Twitter, 21 Mart 2006 yılında Amerika'da kurulan bir sosyal medya aracı olarak hayatımıza girdi. Jack Dorsey, Noah Glass, Biz Stone ve Evan Willams tarafından aynı yılın Temmuz ayında platform kullanıma açıldı. Bu yazımızda twitter platformunun toplumsal olaylara etkisini, kamuoyunu ne yönde etkilediğini ve bizi nasıl harekete geçirdiğini anlatacağız.

Dünyada artık gündemi belirleyen en önemli eşik bekçisi olarak twitter'ı gösterebiliriz. İşlenen bir cinayet, bir hukuksuzluk, bürokratik bir skandal, zam haberleri, siyasi gaflar ve buna benzer bir çok olay burada gündem oluyor. Hiç kuşkusuz gelecek çağın en büyük kitle iletişim aracı sosyal medya ve onun en kuvvetli parçası Twitter. Bu sebeple bu platformu daha yakından tanımaya çalışacağız. Twitter'ın basit bir sosyal medya aracı mı yoksa küresel bir silah mı olduğu sorularını cevaplayacağız. Silah dememizin sebebi bu sitenin Tunus'ta başlayan Arap baharına büyük etkisidir. O dönemde halk arasında başlayan protesto ve isyanlar sosyal medyada planmış ve uygulamaya geçirilmiştir. Twitter'dan açılan hashtaglar, paylaşımlar, protesto çağrıları bir anda inanılmaz kalabalığı sokaklara dökmüştü. Bu öfkeli kalabalık, hayat pahalılığı, dikta yönetim ve hak ihlallerini gerekçe göstererek sokaklara döküldü. Bizim dikkat çekeceğimiz şey ise bütün plan, program ve ajandanın twitter ve sosyal medya üzerinden yapılmasıydı. Dünyada ilk defa darbe; gazete, televizyon ve radyo üzerinden yapılmıyordu. Çünkü artık onlardan çok daha güçlü siteler vardı. Bunlar twitter ve facebook gibi dev şirketlerdir. Dünyada teknolojinin ilerlemesi ve insanların artık sosyal medyada pasif vaziyetten aktif duruma geçmesi iletişim kurmanın büyük oranda küreselleştiğini gösteriyor. Hiç şüphesiz kullanıcısı en çok artan platformlardan biri de twitter'dır. Kitle iletişim araçlarının günden güne popüler hale gelmesi insanların örgütlenmesini, toplanmasını ve bir araya gelmesini daha da kolaylaştırıyor. Bununla ilgili vereceğimiz en önemli örneklerinden biri hiç kuşkusuz “Arap Baharı”dır. Arap Baharı, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da bir çok ülkenin yöneticilerinin istifası veya öldürülmesiyle sonuçlanmıştır. Bu isyan ve protestoların devam etmesini sağlayan en önemli araçlardan biri twitter'dı. Herkes paylaşım üstüne paylaşım yapıyor, Tunus'ta başlayan ilk gösterilerin tesirinin diğer bölge ülkelerine de sıçramasına sebep oluyordu. Bir tweet veya bir facebook paylaşımı yüzbinleri harekete geçirmek için yetiyordu. Dünya'da ilk defa iktidarları gazeteler değil Twitter ve diğer sosyal medya araçları deviriyordu. Bu da bize gösteriyor ki artık çağ ve insanlar dönüşüyor, tepkiler kitlesel olarak veriliyor. Ülkemizde ve dünyada sosyal medyanın önemi ve gücünü hafife almamalıyız. İktidarların sosyal medya tarafından belirleneceği yeni bir dünyaya çok yakında merhaba diyeceğimiz aşikâr..

EŞCİNSEL EMİNE ABDULLAH MANİPÜLASYONU

Arap baharı Tunus'ta başladıktan sonra Suriye'ye de sıçramıştı, sizlere bütün Suriye'yi etkisi altına alan sahte bir kimlikten ve o kimliğin nasıl bir sosyal medya manipülatörü olduğundan bahsedeceğiz. Arap baharı yaşanırken Suriye halkı facebook ve twitter'ı çok etkin kullanıyordu. Bir gün Suriye'de Emine Abdullah Araf El Ömer adında bir kızın devrim hakkında yazıları ülkede gündem oldu ve büyük beğeni topladı. Facebook üzerinden yazılan yazılarda herkes Emine Abdullah'ı takip ediyor, yazılarını beğeniyor hatta paylaşıyordu. 'Şam'da Eşcinsel Kız' isimli bloğu kullanan Emine Abdullah kendisini 25 yaşında olarak tanımlıyordu. Emine Abdullah'ın en büyük hedefi Beşar Esad ve yönetimine karşı mücadele etmekti. Bu mücadeleyi de internet üzerinden sürdüreceğini ilan ediyordu. Herkese Emine Abdullah'ı 25 yaşında modern fikirlere sahip bir genç olarak tanırken hiç beklenmedik bir gerçek ortaya çıktı, Emine Abdullah Araf El Ömer diye biri yoktu. Bu hesap aslında Amerika'dan yönetilen fake bir profile ait çıkmıştı. Bu kişi Tom McMaster adında biriymiş. Amerika'daki yaşıyormuş ve 40 yaşındaymış. McMaster'a neden böyle bir manipülasyonu yaptığı sorulduğunda ise şunları söylüyor:  "Blogla ilgili medyada yer alan ilk haberleri okuduğumda, bu çok hoşuma gitti ve kendimden çok etkilendim. Bir şeyler yazmıştım ve bunlar basında yer almıştı. Aslında kurgu olan şeyler, insanlar tarafından gerçekmiş gibi algılanıyordu." Görüldüğü üzere modernist ve aydın olarak viral olan kişi aslında Suriye ile hiç alakası olmayan bir birey çıkıyor. Bu fake hesabın yaptığı paylaşımların, verdiği bilgilerin ve amacının Suriye halkının refahı ve mutluluğu olmadığını görüyoruz. Tom Mcmaster, sosyal medyayı tamamen kişisel hırs ve beğenilme arzusu ile kullanıyor ve Suriye halkını kandırıyor. Burada dikkatimizi çeken şey ise bu manipülsyonun kitleleri iktidarlara karşı ayaklanmaya çağıran aracı kanalı ise facebook'tur. Facebook'tan yayılan yalan haberler ise twitter'da dünya gündeminde yerini alıyor.

SOSYAL MEDYA ARACILIĞIYLA TUNUS DEVRİMİ

Kimileri tarafından 'Yasemin devrimi' kimileri tarafından 'Arap baharı' olarak tanımlanan bu serüvenin ortaya çıktığı ilk ülke Tunus olmuştur. Aralık 2010'da küçük bir azınlık olarak başlayan halk hareketleri zamanla yerini milyonlara bırakmıştır. Demokrasiyle daha önce tanışmamış olan Tunus Arap devrimine kadar sadece iki cumhurbaşkanı görmüştür. Halkın geneli de ülkede demokrasi olmadığı ve otoriterler tarafından yönetildiği fikrini benimsemektedir. Tunus halkı geçmiş yıllarda yüksek enflasyon, hayat pahalılığı gibi sebeplerle iktidarı protesto etme girişimlerinde bulunmuştur. Yasama dergisi yazarı Konur Alp Koçak, kaleme aldığı bir makalede bu girişimlerden şöyle bahsediyor;

"Tunus’ta 2010 sonlarında başlayan halk hareketlerinin öncesinde de bazı halk hareketlenmeleri yaşanmıştır. Örneğin, Ocak 1978’de ülkenin en büyük işçi sendikası UGTT’nin (Union Générale Tunisiennedu Travail) düzenlediği protesto esnasında göstericiler üzerine ateş açılmasıyla “Kara Perşembe” olarak tarihe geçen eylemler, 1984 yılında yüksek gıda fiyatlarını protesto etmek amacıyla düzenlenen ve “Ekmek İsyanı” olarak anılan olaylar ile 2008 ve Ekim 2010’da daha küçük çapta cereyan eden yönetime karşı bazı eylemler gerçekleştirilmiştir." Görüldüğü gibi Tunus halkı demokrasizliğin bedelini hep ağır ödemiş. Burada ele almamız gereken en önemli konu Tunus'a devrimin neden bu kadar geç geldiğidir. Bunun en önemli sebebi geçmiş yıllardaki kitle iletişim araçlarının tamamen otoriter iktidarın elinde olmasıdır. Bu sebeple halk örgütlenememiş ve ortak bir hak arayışına girememiştir. 2010 devrimi ise geçmiş devrimlerden tamamıyla farklı olmuştur. Sebebi ise hâla büyüklüğünün farkına varamadığımız sosyal medya(Twitter, Facebook) araçlarıdır.  2010 devrimi kimsenin tahmin edemeyeceği üzücü bir olayla başlamıştır. 17 Aralık 2010 tarihinde seyyar satıcılık yaparak geçimini sağlamaya çalışan Muhammed Buazizi'nin kendisi yakması ülke çapında büyük gösterilerin başlamasına sebep olmuştur. Halk senelerdir zulüm baskıyla devleti yöneten Bin Ali'nin istifa etmesi için ülke çapında geri dönüşü olmayan ayaklanmalar başlatmıştır. Keza ilk defa sosyal medya sayesinde başarılı olmuşlardır, halkın çoğu facebook sayfalarında örgütlenerek sokaklara dökülmüş, polis ve askerlerin baskınlarına karşı stretejilerini yine bu platformlar üzerinden belirlemişlerdir. Facebook'ta paylaşılan her çağrı gösterileri daha alevlendirmiştir. Twiiter kamuoyu da buradaki örgütlenmeleri aktif bir şekilde dünyaya sunmuştur. O dönemler herkesin gücünü hafife aldığı sosyal medya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da bir çok diktatörü koltuğundan etmiştir.

TRAJEDİK SONUÇLARI

Adına bahar denilen ve uğruna yüzlerce insanın öldürüldüğü bu eylemler, bugün gelinen noktada özgürlük ve demokrasi konusunda bu ülkelere hiçbir şey katmamıştır. Arap halkları ve başındaki kukla liderler kan emici emperyalistlerle müşterek çalışmaya devam etmiştir. Sonuç kısmımızda Arap baharı kartını ortaya sürüp Ortadoğu'da mükemmel bir demokrasi vaat edenlerin aslında neler getirdiğini gelin beraber bakalım. Arap baharı körfezdeki büyük sermaya sahibi kraliyet ailelerini tahtından etmemiştir. Buna en somut örnek BAE'deki Zayed ailesi Suudi Arabistan'daki Selman ailesidir. Mısır'da ise Hüsnü Mübarek'ten boşalan cumhurbaşkanlığı koltuğuna Müslüman kardeşlerin adayı Muhammed Mursi oturmuştur. Amerika'nın ihvancıları istemediği ve Mısır'da bir darbe planladığı iddiaları Genelkurmay başkanı Abdulfettah Es-Sisi'nin hükümete darbe yapması sonucu iddiaları kanıtlar nitelikte olmuştur. Arap baharından en zararlı çıkan ülkelerden biri de Suriye olmuştur. Suriye'de Alevi hükümete karşı Sünni protestocuların eylemi korkunç bir mezhep savaşına dönmüştür. Suriye hükümetinin göstericileri öldürmeye varan müdahaleleri uzun yıllar sürecek bir iç savaşın kapısını aralamıştır. Suriye başkanı devrilmediği halde Arap baharından en zararlı çıkan ülke olmuştur. Arap baharından kazançlı çıkan ülke ise İran olmuştur. İran, Suriye'deki iç savaşı fırsat bilip güney Suriye'ye İran devrim muhafızlarını konuşlandırmış ve Suriye toprakları üzerinde söz sahibi olmuştur. Twitter ve Facebook'un kısa bir zaman diliminde koca bir coğrafyayı nasıl dizayn ettiğini gördüğümüz bu olay bölgeyi bir çok gelişmeden ve yeni dünya düzeninden mahrum bırakmıştır. Emlak fiyatları, gıda enflasyonu, Ortadoğu ülkelerinin ithalat cenneti haline gelmesi, bölge ülkelerinin dış müdahaleye hazır hale gelmesi, neredeyse bir çok Arap ülkesinin yerel para biriminin küresel para birimi dolara karşı korkunç bir değer kaybetmesi, ekonomik bağımsızlığın tehlikeye girmesi, üretemeyen ülkeler klasmanına girilmesi, yer altı kaynaklarının ABD, Rusya ve İran sömürgesine girmesi gibi bir çok önemli konu Arap baharının sonucu olarak tarihte yerini almıştır. Arap Baharı, twitter, sosyal medya olarak ele aldığımız bu yazımızda sizlere hafife alınan sosyal medyanın aslında yeni dünya düzenini belirleyen en önemli etken olduğundan bahsetmeye çalıştık.