yapılıyordu.  Günümüzde; Uşak’a bağlı kazaların hangi köyüne giderseniz gidiniz,yaşlı insanlarla konuşursanız Comburt Köylerinden kağnı satmaya gelenleri , Harman aletleri satmaya , ev el aletleri ile bir kağnı , bir dönem almıştım, Kağnı halen evde yakın tarihlere kadar duruyordu,! Derler. 
NOT: Ben Araştırmacı Abdurrahman KARADAĞ ,Babam Hüseyin Karadağ 1959 senesinde Comburt ‘a giderek , Türelerden İsmail ÇUŞ denilen Ustaya kağnı yaptırmıştır. Bir hafta misafir olarak kalmışlardır. O kağnı 1990’lı yılların sonuna kadar köydeki evimizde kalmıştır. Ev yıkıldıktan sonra bir daha göremedik. Çünkü koruyamadık.
YUNAN İŞGALİNDE COMBURT KÖYÜ
Yunan işğalinde Comburt Köyünde Yunan birlikleri kalmamıştır. Kaçarlarken , bitkin ve aç bir şekilde kaçamayıp,arkada kalan Yunan askerlerini ‘ EŞME’adlı bir kadın odun kestiği Tahrası ile keserek imha etmiştir. O günlerde köyün Ayanı Arap Üsendir.
Köy Çeşmesi: Köyün en büyük çeşmesi köy çeşmesidir. Yunan birlikleri kaçarlarken attıkları kurşunların izleri halen çeşmenin gövdesinde durmaktadır. KK: Köyün en çok Muhtarlık yapan kişisi H.İbrahim AYDIN (Deli AYAN) böyle anlatmıştır. 1959’da Murat ERDEM (Çalıklardan) den devir olarak 1977’ye kadar sürmüştür. Musa EREN ve Kemal ESENSOY gibi valiler vardır. Kemal ESENSOY vali olmadan Banaz’da kaymakamlık yapmıştır. Orhan TÜTÜNCÜ Kaymakamlık yapmıştır. 
UNUTULMAYAN OLAYLAR 
Comburt köyü’nden kedi Uma (kedi ÖMER) diye birisi çobanlık yaparken, bir geyik vurmuştur. Etini kağnı ile köye getirerek dağıtmıştır. İki üç gün sonra Çam ağacından düşerek ölmüştür. Ölüsünü oğlu Şerif Ali aynı kağnı ile köye getirmiştir. Munamaklılar ile karşı taraftan bir kişiyi vurup, öldürmüşlerdir. İki köy mahkemelik olup, Comburt köylüleri mahkemeyi kazanmışlardır. 
Kaynak Kişi: Hasan DUMAN_2011
Köy fırınlarında somun ekmek yapılır. Temiz su ile yıkanan buğday değirmene götürülüp, unun içine nohut,fasulye,arpa ,unu karıştırılıp fırına sürülürdü. Uşak Havalisinin en nefis Tarhanası burada yapılır.
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ
Adı :                         B. Adı  :                                           Doğum : Banaz Comburt Köyü
Havza                       Osman                                             1296
Ali                                Ali Musa                                           1303 (Musa oğullarından) Banaz 
                                                                                                                                                Comburt K.