Değerli Okurlar! Ne acıdır ki, giderek CUMHURİYETİN kazanımları yerli yersiz saldırıların adeta hedefi haline geldi. Fakat bu saldırıları gerçekleştirenler ne yazık ki, varlıklarını Cumhuriyet’e ve Atatürk’e borçlu olanlar. Olacak şey mi? Bugün Cumhuriyet olmasaydı, demokrasi olmazdı, biçiminde bir düşünceyi savunmak için elbette çok da ileri zekalı olmak gerekmez diye düşünüyorum.

Atatürk olmasaydı, Cumhuriyet olmazdı. Bunu bilmek için de alim olmaya, yüksek tahsilli olmaya gerek yok ki. Açın kitapları bakın, biraz tarih okuyan, Atatürk’ün dönemine tekabül eden süreçte parçalanan imparatorluk coğrafyasında, ortaya çıkan devletleri ve yönetim sistemlerini lütfen  inceleyin. Hangisinde demokrasi ve Cumhuriyet tercih edilmiş, hangileri yollarına kraliyetle, monarşik yöntemlerle devam etmiş? Sanıyor musunuz ki, Atatürk’e de, milli mücadele sürecinde benzer şekilde monarşik yöntemler önerenler, bunun için can atanlar çıkmamıştır. Mustafa Kemal ATATÜRK”ÜN daha Erzurum ve Sivas kongrelerinde başlayan manda ve himaye önerilerini yönelten isimlerin kimliğine bile bakmaksızın nasıl elinin tersiyle ittiğini ve hedefi koyduğunu bilmeyenimiz var mıdır?

Şimdilerde ise bu ülkede birileri kalkıyor, prim yaptığı düşüncesiyle Atatürk’e, devrimlere, demokratik Cumhuriyete saldırıyor. Hayır, prim yapmıyor. Ancak prim yaptığını zannedenler yanılıyorlar. İşte bu yapılan saldırılar sadece aziz milletimizi rencide ediyor, üzüyor ve ülkemizin en önemli günlerini böylesine boş şeylerle heba ediyor. Birisi kalkıyor, ülkemizde Müslüman çoğunluğa baskı yapıldığını söylüyor, diğeri çıkıyor devrimlerin travma yarattığını iddia ediyor. El insaf. Ne olur haksızlık etmeyin. Bu devrimlere şöyle bir bakalım, hangi travmayı niçin yaratmış, kimde, nerede yaratmış? Böylesine açık saldırı olabilir mi? Bu açık saldırıların birazcık da doğruluk payı olsa. Birazcık insafla bağdaşır yanı bulunsa. Bakınız! Şu sorulara birazcık kafa yoralım. Acaba dünyada en fazla cami hangi ülkededir? Ya din adamı? Ya Kur’an Kursu? Ya İmam Hatip Okulu ve bunlara giden öğrenci? Arabistan’da değil. Fas’ta değil. İran’da değil. Irak’ta değil. Tunus’ta, Cezayir’de, Yemen’de veya herhangi bir İslam memleketinde değil.

Peki nerede? Elbette, Türkiye’de. Peki, nedeni? Çünkü, ATATÜRK, kurduğu sistemle, devlet ve yönetim biçimiyle bu ülkede insanların DÜŞÜNCE VE İNANÇ HÜRRİYETLERİNİ anayasal teminat altına aldı. Cumhuriyet ve devrimler travma yarattı diyenler, gidin de travmayı Ortadoğu ülkelerinde görün. Irak”ta, Suriye’’de; Filistin’’de; Lübnan’’da ve birçok Ortadoğu ülkesinde her gün camiler bombalanırken, insanlar hepsi Müslüman olduğu halde birbirlerini boğazlarken, bir de onlara sorun, NEREDE YAŞAMAK isterler? Atatürk Türkiye’sinde mi, yoksa ABD’nin ve emperyalist ülkelerin demokrasi getirdiği ve getirmek istediği ülkelerde mi?.. O halde bu ülkede Atatürk Devrimlerine dil uzatmak yerine Atatürk ve devrimlerine, Cumhuriyetimizin kazanımlarına sahip çıkmalıyız. Atatürk ilke ve İnkılaplarına, Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkmak yaşadığımız sorunlardan kurtulmanın yegane yoludur. Acaba yanlış mı düşünüyorum? Hoşca kalın, dostça kalın, sevgiyle kalın!