Banaz’a 34 km’dir. Doğusu’nda : Afyon il sınırı, Kuzeyi’nde Karaköse köyü, Batısı’nda: Hasan köy, Güneyi’nde : Hocalar’a bağlı Ahurhisa (Yeşil hisar) köyü arazileri ile çevrilidir.

Eski çağlar’dan itibaren ahır dağı’nın yaylaları’’ Bal yurdu olarak biline gelmiştir. Anadolu Selçukluları’ndan itibaren bu çevrelerde her boy’dan,her soy’dan konar,göçer yörük oba ve cemaatleri yaşamışlardır. Hepsi’de Malcılık, Arıcılık, Avcılık yapmışlardır. Selçuklu Sultanı II. Alaeddin Keykubat Alaiye (Kolonoros) yi feth ettikten sonra , yazlık başkent yapmıştır. Ordusu’ndaki süvariler’in önemli bir kısmı Sarı keçili, Kızıl keçili, Karatekeli, Kırbaş (Kılcan) yörüklerinden’dir. Ordusu’nda Karamanlı Avşarlar’da vardır. Bunlar’ın öncüleri Alaiye fethedilmeden , Teke iline yerleştirilmişlerdir. Teke beyi Mübariziddin Ertokuş Bey’dir. Selçuklu Sultanı II. Alåaddin Keykubat’a çok önemli destek yapmıştır. Kafkasya’dan inip, Yeni il (Sivas) , Erzincan dolayları’nda bulunan Sarı keçili, Kızıl keçili, Kırbaş(Kılcan),Kara tekeli ve Avşar yörüklerini Toroslara getirmişlerdir. 1221’de Kolonoros , 1225’te Uşak ve çevresi Feth edilmiştir. Bu yörükler’den getirilip, Uşak çevrelerine yerleştirilmişlerdir. Artık bundan sonra bütün Toroslar’daki yörük obaları yaylamaya Uşak Havalisi’ndeki Ahırdağı, Bulkaz dağı, Elma dağı, Murat dağlarına çıkıyorlardı. Yüzlerce sene gel,git konargöçer, hayatları’nı idame ettirdiler. XV.yy sonları ile, XVI y.y. başları’nda Anadolu’nun her tarafında itikadi (inanış) nedenleri ile kardeş kavgaları başladı. Kardeş, kardeşi tanımıyordu. Birbirlerini kesiyorlardı. Birçok oymaklar ikiye bölünüp, yarısı ilk geldikleri aşağı ve yukarı Azerbaycan’a, isfahan , Tebriz , Meşhed ve İran içleri geriye göç eden Türkmenler ile doldu. Bu geriye göçler bütün Anadolu’da çok büyük nüfus kaybına yol açtı . Birçok köyler, kasabalar, şehirler ıssızlaştı. Bu durum Uşak ve çevresinde de görüldü. Teke ili ve Menteşe yörelerinden yaylalara çıkan yörük kafileleri’nde çok büyük bir azalma olmuştur. Uşak ve havalisi’nde mevcut köylerin üç katı yıkık, terkedilmiş köylerin ören yerleri vardır. İlk dalga göçlerin yaşandığı 1473’te Akkoyunlu , Osmanlı’nın (Uzun Hasan-Fatih Sultan Mehmet) Otlukbeli savaşı’nda Akkoyunların ağır yenilgisi ile sonuçlanan savaştan sonra ve 1487’de Karamanoğlu Beyliğinin ortadan kaldırılması ile birlikte orta Anadolu ve Toroslardaki bünyesi’ndeki oymakların sürgün edilmesi ile çoğunlukla Akkoyunlara sığınmışlardır. 1503 yılında Akkoyunlu Devleti Şah İsmail tarafından ortadan kaldırılınca tekrar Anadoluya göç edenler olmuştur. Geri dönenler , Osmanlı Devleti’nde eski itibar ve mevkilere ulaşamadıkları için hayali sükuta uğrayarak, Devletle sorunlu gruplar haline dönüşmüşlerdir. Şah İsmail sünni bir Müslüman olup, ilk Kuran-ı Kerim tefsir etmiş bir hükümdar’dır. Anadolu’dan kaçarak kendisine sığınmış olan oymakları devlet kademeleri’nde görevlendirerek,hepsine paye vermiştir. Hiçbir Türk Oymağı Osmanlıda görmediği itibarı onunla görmüştür. Ordusu’nun ,içindeki birçok üst düzey subaylar, devlet yöneticileri valiler çoğunlukla anadolu’dan kaçmış Türk Oymakları’ndandı.Birçok tarih kitapları’nda yazıldığı gibi Kızıl başlık, Sünnilik savaşı olmamıştır. Her iki orduda’da alevi’de sünnide vardı. Bu bir kardeş kavgası idi. 
1516’da ÇALDIRAN SAVAŞI’NDA NE OLMUŞTUR ?
Kardeş, kardeşi boğazlamıştır. Kaybeden Şah İsmail olmamıştır. Büyük Türk Milleti kaybetmiştir. Yavuz Sultan Selim ileriyi görmeyen akıl hocaları’nın yanlış yönlendirmeleri ile çok büyük bir çınar ağacı’nın gövdesini parçalayıp, ikiye ayırmıştır.Bu iki parça bir daha bir araya gelememiştir. Çaldıran savaşı’ndan sonra Osmanlı ile anlaşan , Avşar ve Tekeli yörükleri geri dönmüşlerdir. Sincan ovası ile batısı’ndaki Ahır dağı’na gelerek yine konmuşlardır. Buralarda çoğalarak diğer yaylak alanlara yerleşerek kalıcı olmuşlardır. Ahır dağı, Bulkaz dağı, Elma dağı, Murat Dağı, Eşme, Ulubey çevrelerinde yaşamaktadırlar.
Araştırmacı : Abdurrahman KARADAĞ
Uzun Hasan-1478’de Tebrizde öldü.
YERLEŞİK SÜLALELER
Aşağıda låkapları,soy isimleri yazılı olan sülaleler, Buraya pekte olmayan tarihlerde gelmişlerdir. Bunlardan önce buranın sahipleri; Urşan Oğulları’ndan Garahalil oğlu Kel Mustafa ve kardeşleridir. Yoğun eşkıya baskınları’nda birçok eşkıya öldürmüşlerdir. Çevredeki obalar halinde ki yakınları ve dostları ile birlikte PAŞACIK köyü’nü kurmuşlardır. Kel Mustafa kızanları ve kardeşler ile Elma dağı Erice ova yaylasına çıkmıştır. Çorum köyünde olanlar’da önce erice ova’ya sonrada Bağbaşı köyü’ne yerleşmişlerdir. (Ayvazlar , Efeler,Deli Ahmet) Akbıyıklar konar göçer yörük hayatına devam etmişlerdir. Yazın  yaylalarda kışın Salihli Adala köyü’nde kışlarlardı. Kurtuluş savaşı’ndan hemen sonra kaçan Rumlar’dan kalan bir çiftliği satın alarak Akbıyık oğlu çiftliği olarak yerleşik hayata geçmişlerdir. Yakın tarihlere kadar yaylalara çıkıyorlardı. 
BUGÜNKÜ BALCI DAMINDAKİ SÜLALELER
Lakapları  :                                                                     Soy Adları : 
İNCE ALILAR                                                                    AKGÜN  Gediz Balcılar’dan gelmişlerdir.
GABAKCILAR (Bayramoğlu)
GOCA İBRAHİMLER  :                                          VURAL Sandıklı’dan Semerciler sülalesinden
                       gelmişlerdir.
KÖYÜN YÖNLER’E GÖRE MEVKİLER’İ
-BATISI : AK OLUK
-GÜNEYİ : Temel ğaya (Kaya)
-DOĞUSU : Ballı Pınar 
-KUZEYİ : Yılanlı 
K.K: Mehmet  VURAL -1938 Doğl. Goca İbrahimler’den , Dedesi : Halil, Dedesinin babası : Goca İbiram , Onun babası  : Halil İbiram.
ÇEŞMELERİ
-Güçcük oluk ; (Muhtarlığın yanında)
-Gara oluk ; (Köyün içinde)
-Goca oluk; (caminin yanında)
GÖÇ YOLU : Toklu Sivri’nin arkasından , buradan kervancılar geçerlermiş. Burası konaklama, dinlenme yeridir. 
EL SANATLARI DOKUMA
Halı, kilim , çul , zili, heybe, çuval , geri dokunuyordu. Günümüz’de unutulmaya başlanmıştır. 
BESLENME KÜLTÜRÜ
-Yoğurt ekşi maya ile yapılırdı. Ayran daldızda dövülür. Peynirleri meşhurdu. Şu anda üretilmiyor. Eti güneş’te kurutup, bir beze sararak , karanlık loş ve serin bir yer, ya da odaya konarak,korunurdu. 
-Tarhana ekşi yoğurt ile yapılırdı.
ATA SPORLARI
-Avcılık çok olurdu. 
-Düğünlerde, bayramlarda , davullu ,zurnalı, ödüllü güreşler yapılırdı.
-Cuma günleri cirit oynanırdı. Köyde 30-40 tane vardı. 
KAĞNI İMALATI
Herkes kağnısını kendisi imal ederdi. Döven , Tırmık, Ananat,yaba, dirgen,gibi tarım aletlerini herkes kendisi yaparlardı. Kapı,pencere , yüklük , dolap imalatı yapılıyordu. 
NALBANTÇILIK
Herkes kendi öküzleri’nin nalını kendisi çakarlardı. 
ATIMCILIK
Herkes yatağını, yorganını , yastığını , minderi’nin içindeki yapıkmış yünlerini kendi yayı ve tokmağı ile atım atardı.
Not :  Yapıkma : Birbirine yapışıp, şişkinliğini kaybetmek.
            Atım atmak : Bir yay  ve hayvan bağırsağından yapılmış kirişi olan alet . Bir tokmakla vurarak yünleri ayrıştırma işi. Eskiden kårlı bir meslekti.
KÖY ODALARI
Köylüler kışın boş vakitlerini odalarda geçirirlerdi. Yüzsük oynarlar , herfene yaparlar , yarenlik ederler,muhabbetler düzenlerdi. Gelen misafirleri bu odalarda ağırlarlardı. 
-İnce  Alılar’ın odası
- Gabakcıların odası
-Goca ibiramların odası
- Köy odası 
SAYIM YILLARINA GÖRE NÜFUSU
1975   1980  1985  1990   1997                                2010   2011    2012      2014    2015
259      266     234     268    161                                   118    116       110         110     105
                                                                                        2016-2017
                                                                                         108    99
2010-2017 arası , Hane sayısı : 40
K.K.: Mehmet VURA. 1938 Doğml. Goca İbiramlar’dan Abdurrahman KARADAĞ – ilk sahiplerinden URŞAN oğullarından Kel Mustafa oğlu Ahmet’in kızı Emine Yörük’ün Kızı Alime’den olma 1953 Doğl.